T.H. Müziğinin temel sazı olan
Bağlama; Şaman dininde ki Bahşi ozanlardan günümüze Eğitme,öğretme,
yol gösterme, birlik ve beraberliği sağlama, düşündürme, tedavi etme,
eğlendirme görevlerinin yanı sıra gücün ve kudretin de sembolü
olmuştur. Toplumun her türlü duygularının yansıtılmasında çok önemli
bir rolü vardır. Bazen “Telli Kuran” denilebilecek kadar kutsal
sayılmış,değer verilmiştir. Yüklendiği görev nedeni ile bir çalgı
olmanın çok ötesine geçmiştir.
“Ağır Yükü Hafif Darası Vardır.” (Yetik Ozan)
Ve bizim ulusal Çalgımızdır.
Bu kadar yaygın ve çeşitliliği olan bir çalgının isimlendirilmesinde
ve sınıflandırılmasında karşımıza bazı sorunların çıkması da
doğaldır.
En göze batan sorun Bağlama ailesinin sıralamasında dır. Bir çok
kaynakta (Müzik Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığının bazı yayınları,
M. Özbek, Türk Halk Müziği Nazariyatı-Atınç Emnalar vb..) Bu
sıralamada:
DİVAN
BAĞLAMA
TANBURA (Bazlarında TAMBURA)
CURA
Şeklinde bir yanılgı vardır. Ve Tanbura Bağlamadan küçük bir saz
olarak gösterilmektedir.
Ayrıca Divan Sazı’nın bir boy büyüğüne Meydan Sazı denilmekte ve
meydanlarda çalındığı için bu adı aldığı şeklinde yanlış bir ifade
kullanılmaktadır.!
Eskişehir Anadolu Ün. Açık Öğretim Fak. T.R.T.4‘deki eğitim yayında
Bağlama Ailesi tanıtılırken; “ailenin en küçük üyesi curadır”;
Bağlama ailesinin Cura’ dan sonraki sazı Tanbura’dır şeklinde bir
açıklama yapıldıktan sonra bağlamadan küçük bir sazdır, ifadesi
kullanılıp, Ankara’nın meşhur “Şeker oğlan” (Yandım Şeker) oyun
havası kısa saplı bir bağlamayla ve bağlama düzeninde icra
edilmiştir ve buna Tanbura denmiştir.
(Şeker Oğlan bilindiği gibi Bağlama düzeninde icra edilen bir
ezgidir.) Daha sonra bağlama ve divan sazı tanıtılıp, bozuk düzeninde
örnekler verilmiştir. Bu örnekte de Tanbura ve Bağlama tanıtımları
arasında bir çelişki vardır.
Bağlama ailesindeki sazların genel adı ve deyimi olan bu kelimenin
tarihine,geleneğine kısaca bir göz atmakta yarar vardır.
Bağlama: diğer Orta Asya kökenli sazlar gibi kopuzdan türemiştir.
Kopuz da genel bir deyimdir ve bir çok çeşidi vardır. Kıl kopuz,
oklu kopuz çertme kopuz, çerti kopuz, kollu kopuz(kolça kopuz) vb.
Kolça kopuzun yani kollu kopuzun koluna perde bağlanmasıyla ortaya
çıkan bu tür kopuza daha sonraki dönemlerde bağlama
denmiştir. (Türklerde tel takmaya da bağlama denilmektedir.)
Evliya Çelebi’ de Bağlama kelimesine rastlanmamaktadır. M.R.
Gazimihal, Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız isimli kitabında
“Belki de şehirlerde yok, köy ve aşiretlerde vardı. O yüzden Evliya
haberdar olmadı.” Demektedir.
Bağlama adı 17.yy’dan sonra daha yaygın olarak kullanılmış,günümüzde
de bağlama ailesindeki sazların genel adı olmuştur.
Bağlama; geçmişten günümüze, yapılarına, boy ve ebatlarına,
düzenlerine, tel ve perde sayılarına, çalınış biçimlerine, kavim ve
aşiretlere,bölgelere göre bir çok farklı isimlerle anılmıştır:
Kopuz, Komus, Saz, Sazılak, Bozuk, Boz ok, Çöğür, Çanğür, Çağur,
Ruzba ,Irızva,Tanbura, Dombra, Dutar, Dıngıra, Dıngırdak, Destek,
İki telli, Çiftetelli, Bulgari. Baz, Berene, Çeşte, Karadüzen, Harek
vb.
Anadolu’da yakın zamana kadar SAZ kelimesi de çok yaygın bir biçimde
kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir.
Farsça kökenli olan bu kelime, bugün bütün enstrümanların genel adı
olmakla birlikte bağlama ailesindeki sazları anlatmak için genel
anlamda kullanılmıştır.
