Âşıklık, yüzlerce yıllık geleneğe dayalı
bir Türk halk sanatıdır. Özellikle, Türk milletine özgü olan bu
gelenek, Türk Dünyası coğrafyasında bütün canlılığı ile
yaşatılmaktadır.
Anadolu Türkleri arasında; “Âşık, Halk Ozanı, Halk Şairi,
Hakk Âşığı ve Saz Şairi” adları verilen bu halk
sanatçılarına, günümüz Türk dünyasında verilen başlıca isimler ise
şunlardır: Azerbeycan Türkleri “Aşıg Şair”, Uygur
Türkleri “Halk Şairi, Aşuk”, Kazak Türkleri
“Bagsı, Jırav, Akın”, Kırgız Türkleri “Jomokçu,
Manasçı”, Özbek Türkleri “Bahşi, Şair”,
Başkurt Türkleri “Säsän”, Tatar Türkleri
“Çäçän” veya “Şeşen”, Türkmenistan Türkleri
“Bahşı”, Altay Türkleri “Gaycı” veya
“Kaycı”, adını vermekle birlikte, Dede Korkut
Kitabında bu kişilere verilen ad “Ozan” dır. Aynı
şekilde bu halk sanatçılarının Eski Türkçe’deki adları ise
“Irçı, Yırçı” ve “Koşukçu/ Goşukçu” olarak
geçmektedir.1
Türkiye Türkleri arasındaki âşıklık geleneği bugün Kars, Erzurum,
Artvin, Sivas, Tokat, Malatya illerinde canlı bir şekilde devam
etmekteyse de, âşıklık geleneğinin yoğun olarak yaşatıldığı bir
başka yöremiz ise Çukurova’dır. Diğer taraftan, Anadolu’nun
Afyonkarahisar gibi, bazı yörelerinde de âşıklık geleneğini
sürdüren âşıkların, sayıca az olsa da, bulunduklarını
belirtmeliyiz. Âşık Ali Taş, Âşık Aslı Bacı ve Âşık Yoksul Derviş;
başta Konya Âşıklar Bayramı olmak üzere, yurdumuzun değişik
illerinde düzenlenen şölenlerde adlarını duyurmuş, çeşitli ödüller
almış olan Afyonkarahisarlı âşıklardır.
Anadolu sahası âşıklık geleneğine mensup olan âşıklar bir taraftan
aşk, sevgi, muhabbet, güzellik vb. gibi lirik konularda irticalen
şiir söylerken, Türk milletinin genelini ilgilendiren ve her Türk
insanını etkileyen sosyal, siyasal ve ekonomik alanlardaki
gelişmelere de yakın ilgi duymuşlardır. Türk insanını ilgilendiren
her türlü iç ve dış toplumsal olay, âşıkların özellikle
ilgilendiği ve şiirlerinde de ele aldıkları vazgeçilmez konular
olmuştur. Çünkü onlar, Türk insanının duygu ve düşüncelerine
söyledikleri şiirlerle tercüman olmak görevine sahiptir.
Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından bugüne,
Türkiye Türklüğünün hassas olduğu konulardan biri ve belki de en
önemlisi Kıbrıs Türkleri, Balkan Türkleri ve Orta Asya Türk
Cumhuriyetlerinde yaşayan diğer Türk boyları olmuştur. Bunlardan
özellikle Kıbrıs ve Balkan Türkleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin
komşuluk ilişkisi bulunan ülkelerde bulunmaları dolayısıyla daha
özel bir konum arzetmiştir.
Türkiye’de yaşayan âşıkların en çok ilgilendikleri konulardan biri
de Kıbrıs Türklüğü ve yüzyıllar boyunca Türk toprağı olarak kalmış
ve kalacak olan “Yavru Vatan Kıbrıs” olmuştur. Biz de bu
bildirimizde, âşıklık geleneğinin yoğun olarak yaşatıldığı
bölgelerden değil, âşıklık geleneğine sahip olduğu daha az bilinen
bir Türk yöresi olan Afyonkarahisar yöresinde yetişmiş olan
âşıkların dilinde Kıbrıs Türklüğüne duyulan sevgi ve muhabbetin,
her zaman Kıbrıs Türkleriyle birlikte oluşun dile getirildiği
şiirleri sizlerle paylaşmak ve böylece, âşıklık geleneğinin ve bu
geleneğin temsilcilerinin, Türkiye’nin hassas olduğu konularda
kamuoyu oluşturmadaki etkilerini ve şiirlerinin diğer
özelliklerini göstermek istiyoruz.
Yurdumuzun diğer yörelerindeki âşıklar gibi, Afyonkarahisarlı
âşıklar da Kıbrıs ile ilgili şiirler yazarak, Kıbrıs meselesine
olan duyarlılıklarını saza ve söze dökmüşlerdir. Bunlardan Âşık
Yoksul Derviş Kıbrıs’ı görmemiştir. Kıbrıs’ı, çevresinde âlim
olarak tanınan ve Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılarca kurşuna
dizilerek şehit edilen dedesi Hacı Mustafa Efendi’nin
anlattıklarıyla tanıyan âşık bir şiirinde bunu şu şekilde ifâde
eder;
Dedem anlatırdı güzelliğini,
Yazıldı dilime Kıbrıs Destanı.
