ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
       Mirati
 
 
  Zincir kar eylemez bizlere sofi!
    Bin can ile bir canana bağlıyız.
    Anlayıp bilmişiz emri marufi
    Ol bakii adil han’a bağlıyız.

             Seçmedik yarımız ağyarımızdan,
             Kimse vakıf değil esrarımızdan.
             Dönmedik Mirati ikrarımızdan
             Hacı Bektaş Pir Sultana bağlıyız.

 

    XIX uncu asrın en kuvvetli saz şairlerinden biri olan Kalecikli, Mirati hakkında bu gün maalesef elimizde hüccet sayılabilecek bir vesika yoktur. Gerçi son zamanlarda yazılan edebiyat tarihlerinde Miratinin adı geçmekte ve bilhassa S. Nüzhet Bektaşi şairleri eserinde şairden bir nebze bahsetmektedir. Fakat bu kayıtların hiç birisi Miratinin hayatı etrafında tatminkar bir cevap ihtiva edebilmekten uzaktır. Kültürü, felsefesi ve üstün şairiyeti ile büyük bir kıymet olan Miratinin bu derece meçhul kalması edebiyat dünyamız için bir zarar olmaktan ziyade bu işle uğraşanların lehine bir hareket olmasa gerektir.

Bu endişe ile çalışırken her müdakkikin uğradığı müşkilattan ben de vareste kalamamış ve müsbet bir netice temin edememiş bulunmaktayım. Şu farkla ki bu gün Miratinin hayatı hakkında elde ettiğim malumat S. Nüzhetin verdiğinden daha etraflı olmak itibarile şair hakkında bir fikir edinebilmeğe kafidir.

Miratinin hayatını tenvire kafi malumatı şu tarzda elde etmiş olmaktayım:
Çok değerli başmüddeiumumi Kalecikli B. İlhami Sarıcı, vaki istirhamım üzerine bizzat tetkikatta bulunmuş ve bana en esaslı malumatı temin edebilmiştir. Muhterem dostumun müracaat ettiği zevat arasında Miratinin torunu B. Ali Şevkı da bulunmaktadır.
Bundan başka B. İlhami Sarıcıya gelen A. Gülaçtı imzalı mektup yine B. Ali Şevki ve B. H. Şakirin rivayetlerine müsteniden bir hayli malumatı itiva eylemektedir. Bu mektup ve rivayetlere göre: Miratinin asıl adı Mehmettir; Mirati mahlasını Vasi Şeyh tekkesine hizmeti esnasında almıştır. Şöyle ki vasi şeyh tekkesine intisabında “sazı eline almış, birkaç beyit söyledikten sonra şeyh tarafından müsaade olmuş. Haydi senin ismin Mirati olsun; sazına saz, sözüne söz uymasın denilmiş ve tarihi malum olmayan bir zamanda çıkmış gitmiş” Kalecikli A. Gülaçtı.

Miratinin babası ve ecdadı hakkında bir kayde tesadüf edilememişsede anasının adı Fatma olduğu bildirilmektedir. Miratinin ne zaman doğduğu ve hangi tarihte vefat ettiği bu gün için benim de meçhülümdür. Yalnız 1285 de Türabi Ali baba dededen nasip aldığına ve ustam Aşık Hasanın babası Aşık Kemali ile müşaere ettiğine ve yine ustamın kanaatine göre Mirati, Kalecikte kendi lakaplarına izafe edilen Çanşah mahallesinde doğmuş, tahminen 1225 ve 1300 arasında yaşamıştır.

Miratinin temiz giyinir, uzunca boylu, geniş omuzlu, sarı sakallı, iri gözlü olduğu, kardeşi Çanşah imamına benzediği söylenmektedir.

Şairin tahsil derecesi hususunda elimizde sağlam bir vesika yoksada S. Nüzhetin Bektaşi şairleri eserinde söylediğine ve halk rivayetlerine nazaran Mirati icazetli hocalardandır. Manzumalarının bilhassa kültürel değeri bunu teyit eylemektedir. Kalecikten gelen mektuba göre de Mirati Kalecik Müftüsü veli zadeden Arabi okumuş, icazet almadan “At kuyruğundan bir saz uydurarak medresede çalışmaya başlamış hocası görmüş ve medreseden kovmuş, sonra vasi şeyh tekkesine hademe olarak girmiş, birkaç ay sonra sazı sözü artırmış.” Kalecikli A. Gülaçtı.

Bu rivayeti kaydı ihtiyatla telakki etmek lazımdır. Mirati müftü veli zadeden icazet almamış dahi olsa medreseden uzaklaştırılması tahsilini ikmaline hiç bir mani teşkil etmez. Fazla olarak Miratinin icazetnameli olduğunu sadece B. Nüzhet değil pek çok kimseler rivayet eylemektedir. Biz şuna kaniiz ki Mirati muasırleri dertli ve zehniden gerek tahsil gerek şairiyet itibarile daha üstündür; Dertli gibi Mirati sözlerinde lisan hatası yapmaktan sarfınazar imale ve zihafa bile düşmemiştir.

