Bilindiği gibi kültür; bir milletin hayatta kalmasında ve varlığını
sürdürmesinde iskelet görevi gören en önemli unsurlardandır. Bu
nedenle kültürün aktarımı, yaşaması, yaşatılması ve yeni terkipler
alarak süreklilik kazanması milletin ayakta kalması bakımından
mutlak gereklidir. Bunun ile birlikte bir topluluğu veya milleti
anlamada, tanımada ve tanımlamada kültürü oluşturan unsurlar oldukça
önemlidir. Kültürümüzün özellikle bazı medya kanalları tarafından
reyting denilen endişeler uğruna hoyratça baltalandığı, aşağılandığı
ve yok edilmeye çalışıldığı günümüzde; kendi kültürel değerlerimize
sahip çıkma adına alanımızla ilgili unutulmaya yüz tutmuş olan bazı
kültürel değerlerimizi araştırarak bugünkü nesle tanıtmayı kendimize
bir vazife biliyoruz.
Bunlardan birisi de; Gaziantep’in özellikle barak aşiretinin
yerleşim yerleri başta olmak üzere, daha çok kırsal kesimdeki müzik
icrasında kullanılan fakat günümüzde artık unutulmaya başlayan,
zambır adı ile bilinen halk çalgısıdır. Zambır, birbirine yan yana
eklenmiş veya yapıştırılmış iki adet sipsiden ibarettir. Yörede
kartal kanadı adı ile de bilinen bu çalgı konusunda daha geniş ve
detaylı bilgi edinebilmek için Gaziantepli mahalli sanatçı Tevfik
Karalar ve Reşit Bulut’dan derleme çalışmaları yaptık. Yaptığımız
derleme çalışmaları sırasında Tevfik Karalar zambır ile Reşit Bulut
ise davulu ile yörede yaygın olarak bilinen Şefteli Gezinmesi (Şefteliyi
Şitil Ettim adı ile bilinen uzun havanın ayak bölümü), Halebi, Berde,
Maney, Şirvani, Galata, Koseri, Delal, Valde, Atebe(U.H) gibi
ezgileri bize icra ettiler. Yörede daha çok abdal veya aşiret adı
ile bilinen mahalli sanatçılarımız; bu ezgileri ve çalgıları çalmayı
dedelerinden ve babalarından öğrendiklerini, sülalelerindeki
insanların hemen hemen hepsinin eskiden beri çalgı ile
uğraştıklarını veya çaldıklarını, bu geleneğin babadan oğula
aktarılarak günümüze kadar geldiğini bize anlatmışlardır.
Gaziantep-barak bölgesinde daha önceki yıllarda yaptığımız derleme
çalışmaları sırasında da; her aşiretin kendi bünyesinde abdalların
bulunduğunu ve bu abdalların başka aşiretlerin düğünlerine
gitmediklerine yönelik tespitlerimiz de bulunmuştu.1 Kültür
Bakanlığı, HAGEM tarafından 1991 yılında düzenlenen Kırıkkale ili
alan araştırmaları sırasında; halk müziği konusunda yaptığımız
derleme çalışmaları sırasında da özellikle Keskin ilçesinde ve
Elmalı köyünde ki abdallarda da bu tespitlerimiz bulunmaktadır.
Zambır’ı gerek icra biçimi gerekse şekil itibarı ile ikiye ayırarak
incelemek mümkündür.
1.Her iki boruda da ses perdeleri olan zambır. (Fotoğraf No:3)
2.Dem sesli zambır. (Fotoğraf No:2)
Birinci tür çalgıda boruların her ikisinde de birbirine paralel altı
çift perde bulunmaktadır. Fakat kavalların birinin alt bölümüne
doğru yan tarafında bu ses perdelerine ilave olarak iki adet cin
deliği veya cin perdesi bulunmaktadır. Kaynak kişilerimiz bu türün
Gaziantep’te kullanılmakla birlikte, daha çok Arap müziğinde
kullanıldığını ifade etmişlerdir.