Tarihlerde olan özelliğini,
Okunur dillerde Kıbrıs destanı.2
Âşık Yoksul Derviş şiirlerinde; Kıbrıs’ın tarihi, turistik ve
kültürel yönlerini birer birer gözler önüne serer ve“Kıbrıs
Destanı„ adlı şiirinde bunu şöyle ifade eder;
Her uygarlığında bir elişi var,
Oyma sanatların çok nakışı var
Tarihlerde çok eski bir yaşı var,
Her dillerde övgü Kıbrıs Destanı.
Güzelyurt körfezi, Girne körfezi,
Görmelisin bir başkadır havası,
İç ovayla, bir Meserya ovası,
Bir başka güzeldir Kıbrıs Destanı.
Calias ırmağı, Lefke kalesi,
Tam turistik başka yerdir orası,
Gazimagusa’yla Girne arası,
Öylesine güzel Kıbrıs Destanı.3
“Kıbrıs Adası„ adlı şiirinde ise; daha çok camiler,
tekkeler, türbeler, konaklar, hanlar, hamamlar ve çeşmelerden
bahseder. Bunda, âşığın mutasavvıf bir şâir olmasının rolü
büyüktür.
Canbolat’ın, Akkola’nın tekkesi,
Selimiye, Haydarpaşa camisi,
Kutup Osman tekkeleri, türbesi,
Var olduğu yerdir Kıbrıs Adası.
Dervişpaşa, Kâmilpaşa konağı,
Efsaneler dolu her bir bucağı,
Dalgalandı Osmanlı’nın sancağı,
Mimariler dolu Kıbrıs Adası.
Mevlevîler medresesi, türbesi,
Sultan Mahmut Han’ın kütüphanesi,
Görülüyor büyük Emir Elmaslı,
Kültür hazinesi Kıbrıs Adası.
Caferpaşa hamamları, çeşmesi,
Yirmisekiz Çelebinin türbesi,
Lâla Mustafa Paşa camisi,
Görüldüğü yerdir Kıbrıs Adası.
Seyit Ahmet Köprülü’nün çeşmesi,
Lefke Piri Osman Paşa camisi,
Limasol’da Gazi Paşa çeşmesi,
Görüldüğü yerdir Kıbrıs Adası.
Orda Erenköyler, Kırklar, Gaziler,
Çok güzeldir bu yerlerde geziler,
Onbin yıllık kitabeler, yazılar,
Tarihi bir yerdir Kıbrıs Adası.4
Âşık Yoksul Derviş, 15 Mayıs 1983’ de Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin ilânını çoşkuyla karşılar.
Egemenlik milletime, Türk’üme,
Canlar fedâ vatanıma, ırkıma,
Yer eyledi destanıma, şarkıma,
Kuzey Kıbrıs Türk’ün Cumhuriyeti.
Çekilsin bayraklar, açılsın sancak,
Amacımız birlik barıştır ancak,
Sevgiye, saygıya açmışız kucak,
Kuzey Kıbrıs Türk’ün Cumhuriyeti.5
Şiirlerde Kıbrıs dâvâsının önde gelen isimlerinden birisi olan ve
ömrünü bu dâvâya adayan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tan da sözedilir.
İçten sevgi saygı Rauf Denktaş’a,
Yoksul Derviş der ki, bütün yurttaşa,
Yaşa Cumhuriyet sonsuza yaşa,
Kuzey Kıbrıs Türk’ün Cumhuriyeti.6
Âşık Yoksul Derviş’in şiirlerinde; Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin kuruluş nedenleri bir bir sıralanıp, genç
cumhuriyetin tanınması istenir;
Yurtta sulhdur, cihanda sulh kanısın,
Dünya devletleri bunu tanısın,
Gerçek olduğuna herkes inansın,
Onun için Cumhuriyet kurmuşuz.
Bunca senelerdir sabrımız taştı,
Verdiğimiz kurban binleri geçti,
Yapılan haksızlık haddini aştı,
Onun için Cumhuriyet kurmuşuz.
Bunca yıldır haksızlığa dayandık,
Tâ ezelden gerçeklere inandık,
Yoksul Derviş birlik, kardeşlik sunduk,
Onun için Cumhuriyet kurmuşuz.7
Âşık Aslı Bacı ise; yıllar önce yazdığı ve hiçbir yerde
yayınlanmadığı için ancak iki dörtlüğü hâfızasında kalan şiirinde,
düşmana âdeta meydan okur;
Kalleş düşman sakın çıkma meydana,
Seni bu meydanda ezer giderim,
Allâh Allâh diyen Türk’ün sesiyle,
Vatanım Kıbrıs’ta tozar giderim.