Anadolu’da bağlama ve türlerine saz denildiği halde kaval,
zurna,kemane vb. sazlar için bu kelime kullanılmamıştır. Yani bir
anlamda bağlama ve türleri için kullanılmıştır. Bağlama kelimesi 17.yy’dan
itibaren görülmesine rağmen, kopuzun bazı türlerine saz denilmesi 15.yy’a
rastlar.
Bu kelime,düzen ve ebat belirtmeksizin kullanılması yanı sıra
(–Örneğin Aşık Veysel Bağlama Düzeni çalmasına rağmen –Ben gidersem
sazım/Sen kal dünyada - Şu sazıma bir düzen ver-gibi) Birçok
yöremizde de Bozuk Düzeni ile çalınan büyükçe sazlara SAZ
denilmektedir. Orta Anadolu’da özellikle Kırşehir,Ankara,Niğde,Konya
vb. yörelerde bu kelime hem düzen hem de ebat belirtmektedir. Re
perdesi üzerinde karar vererek çalınanlara da KARA DÜZEN
denilmektedir.(birçok kaynakta Kara Düzen kelimesi hem bir saz
çeşidi hem de bir düzen çeşidi olarak farklı farklı anlatılmaktadır.
Irızva’nın bir çeşidine de Kara Düzen denmektedir.) Konya’ya bir
seyahatim sırasında Bağlama çalanlarla tanışmak istediğimde orta yaş
üzerinde olan birkaç sazcının “Biz Bağlama çalmayız,Biz saz
çalarız;Bağlamayı Bektaşiler çalar” dediklerine şahit oldum. Burada
görüldüğü gibi bağlama ve saz kelimelerinin arasında bir ayrım
yapılmaktadır.
Bağlama ve Saz telaffuzlarının yanı sıra “Bozuk” “Bozuk düzeni” “Boz
ok” kelimesine de sıkça rastlanmaktadır. Boz-Ok Türkmenleri’nin
çaldığı sazdan ismini aldığı kaynaklarda belirtilmektedir. Günümüzde
de Güneydoğu Anadolu’nun bazı yörelerinde Bozok şeklinde telaffuz
edilir. Ayrıca Kastamonu, Çankırı, Sinop gibi yörelerde bir bağlama
çeşidinin de adı “Bozuk”tur.
Bozuk kelimesine Kütahya, Afyon, Uşak, Isparta ve Denizli taraflarında
da rastlanmaktadır ve bu bir düzen olmanın yanı sıra bir saz
çeşididir. Zaman zaman “Bozuk Düzen” olarak yanlış telaffuz edilen
bu deyimin bozuk sazının düzeni anlamında Bozuk Düzeni olarak
kullanılması gerekmektedir.
Yunanistan’a konser amaçlı birçok seyahatim olmuştur. Atina’da
gezdiğim bir müzede geleneksel sazlarının sergilendiği bölümde
Cura-Saz-Buzuki (Bozuk) örneklerine rastladım. Bu sazların da
bizimkilerden pek farklı bir tarafı yoktu. Ayrıca yine Atina’da
Türkiye’den göç etmiş A. Kikiriadis adında bir Buzuki yapımcısıyla
tanıştım. Dükkanda hoş bir sürprizle karşılaştım. Çünkü “Bağlamada
Düzen ve Pozisyon” Pan Yayıncılık –1989 isimli kitabımı rafından
indirip bana gösterdi. Konuşmamız sırasında geleneksel anlamda
Buzuki yaptığını, ve bunun üç sıra telli olduğunu anlattı. İsminin
de “Bozuk”tan geldiğini söyledi. Hatta daha sonraları ben ona saz
teli ve burgu gibi malzemeler gönderdim.Buzuki’nin Bozuk’tan
türediğini o yıllarda tutuculuk ve şövenistlik olarak algılanmaması
açısından çok fazla telaffuz etmedim.
Ama “THE ILLUSTRATED ENCYCLOPEDIA of MUSICAL INSTRUMENTS” Könemann
2000 isimli müzik ansiklopedisinde aynen şöyle bir cümleye
rastladım: “The popular Greek bozouki evolved from the saz” –Sayfa
113;Paragraf 1 . Burada da Buzuki’nin bizim sazımızdan türediği
anlatılmaktadır.
M.R.Gazimihal’de de Bozuk: “Saplı sazların muahhar bir nevîdir. Zil
takımına bir tel katmakla yedi telli olarak yapılmıştır.”
denmektedir.
Tanbura tanımlamasına gelindiğinde ise :
“Orta Asya Türkleri teli çok olan sazlara tambur demişlerdir.
Bunların altı çift telleri bulunur, ara teller de on ikiye kadar
çıkar. Böylece boyları da normal sazlara göre büyüktür.” (Prof. Dr. Bahattin Ögel TÜRK KÜLTÜR TARİHİNE GİRİŞ isimli kitabından.)