İkinci tür çalgıda ise; kavallardan birinde ses perdesi bulunurken,
diğeri boru biçiminde ve perdesizdir. Ses perdeleri olan kavalın
üstünde altı, arkada ise diğer nefesli çalgıların aksine ses perdesi
yoktur. Fakat dem sesi veren boru biçimindeki kavalın alt bölümüne
doğru yan tarafında iki adet cin deliği veya cin perdesi
bulunmaktadır. Dem sesli bu ikinci tür zambır, Gaziantep’te daha çok
kullanılmaktadır. Her iki türdeki bu zambırda bulunan cin deliği
veya perdesi icra sırasında çok fazla işlevsel olmamakla birlikte,
bu perdelerin olmadığı zambırı kaynak kişimiz; “tat vermiyor, sesi
bozuk, ötekiler gibi sesi çıkmıyor veya sesi ayarsız” diyerek
çalmayı tercih etmemiştir.
Zambırı büyüklüklerine göre de sınıflandırmak da mümkündür.
1.Cura Zambır (Klavye ve Nezik bölümü ile birlikte: 24-27cm arası)
2.Orta Kaba Zambır.( Klavye ve Nezik bölümü ile birlikte: 28-30cm
arası)
Zambır’ın ses genişliği altı ses civarındadır. Ses perdelerinin
olduğu klavye bölümü eskiden daha çok kartalın kanat kemiğinden ve
leyleğin bacak kemiğinden yapılmakta iken, daha sonraları kamıştan,
günümüze yakın dönemlerde ise metal ve plastik maddelerden de
yapılmaya başlamıştır.(Fotoğraf No:3) Fakat kartal kanadından
yapılan zambır günümüzde daha makbul sayılmaktadır.
Zambır; klavye, nezik ve kamış olmak üzere üç bölümden meydana
gelmektedir. Klavye bölümünün üst tarafında “Nezik” adı verilen
bölüm bulunmaktadır. Nezik bölümüne ise; 6 cm uzunluğunda, kamıştan
yapıldığı için “Kamış” denilen ve icra sırasında ağız içinde olan
sesin oluştuğu bir bölüm takılmaktadır.(Fotoğraf No:1) Kamışın
üzerinde seslerin titreşerek oluşumunu sağlayan ve yarılarak
oluşturulan 3 cm uzunluğunda ve 1-2 mm kalınlığında kıskaç şeklinde
dil de diyebileceğimiz2 bir bölüm bulunmaktadır. Bu bölüm üzerindeki
çatlak arasına seslerin daha rahat titreşimini sağlamak için saç
teli veya saç kılı takılmaktadır. Zambırdaki en önemli işlevi bu saç
kılı görmektedir. Çünkü kılın yerine ip veya tel gibi herhangi başka
bir madde takıldığı zaman kamıştan ses çıkmamaktadır. Bundan başka
bu kıl kıskaç üzerinde ileri veya geri götürülerek hem çift olan
kamışların kendi arasındaki akordu sağlamakta hem de çalgının
genelde sesini az da olsa pes veya tizleştirebilmektedir.
Zambır; Antakya’da özellikle Yayladağı civarında argun, argın veya
gargın3 adı ile bilinirken; Tunceli, Van, İskenderun’un Bela Yaylası,
Toros oymakları, Ürgüp, Ankara ve Safranbolu taraflarında çifte
kaval adı ile eskiden kullanıldığı yapılan tespitler arasındadır.4 Ezo Gelin türküsünde ise;
“Bir durna kaldırdım Uruş gölünden
Tisavet suyuna battı mı dersin
Bir gümanım kaldı Zambur köyüne
Telinde Şibibe seni attı mı dersin”5
Şeklinde geçmektedir. Bu türküde görüldüğü gibi zambır; aynı zamanda
Gaziantep’in Öğuzeli ilçesine bağlı bir Türkmen köyünün de adıdır.6 Zambır Gaziantep barak bölgesinde; öfke7, sinir, sinirlenmek ve
böbürlenmek anlamlarında da kullanılmaktadır. Kaynaklarda ise zambır
şu şekillerde açıklanmıştır;