Netice itibarile Mirati aşık ve Bektaşi edebiyatının, kültürünü temsil edecek ve divan edebiyatı müntesiplerile boy ölçebilecek nisbette ilim yapmış bir şairdir.

Miratinin aşıklığa niçin ve nasıl başladığına gelince bu hususta elde ettiğimiz malumat şudur:
Mirati, Kaleciklilerin bildirildiğine göre saza sekiz yaşında başlamış ve saz çalmayı kendisine yegane oyun ve eğlence telakki etmiştir. Aşık usullerinde kimlerden istifade ettiğini henüz tesbit edemediğimiz şair pek küçük yaşta sazına hakimiyet temin etmiş ve bu vadide çok genç iken büyük bir şöhret yapmıştır. Şair saz ve sözde arzu ettiği inkişafa mazhar olduğu bir sırada Kaleciklilerin aleyhinde yaptıkları dedikoduya kızarak sazını omuzuna almış ve Babalığa kadar yükselmiştir. Vekur, ciddi ve karşısındakileri hiç bir şey söylemeden kendine bend ve manyatize edebilecek bir vasfı haiz olan şair gerek fasıllarında, gerekse tekmil muaşeretinde herkesin hürmet ve takdirini kazanmış ve namını her tarafa yayabilmiştir. Bir kaç defa da Kastamonuyu ziyaret eden Mirati, muhitte saz ve söz meraklılarının olduğu kadar Kemali ve Meydaninin büyük takdirini mucip olmuştur. O zaman genç bulunan İshak zade Fevzi Fusuli aşıkan nam mecmuasında Miratiyi (Aleviyülmezhep bir şair idi) diye tavsif etmektedir.

Mirati ilk defa Kastamonu tarikiyle İstanbul'a gitmiş ve Mehmet Ali Paşanın himayesi altında uzun bir zaman İstanbul da kalmış, bilhassa Tavuk pazarında tekellümündeki fesahat ve kudret ile şöhret almıştır. Mirati Anadolunun bir çok yerlerinde dahi aynı derecede takdir edilmiş ve sevilmiştir. Şu hadise Miratinin vekar ve şöhretine de kuvvetli bir delildir. Mirati bir gün Çankırıda Kemali ile fasıl yaparken araya Tosyalı Mirati isminde biri girmiş ve demiş ki
- Sen de Mirati, ben de Mirati.. Faslı bırak ta seninle şu Miratiliği ayırt edelim.
Mirati:
- Baş üstüne buyur meydan senin, ayak senin. Cevabını vermiş.
Kalecikli sazla Tosyalı elindeki deynekle müşaareye başlamışlar. Neticede Tosyalı mat olmuş ve kahveden uzaklaştırılmış; Aşıklıktan başka sanatı olmayan Mirati, hayatının sonuna kadar Bektaşi bir saz şairi olarak kalmış ve henüz tesbit edemediğimiz bir tarihte İstanbul da vefat ederek Tavuk pazarı civarına defnedilmiştir. Sazı bir müddet Asmalı meyhanesinde hatıra olarak muhafaza edilmişse de yangında yanmıştır.
Miratinin edebi hüviyetine gelince şair, evvelce bilmünasebe söylediğimiz gibi Bektaşi edebiyatında olsun Aşık tarzında olsun tarihe maledilebilecek bir kıymettir. O, kuvvetli dimağının ve zengin kültürünün gölgesi altında duyuşlar ile bize rakipsiz bir çok eserler bırakmıştır.

Fakat esef edilebilecek bir hadisedir ki bu çok kıymetli şairin matbuat aleminde çok mahdut şiirleri neşrolunabilmiştir. Ben de bütün çalışma ve çabalamama rağmen Miratinin ancak “19” parçasını temin edebilmiş olmaktayım. Bu parçalar kısmen hususi kütüphanelerde ve marak sahiplerinin ellerindeki mecmualarda diğerleri de başka vilayetlerde yazılmış ve tarafımdan ya istinsah veya satın alınmış cönklerde mukayettir. Bana Kalecikler yalnız iki parça verebilmişlerdir. Miratinin Ankara ve Çankırı köylerinde halkın ezberinde pek çok parçaları varsa da benim için şimdilik bu havalide tetkikat yapmağa imkan yoktur. Olsa dahi bu derleme vazifesi benden ziyade Kalecik münevverlerine düşer ki böyle bir kıymeti ihmal etmek Milli Harsiyatımızdan ziyade muhit ve hemşehrilik namına karlı bir hareket değildir.

Ben burada elimden geldiği kadar milli ve mesleki vazifemi yapmak istediğimi zannetmekteyim. Bu etüdü yapmaktan yegane maksadım henüz takdir ve tesbit edilmemiş bir kıymeti tebarüz ettirebilmektir. Ortada bir noksan varsa hepimize ait olmak lazımdır.