Yine aynı kaynakta “Ancak oralarda çok telli sazlara Danbura,Dombra
denmiştir. Bu yörük sazını Arap ve Fars kaynaklarındaki Şeş-tar ile
birleştirmek de büyük bir ihtiyatsızlık olur. Tahtacılar’ ın da bu
kaynaklardan haberi yoktu.”
Evliya Çelebi tel Tanburacıyan bölümünde şöyle diyordu: “Dört yüz
neferdir. Kütahiyye’de İftedli-oğlu telif etmişti. Amma zenpâre
sazıdır. Tanbura gibidir. Amma hurde ve tarları üçer tellidir.
Perdelidir. Lakin zalim,gayet suzinak sazdır. Mahalle arasında
çalınsa,valide ve hemşire ve hala deyzemüz, pencerelere cem
olup,bakmaları mukarrerdir.”
Tanbura; görülüyor ki geçmişte büyükçe ve çok telli bir sazdır. Türk
Müziği’ndeki Tanbur’dan esinlenildiği söylenilmekle birlikte bunun
pek aslı yoktur. Daha çok Kazak,Özbek, Türkistan Türklerinin Danbura
ve Dombralarından türemiştir. Evliya Çelebi, Tanbura’nın Maraş’tan
çıktığını da söylemektedir. Dulkadiroğulları döneminde bu bölgede
daha yaygın olduğu söylenmektedir.
M.R. Gazimihal, Tanbura için: “Boyutlarca Tanbura da Bozuk kadardır.
Şekilce bir farklılık yoktur. Düzeni Bozuk’ da ki gibidir. Perde
Teşkilatı “on iki telli” denilen saza benzemekle beraber nim sesleri
yoktur.”
Yakın tarihimizde ki Tanburacı lâkaplı saz sanatçılarına ve Çaldığı
ezgilere baktığımızda bu ezgilerin; ses genişliği, melodik ve ritmik
yapıları açısından büyük boy uzun saplı ve çok telli sazlarla icra
edildiği görülür.(Tanburacı Osman Pehlivan ve Kol Havası gibi)
Saz çalmaya başladığım 1968 yılından bu yana Tanbura karşıma hep
büyükçe bir saz olarak çıkmıştır. Konservatuara başladığım ilk
yıllarda (1975-1976)Kasımpaşalı Ali Osman Usta’ya saz yaptırmaya
gittiğimde uzun saplı 40cm. tekneli ve 24 perdeli bir saz yapmıştı.
Altta iki çelik bir sırma,ortada iki çelik,üstte bir çelik bir sırma
olmak üzere yedi teli vardı. Ortadaki iki çelikten birisini
(0.30)değiştirip kalın sırma taktı “...ve işte bu şimdi Tanbura
oldu” dediğini hiç unutmam. Aynı dönemlerde gerek TRT’deki gerekse
müzik piyasasındaki birçok icralarda Bağlama sanatçısı olarak
bulundum. Uzun saplı ve Bozuk Düzen çaldığımız sazlara hep Tanbura
dendi. Bağlama Düzenin de çalınan ve Bozuk Düzenin La Kabul edilen
Alt teline göre Alt teli Re sesine çekebildiğimiz, Düzenini de Re
–Sol- La Yaptığımız 34-36 tekne boyunda uzun saplı sazlara Bağlama
denildi. Bu boy Sazlara aynı Dönemde Bazı Saz yapımcıları Çöğür de
demişlerdir. 1980 Yılların Başından itibaren de 40 cm. tekne 53 cm
sap boyu olan Tanbura nın sapı kısaltılarak 40cm tekne boyu 40 cm
sap boyu olan kısa saplı Bağlamalar yaygınlaştı. Bunların tel boyu,
34 cm. lik tekne boyu olan Bağlamaların Tel Boylarıyla
aynıdır.(72cm) Şimdiler de Kısa Sap olarak Yaygınlaşmıştır. Bağlama
Düzeni “Kısa Sap” Bozuk Düzeni de “Uzun Sap “Olmuştur.(Bu Konudaki
Eleştirilerim Folklor Halk Bilim dergisin de “Kısa Sap-Uzun Sap
Meselesi “Adı altında yayımlanmıştır.)
Bağlama Düzeni Çalma geleneği olan yörelerimizde Bağlama Boyları
Hiçbir zaman Tanbura Boyundan büyük olmamıştır.
Bağlama Ailesindeki sazların genel adı olan Bağlama ile “Bozuk”
gerek düzeni gerekse ebatlarıyla birbirlerinden farklı iki sazdır.
Farklı Algılanıp farklı ifade edilmelidir.
Aile içindeki sazları tek başına icrâ ettiğimiz durumlarda adına ve
büyüklüğüne bakmaksızın istediğimiz düzene akortlayıp çalabiliriz.