1. Rumeli çobanları tarafından icad edildi. Çifte kamış düdüktür.
Sâzendegân-ı Dilli Düdük, kamıştan yan yana iki düdüktür.8
2. Arapça arı demektir.9
3. Zamr; Ortaçağ Türk musikisinde bir nefesli saz ki Safiyyûddîn’in
ünlü talebesi Hasan Zamrî bu aleti çalıyordu.10
Sesinin arının sesine benzemesinden dolayı zambır denildiği
düşüncesinde olduğumuz bu çalgı; Suriye’nin özellikle Halep ve Düden11
gibi Türkiye sınırına yakın olan bölgelerinde de kullanıldığı
edindiğimiz bilgiler arasındadır. Bilindiği gibi bir milletin siyasi
sınırları ile kültür sınırları aynı değildir. Bu nedenle birbirine
sınır olan akrabalık ilişkilerinin ve dolayısı ile iletişimin
günümüzde de oldukça yoğun olduğu bu bölgeler arasında bunun gibi
ortak kültür unsurlarına rastlamak oldukça doğaldır. Fakat bu çalgı
acaba Suriye’nin ne kadarlık bir bölümünde nasıl ve ne şekilde
kullanılıyor? buralarda derleme ve tespit çalışmaları
yapamadığımızdan dolayı çok net bir bilgiye sahip değiliz. Fakat
bildiğimiz, bu çalgının gerek Gaziantep ve Hatay bölgesinde gerek
Anadolu’nun başka bölgelerinde ve gerekse Türk dünyasında12, yan yana
getirilerek çalınan iki düdük veya kavalların eskiden beri
kullanıldığı; bu çalgının yapısından ve icra biçiminden kaynaklanan
ton ve tınıların Türk halk çalgılarının yapısında olduğudur. Gazimihal bu konu ile ilgili; “Borucukları bitişik ve nispeten küçük
boy ötkeçin Asyadaki tarihi ilkçağa kadar gerilektir.... İtil
boyundan çifte kavallarla bir tutulması düşünülmüştür. Kafkasya,
Türkistan ve özellikle İtil(Volga) bölgesi kavimlerinde benzerlerine
bu gün de rastlanmaktadır. Bu eser kavimler göçü çağından kalmış
biricik çalgıdır.1933 yılı Martında Macaristan’ın Zzolnok ili
Janoshid mevkiinde açılan bir mezarlıktan çıkmıştır. Çalgının turna
kemiğinden olacağı ihtimali de düşünülmüş. Ölü, erkek
iskeletidir.Çoban olacağı tahmin edilmiş.Çalgının bir borucuğunda 5,
öbüründe 2 delik vardır...(7+7) ve (5+5) deliklisi resimlerinde
var.”şeklinde bir açıklama yapmaktadır....Bartha, ‘Arkeologia
Hungarika’ serisinden ayrı bir ciltte her çift kaval tipini
inceleyerek şu sonuca varıyor:13, İtil civarındaki örneklerinin Avar
zummara tipinden daha çok gelişmiş oluşu bu kavalların yayılma
merkezinin de takriben Ural ile Altay arasındaki saha olması
düşüncesini kuvvetlendiriyor. Böylelikle bu çalgı musiki folklorunun
önemli bir safhasını göstermesi bakımından, Ural-Altay’ların, yahut
Öntürklerin en eski ortak uygarlık verimlerinden biridir....14 Gazimihal’in açıklamalarını yaptığı bu çalgı, çalışmamızın konusu
olan zambır ile hemen hemen aynıdır.