İhsan Ozanoğlu
XIX uncu asır saz şairlerinden Kalecikli Mirati
Kastamonu 1940
 


Eserlerinden bazıları:

 -1-
Amenna dedik biz ıkrareyledik
Erenler bezminde laşekcesine.
Bağ ı hakikatta yetiştik, bittik,
Buyaldık her gülden çiçekçesine;

Söylesem kelamım gelmez tahrire;
Ikrar verdik, iman ettik bir pire.
Nutk ı derunumuz sığmoz tefsire
Er evladı eriz laşekçesine

Vücud i mutlaktır heryerde iyan;
Körler zannederler-didarı nihan.
Elhakku ezharu mineşşemsiken
Sofi inadeder eşekcesine.

Mirati sözlerin canlı muamma;
Arif olanlara olur hüveyda,
Elsiziz, belsiziz, dilsiziz emma
Gezeriz alemde erkekcesine.

-2-
Noktanın sırrına vakıf olalı
Zikr ü fikrim oldu bai bismillah.
Vücudum allemelasma bileli
Heryüzden göründü semme vebhullah.

Kaf u nundan hitap edince ehad
Ehadden var oldu ol nur i Ahmet.
Şeriat ahkamın sürdü ced beced;
Nazildir şanında “kul kefa billah”.

Mirati bendendir ey nur i cemil.
Taatim kalildir ısyanım kesir.
Mücrimler hakkında buyurdu celil:
Geldi “La taknetu min rahmetillah”.

-3-
Ey şahi risalet, sultan ı kevneyn!
Buyruldu şanına “Levlake levlak..”
Ey nur i nebüvvet ceddülhaseneyn
Senin için var oldu zemin ü eflak..

Sen şahlar şahısın, şehinşahısın;
Tarikat burcunun mehru mahısın.
Nice mücrimlerin sen penahısın
Münkir olan seni edemez idrak..

Vasıflar vasfeder ali zatini,
Nakşederler daim hup sıfatını.
Dur etme babından bu Miratı
Değildir rahında zerrece şekkak..

-4-
Zahit bize ol feyyaz ı mutlaktan
Mevid i didarı aşk olmuştu peyk.
Vad i akdeste Musaye haktan
Erişti hitabı “Fahla’ naleyk.”

Temenni kıldıkta aşık rahmana,
Nağmesi erişir heft asümana..
Batın dıyarına guy i canana
Aksetti saday ı lebbeyke lebbeyk..

Hızırdan nuş eden ab i hayatı
Dareynde bulur elbette necatı.
Bibasarlar görmez eşki Mirati!
Hezaran söylesen “Etabu ileyk.”

-5-
On sekiz bin alem icad olmadan
Lamekan elinde ilmettim tahsil.
Mefhari kainat bünyad olmadan
Bana irşad oldu o sırr ı kandil..

Vermeden ademin ism ü resmini,
Anasırdan halketmeden cismini,
Ol demde okudum rezzak ismini
Kısmeti hak kıldı rızkımı tahvil...

Mirati zatinle rahata düştüm
Zatimi zat bilip anda buluştum.
Bir hitap erişti Layakıl düştüm
O demde lebbeyk çağırdı cibril.
  -6-
Ne hikmet arifler salus gözüne
Daim hor görünür mütekerrihtir.
Arifler nazırdır kendi özüne
Niyyetine göre müteşebbihtir,

Zahida taş atma aşıkanlara
Kavlinde, filinde sadıkanlara,
Emri nehyi tarıf etme anlara,
Anlar her umurda mütenebbihtir.

Mirati görene gör neler vardır?
Ol yarı görmeyen daim ağyardır.
Zahirde itikaf kuru dıvardır;
Aşıklar cemale müteveccihtir.

-7-
Sefine i ömrüm girdab ı gamde
Lengerendaz yatar havasın bekler.
Mecnuni aşk olan guh i sitemde
Başında aşiyan mevlasın bekler.

Şimdi bir tutarlar altunu pulu,
Şeker ile şab’ı har ile gülü.
Karga ile bir görürler bülbülü,
Serçe de ankanıu yuvasın bekler

Ne hikmet pirlerden olmadı himmet
İlahi feth olsun babi mürüvvet
Herkes maksuduna erdi selamet
Mirati mevlanın rızasın bekler.

-8-
Dünyalıktan halim sorar bazısı
Bizde sim yerine emraz bulunur.
Böyle imiş alnımızın yazısı
Elde santur, keman ya saz bulunur.

Sanma ki Aşıklar beyhude gezer
Eloğlu ariftir adamı sezer.
Harabat ehliyiz bizde sim ü zer
Ne kışın bulunur, ne yaz bulunur.

Mirati kıssadan hıssadır pendim;
Şimdi bir kimseye inanma kendim.
Fikirsizlik benim kendi efendim
Zamanede adam pek az bulunur.

-9-
Zincir kar eylemez bizlere sofi!
Bin can ile bir canana bağlıyız.
Anlayıp bilmişiz emri marufi
Ol bakii adil han’a bağlıyız.

Lamekandan fi mekana gelmişiz;
Her bir sıfat ile mükim olmuşuz.
Noktai sır kafu nunu bilmişiz,
“Küllü men aleyha fan” a bağlıyız.

Seçmedik yarımız ağyarımızdan,
Kimse vakıf değil esrarımızdan.
Dönmedik Mirati ikrarımızdan
Hacı Bektaş Pir Sultana bağlıyız.

 


 

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com