Bozuk Düzeni ve O nun Alt düzenleri vardır. (Misget, Müstezat,
Abdal, Hüdayda vb) Bu Düzenlere ; Bozuk Düzeninin (La-Re- Sol)
üst telini veya orta telini çalınan ezginin Karar sesine
Akortlayarak ulaşabiliriz. Fakat Bağlama Düzenini Bozuk Düzeninin
Alt Düzeni olarak Düşünemeyiz (La-Re-Mi) Bağlama Düzeninde Çalınan
Hiçbir ezgide Mi Kararlı Notaya alınmamıştır. Bağlama Düzeni Başlı
başına Bir düzendir. ve Akordu: RE-SOL-LA dır.(Bağlama ailesi
Düzenleri Konusu başlı başına incelenmesi gereken ayrı bir konudur.
Bu Sempozyumda da aynı oturumda “İki temel düzen olan Bağlama Düzeni
ile Bozuk Düzeninin Mukayesesi “ adında Bir konu vardır.)
Divan Sazına gelince ;kaynaklarda aşık sazı olarakta geçmektedir.
Divan Meclislerin de çalınan saz anlamında bu ad verilmiştir. Meydan
Sazı da aynı anlamdadır Bu Meydan da Divan meclisi veya tekke
meydanıdır. Sokaktaki meydan değil.Divan sazının işlevi ve aile
içersinde ki sıralamasında her kes hem fikirdir. Ailenin En büyük
sazıdır.
Cura; Belki de Kolça Kopuzun Ta Kendisi .Çok farklı şekillerde bir
çok düzen ve çeşidi ile Ailenin en küçük üyesi. Anlamı küçük (Hıra)
tiz sesli demektir. Halk sazlarımızın Hepsinin cura sı vardır.
Günümüz Yaşayan meşhur curacıların dan Fethiye‘li Ramazan Güngör
(Topal Ramazan) 3 telli Parmak curasına 3 telli Bağlama ve Kopuz
Demektedir. Zeybek, Bozuk, Çiftetelli, Boğma, Kopuz ve Bağlama gibi
Düzenler kullanmaktadır. Asıl düzeninin de Bağlama Düzeni olduğunu
Söylemektedir.
Toplu icraların yaygınlaşması ve de özellikle “Yurttan Sesler“in
etkisi ile T.H.Müziği ve Bağlama da bir çok yeni terimler telaffuz
edilmeye başlanmıştır. Bu topluluklarda Değişik boylardaki sazlar
Bir birlerinin Oktavları yada dörtlü ve beşlileri şeklinde
akordlanıyordu. Ve hepside aynı düzende idi (Divanın oktavı tanbura,
Beşlisi Bağlama, Bağlamanın oktavı da cura gibi)
Günümüz toplu icraların da ise Bağlama Ailesi Anlayışı vardır.
Bağlama Düzeni ile Bozuk Düzeni birlikte Kullanılabildiği gibi
Divan sazı ve yeni geliştirilen“Bas Bağlama bas seslerde cura da tiz
seslerde (bas ve tiz oktavlar) kullanılmaktadır.
Bütün bu anlattıklarımdan sonra Bağlamanın dinamiklik kavramı da göz
önünde bulundurularak Bağlama ailesi sazları Aşağı da ki gibi
olmalıdır.
1- DİVAN SAZI. Tekne Boyu: 50 cm.
Sap Boyu: 66,5 cm
Tel Boyu : 106 cm
2- BOZUK . : Tekne Boyu: 40 cm. (Boz-ok)
Sap Boyu: 53 cm
Tel Boyu : 85 cm
3- BAĞLAMA : . Tekne Boyu: 34 cm. BAĞLAMA (Kısa) . Tekne Boyu: 40 cm
Sap Boyu: 45,3 cm Sap Boyu.40 cm
Tel Boyu : 72 cm Tel Boyu 72 cm
4-CURA . Tekne Boyu: 22cm.
Sap Boyu: 29,3 cm
Tel Boyu : 50 cm
Ayrıca son dönemlerde “BAS BAĞLAMA”da kullanılmaya başlanmıştır.
Ezgi çalmaktan Öte Bas partileri ve Ritm ağırlıklıdır. Ailenin
dışında isimlendirdiğimiz bu saz: 3 ve 4 telli olarak ta
kullanılmaktadır.
Saygılarımla İrfan Kurt
* İ.T.Ü. T.M. Devlet
Konservatuarı San.Öğr.Gör.
Not: Bu yazı 10. İstanbul Türk Müziği Günleri (04-05
Aralık-2003) - Müzik Araştırmaları Ve Folklor Derlemeleri
Sempozyumunda bildiri olarak sunulmuştur.
|