Aslı Bacı Türk’tür kanım ve etim,
Ozanlar yatağı bu memleketim,
Aşılmaz üstümden yücedir setim,
Süngümle derini yüzer giderim.8
Âşık Ali Taş’da, 20 Temmuz 1974’de yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı
nedeniyle yazdığı şiirinde; Yunanlılara, Türk Kurtuluş Savaşı’nı
hatırlatarak, hadlerini bilmeyi tembih ederken, Atina’ya bayrak
dikmeye ve oralara haşhaş ekmeye kalkışır.
Yunanla, İngiliz bize vız gelir,
Yedi düvel ezdik, bunlar az gelir,
Mehmetçiğe dere tepe düz gelir,
Atina’ya bayrak dikeceğiz,
Oralarda haşhaş ekeceğiz.
Şanlı Türk ordusu şahlandı gardaş,
Ege’de efeler, doğuda dadaş,
Tüm halkımız birbirine gönüldaş,
Türk milleti imanlı,
Haddini bil Yunanlı.9
Şiirin devam eden aşağıdaki mısralarında âşık; Kemâl Atatürk’ten
emir alındığını, Türk’ün üzerine gelinmesi halinde, isterse
Selânik’te bile bayram yapabilecek gücünün olduğunu söyler.
Kemâl Atatürk’ten aldık emiri,
Onun emri keser, tuncu, demiri,
Zafer müjdeliyor Türk süngüleri,
Atina’ya bayrak dikeceğiz,
Oralarda haşhaş ekeceğiz.
Gabarmaya görsün Türk’ün ayranı,
Selânik’te yaparız biz bayramı,
Ali Taş’ım vatanımın kurbanı,
Türk milleti imanlı,
Haddini bil Yunanlı.10
Sonuç olarak; âşıklık geleneği mensupları, sadece sevgi, aşk,
ayrılık ve gurbet gibi lirik konularda değil, aynı zamanda Türk
vatanının ve toplumunun ayrılmazlığı ile Kıbrıs gibi Türkiye
dışındaki Türklerin de, Türkiye için önemli ve vazgeçilmez oluşunu
şiirlerinde konu etmektedirler. Kıbrıs’ın, Türkiye için önemi ve
vazgeçilmez oluşu da bu tür şiirlerin yaratılmasında son derece
etkili olmaktadır. Âşıklık geleneğinin bu türden sosyal konularda
yarattığı eserler daha ayrıntılı olarak incelendiğinde, Türk
milletinin sosyal olaylar karşısındaki tavır ve düşüncelerinin de
daha iyi tahlil edilmesi mümkün olacaktır. İncelediğimiz
Afyonkarahisarlı âşıkların Kıbrıs konulu şiirleri, Türkiye’de
halkın duygu ve düşüncelerini yansıtması bakımından önemlidir. Bu
yönleriyle de sosyal tarihe kaynaklık etmektedirler.
1-Reichl, Karl.(1992). Turkic Epic
Poetry; Traditrons, Forms and Structures. 306-307.
2-Âşık Yoksul Derviş (Şemsettin KUBAT).
Hoşgörü. (Basılmamış eserdeki Kıbrıs Destanı adlı şiir).
3-Âşık Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat).
Hoşgörü. (Basılmamış eserdeki Kıbrıs Destanı adlı şiir).
4-Âşık Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat).
Hoşgörü. (Basılmamış eserdeki Kıbrıs Adası adlı şiir).
5-Yaldızkaya, Ö. Faruk (hzl). (1986).
Gönülden Sesler.105.
6-Yaldızkaya; 105.
7-Yaldızkaya; 104.
8-Âşık Aslı Bacı (Münevver Tolun;
Afyon, 1935 doğumlu ve üniversite mezunudur. Bu şiir 17 Mart 2002
Tarihinde yapılan görüşme sırasından kendisinden alınmıştır.)
9-Kaptan, Şükrü Tekin. (2001). Âşık Ali
Taş. 106.
10-Kaptan; 106.
KAYNAKLAR
1. Âşık Aslı Bacı (Münevver Tolun). Kendisi Afyon 1935 doğumlu ve
üniversite mezunudur. Şiir 17 Mart 2002 tarihinde yapılan görüşme
sırasında kendisinden alınmıştır.
2. Âşık Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat). Hoşgörü. (Basılmamış
eser).
3. Kaptan, Şükrü Tekin. (2001). Âşık Ali Taş. Denizli: Yüksel
Matbaası, Denizli.
4. Reichl, Karl. Turkic Epic Poetry; Traditrans, Forms and
Structures.(1992). New York and London: Garland Publishing Inc.
(Bu eser arkadaşımız Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma
Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Türk Dili Bölüm Başkanı Doç. Dr. Metin
Ekici tarafından tercüme edilmiş olup, basım aşamasındadır.)
5. Yaldızkaya, Ö. Faruk (hzl). (1986). Gönülden Sesler. (Âşık
Yoksul Derviş, “Şemsettin Kubat”). Uğur Ofset, Eskişehir.
|