Bilindiği gibi Anadolu’nun her yerinde yapılan düğünlerde çok
çalgılı düğün yapmak düğün sahibinin ekonomik ve sosyal göstergesi
açısından oldukça önemlidir. Gaziantep düğünlerinde de düğün
sahibinin ekonomik ve sosyal gücüne göre yerel ifadeyle abdal veya
aşiret denilen müzisyenlerin sayısı değişebilmektedir. Özellikle
birden fazla çalgının olduğu düğünlerde, zurnalardan birisi melodi
çalarken diğer zurnalara dem tutma görevi verilmektedir. Fakat bu
icra geleneği bilindiği gibi sadece Gaziantep’e veya barak bölgesine
özgü değil, Türkiye’nin diğer yörelerindeki düğün veya eğlencelerde
de bu icra biçimini görmek mümkündür. Bazı çalgılarda ise bu icra
geleneği taklit edilerek değişik bir biçimde veya formda karşımıza
çıkmaktadır. Bu yapı; Gaziantep’te zambır veya kartal kanadı adı ile
bilinen çalgıda kendini gösterirken, Ege Bölgesinin zeybek oyun
havalarının icrasında, Fethiyeli Ramazan Güngör’ün kopuzunda yaptığı
zeybek düzeni dediği akortta çaldığı ezgilerde kendini
göstermektedir. Karadeniz Bölgesinde kullanılan tulumda, kemençede
veya bağlamada bazı ezgilerin geleneksel icrasında kulağa gelen
sürekli bir dem sesi de aynı icra mantığının bir sonucudur.
Gazimihal bu icra biçimini; “Bağlama çalışta bir telin mütamadiyen
dem tutması, ona ahenkte bir nevi def çaldırmış olmak içindir”15
diyerek açıklamaktadır. Zaten Rize ve Artvin yöresinde kullanılan
tulumun Nav denilen klavyesi de zambır ile aynıdır. Bu çalgılar,
tonik sesin veya karar sesinin çiftlenmesi, dörtlü ve beşli
akorların tınlatılması ile halk müziğinin yapısında var olan doğal
çoksesliliğin somutlaştırıldığı çalgılardır.
Türk halk çalgılarından olan zambır örneğinde görüldüğü gibi, bir
kültür öğesinin çevresinde oluşmuş birbiri ile bağlantılı, geçmişi
tarihin derinliklerine giden bir çok kültür unsuruna veya geleneğe
rastlamak mümkündür. Yazımızın başında da belirtildiği gibi; halk
kültürü konusunda yapılacak çalışmalar kültürün millet hayatı
içerisindeki önemi bakımından oldukça önemlidir.
Bu bağlamda, halk kültürü ürünlerinden olan halk çalgılarını
arşivlemek Türk organolojisi bakımından şüphesiz çok önemlidir.
Ancak; bu çalgıları alıp camekanlara veya arşivlere koyarak, belirli
zaman aralıkları ile tozunu alıp saklamak, ara sıra bakarak nostalji
yaşamak; teknolojinin büyük bir hızla değiştiği ve geliştiği
günümüzde bu değerlere yeterince sahip çıkıldığı anlamına gelmediği
düşüncesindeyiz. Bunların yaşatılması veya korunması ancak bunlardan
yeni biçimler, oluşumlar çıkarmakla, yeri geldiğinde kullanmakla ve
tanıtmakla mümkündür. Bu nedenle gerek dünya müziğinde gerekse Türk
müziğinde değişik ton, tını ve renk arayışının olduğu günümüzde,
unutulmaya yüz tutmuş zambır gibi Türk halk çalgılarının çeşitli
müzik icralarında kullanılarak ön plana çıkarılması ve tanıtılması
yerinde olacaktır.
Fotoğraf No:1
Fotoğraf No:2
Fotoğraf No:3
YAZILI KAYNAKLAR
AKSOY,Ömer, Asım; Gaziantep Ağzı, C.3, İbrahim Horoz Basımevi,
İstanbul, 1946.
ARSUNAR, Ferruh; Gaziantep Folkloru, Milli eğitim Basımevi,
İstanbul,1962.
EKİCİ,Savaş, Gaziantep Barak Müziği Üzerine Bir Araştırma; Milli
Folklor Dergisi, C.2, S.9, s.43, Ankara, 1991.
FARMER, Henry, George; (Çeviri: Dr.M.İlhami GÖKÇEN) Onyedinci
Yüzyılda Türk Çalgıları,s.25, Kültür Bakanlığı Yayınları:2297, HAGEM
Yayınları:282, Halk Müziği ve Oyunları Dizisi: 20, Ankara,1999.
GAZİMİHAL, Mahmut, Ragıp; Türk Nefesli Çalgıları (Türk Ötkü
Çalgıları), Kültür Bakanlığı Yayınları:2686, HAGEM Yayınları:12,
Halk Müziği ve Oyunları Dizisi: 2, Ankara,2001.
GAZİMİHAL,Mahmut Ragıp, Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız,
ÖGEL,Bahaeddin, Türk Kültür Tarihine Giriş,C.8, Kültür Bakanlığı
Yayınları 638, Kültür Eserleri Dizisi:46, Ankara,1991.
ÖZTUNA,Yılmaz; Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi II, Kültür
Bakanlığı:1164, Kültür Eserleri Dizisi:149
SAY, Ahmet, Müzik Ansiklopedisi, c.1, Sanem Matbaası, Ankara, 1985.
KAYNAK KİŞİLER
Adı Soyadı Doğum Yeri ve Tarihi Eğitimi Mesleği
Tevfik KARALAR Gaziantep-1974 İlkokul Terk Müzisyen
Reşit BULUT Gaziantep-1973 Ortaokul Mez. Müzisyen
*) Gaziantep Üniversitesi,
Türk Müziği Devlet Konservatuarı, Sanatçı Öğretim Elemanı.
**) Bu çalışma; Motif Dergisi Sayı:42,s.14,İstanbul,2006
yayınlanmıştır.
1) EKİCİ,Savaş, “Gaziantep Barak Müziği
Üzerine Bir Araştırma”; Milli Folklor Dergisi, C.2, S.9, s.43,
Ankara, 1991.
2) Kaynak kişilerimiz bu bölümün tamamına
kamış dedikleri için, derleme çalışmalarımız sırasında sorduğumuz bu
detaya herhangi bir ad vermemişlerdir.
3) SAY, Ahmet, Müzik Ansiklopedisi,
c.1,s.91,Sanem Matbaası, Ankara, 1985.
4) GAZİMİHAL, Mahmut, Ragıp; Türk Nefesli
Çalgıları (Türk Ötkü Çalgıları), s.30,Kültür Bakanlığı
Yayınları:2686, HAGEM Yayınları:12, Halk Müziği ve Oyunları Dizisi:
2, Ankara,2001.
5) ARSUNAR, Ferruh; Gaziantep Folkloru,
s.116, Milli eğitim Basımevi, İstanbul,1962.
6) Fakat Ferruh Arsunar bu köyün sınırın
öbür tarafında olduğunu ifade etmektedir.
7) AKSOY,Ömer, Asım; Gaziantep Ağzı, C.3,
s.780, İbrahim Horoz Basımevi,İstanbul, 1946.
8)FARMER, Henry, George; (Çeviri: Dr.M.İlhami GÖKÇEN) Onyedinci
Yüzyılda Türk Çalgıları,s.25, Kültür Bakanlığı Yayınları:2297, HAGEM
Yayınları:282, Halk Müziği ve Oyunları Dizisi: 20, Ankara,1999.
9)ARSUNAR;a.g.e.,s.116
10)ÖZTUNA,Yılmaz; Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi II, Kültür
Bakanlığı:1164,Kültür Eserleri Dizisi:149
11)Düden, Suriye’de Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir köyün
adıdır.
12)ÖGEL,Bahaeddin, Türk Kültür Tarihine Giriş,C.8,s.483, Kültür
Bakanlığı Yayınları 638,Kültür Eserleri Dizisi:46,Ankara,1991.
13)BARTHA, Die Avarische Doppelschalmei Von Jonoshida (Archaelogia
Hungarico Aeto Archeologia Musei Hotiona eis Hungaria,Cilt:14,Budapest,1934,
Magyar Pörteneti Museum) Denes Von BARTHA,A Janoshidai Avarkori
Kettösip (Janshida’daki Avar Çağı Çifte Kavalı); Denes Von
14)GAZİMİHAL, Mahmut, Ragıp; Türk Nefesli Çalgıları (Türk Ötkü
Çalgıları),s.30-32, Kültür Bakanlığı Yayınları:2686, HAGEM
Yayınları:12, Halk Müziği ve Oyunları Dizisi: 2, Ankara,2001.
15)GAZİMİHAL,Mahmut Ragıp, Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız,
s.191,
|