Başlarken...
Türkülerin derlenmesi çalışmaları Cumhuriyetin ilk yıllarında
başlar ve ilk türkülerde bu yıllarda Darül Elhan
(konservatuar) tarafından Osmanlıca olarak yayınlanır. Kısa süre
önce kaybettiğimiz araştımacı Nejat Birdoğan "Notalarıyla
Türkülerimiz" adlı kitabında bu konuyu şöyle ifade eder
:
"Ulu Atatürk'ün doğrudan doğruya yönetimiyle yapılan çalışmalar, türkülerimizin tarihinde altın bir çağı başlatır. Ancak, bu çalışmalarda görev alacak kişiler doğaldır ki birdenbire ortaya çıkıp bilinçlenen kişiler değildi. Cumhuriyetin öngünlerinde (arife) bu kişilerin kimi yazılarıyla alana ışık tuttukları görülüyor. Örneğin, Musa Süreyya Bey, Yeni Mecmua'nın 5 Mart 1915 tarihli sayısında bu alana eğilip Türk sanat müziğindeki türkülerden yola çıkarak öbür türkülerimizin derlenmesini öğütlüyordu. 1916'da Ahmet Cevdet (Oran) Bey, İkdam gazetesinde, Necip Asım (Yazıksız) ise Türk Yurdu dergisinde halk ezgileri derlemelerini istiyorlardı. 1920' de Rıza Nur, maarif vekili olunca Bakanlıkta bir hars ( kültür) dairesi kuruluyor ve bu daire türkü derlemeleri yapıyordu.
1916 yılında Dar-ül Elhan adıyla kurulan ve hemen hemen meşk yoluyla öğrenim yapan İstanbul Konservatuarı 1927'de bu adı resmen almıştır. Ancak ''Doğu Müziği Şubesi'' kaldırılmıştır. Buna karşın halk müziği çalışmaları, özellikle derleme ve notalama alanında çok çok ileri düzeyde ve yoğun yapılmıştır. Bu kurum, dört kez geziye çıkıp sonuçlarını 14 defter biçiminde (850 türkü) notalayarak vavınlanmıştır. Konservatuar müdürü Yusuf Ziya Demircioğlu başkanlığında Rauf Yekta, Ekrem Besim ve Dürri Beyler, 1926 Temmuzunda Adana, Antep. Urfa, Niğde, Kayseri ve Sivas illerini dolaşmıştır. Toplanan 250 türkü, defterin 1, 2 ve 5. ciltlerinde Arap harfi ile ve Fransızca olarak yayınlanmıştır. Bu arada gerçekten Türk halk müziğinin büyük aşıkı ve bilgini Mahmut Ragıp Bey (Kösemihal-sonradan Gazimihal) de konuya ilişkin yayınlar yapıyordu.
İkinci gezi, Temmuz 1927'de Yusuf Ziya Demircioğlu, Ekrem Besim, Muhittin Sadak ve Ferruh Arsunar topluluğuyla yapılıyor, bu kez Konya (ilçeleri Ereğli ve Karaman), Manisa (Alaşehir), Aydın (ödemiş) dolaşılıyordu. Gene 250 türkü toplanarak defterlerin 3, 4, 6, 7. ciltlerinde yayınlanıyordu.
Üçüncü gezi aynı kişilerce 1928'de Kastamonu, Ankara, Çankırı, Kütahya, Bursa'ya, dördüncü gezi ise Yusuf Ziya, Mahmut Ragıp ve Ferruh Arsunar'ca Doğu Anadolu'ya yapılmış gene sonuçlar yayınlanmıştır. Ancak sonradan ödenekler bulunamayınca bu geziler kaldırılmıştır.
Bu kurum, çok değerli uzmanları Rauf Yekta, Ali Rifat, Zekaizade
Ahmet, Dr. Suphi Ezgi kanalıyla tekke (ve tarikat) müziğimizi de incelemiş, kimi parçaları notalamıştır. Bu serinin 4. ve 5. ciltleri Bektaşi nefeslerini kapsamaktadır. Okul müdürü Ziya Demircioğlu, ödenekler kalkınca özel girişimler de bulunup Türk Halk Bilgisi Derneği'nin katkısını alarak 1932 yılında beşinci geziye çıkar. Araştırma kurulunda kendisiyle birlikte Mehmet Halit Bayrı ve Hikmet Turhan (Dağlıoğlu) da vardır. Bu gezide de Balıkesir-Çetni (Çepni) köylerinden epey gereç toplanmıştır..."
Darül Elhan tarafından Osamanlıca olarak yayınlanan 7 defter
(fasikül) bizde mevcuttur ve 1. defterin çeviri çalışmaları
genel olarak bitmek üzeredir. Bu çevirilerin yapılmasında katkılarını
esirgemeyen ve bu türküleri Türkçeye kazandıran Sayın Öğr.
Gör. Cafer Ünal hocamıza teşekkür
ederiz.
Bu yayınlarda türküler, günümüzdeki gibi tam olarak değil kısaca
notaya alınmış, yöre bilgisi ve sözleride notlarıyla
birlikte verilmiştir. Ölçüleri ve bazılarında Türk
Musikisinde olduğu gibi makamlar da yazılmıştır.
Defterlerin kapaktaki adı "Anadolu Halk Şarkıları" dır.
Çeviriler sonucunda ortaya çıkan türkülerin bir çoğu günümüzde
bilinen türkülerin benzeri (varyantı, çeşitlemesi) niteliğindedir.
Karanfil türküsü, Gül Türküsü, Gesi Bağları...
Sizlerinde bildiği gibi Türkü Sitesi içinde yayınlanan
bilgilerin bir çoğu internet üzerinde ilk defa yayınlanmaktadır,
ancak bu çeviriler tamamen yayın anlamında ilk tir. Siz
türkü dostlarına ve konuyla ilginenen araştırmacılara faydalı
olması dileğiyle...
|
4. Türkü
Eski bir türkü
Konya
9/8 Uşşak
Alim gitme pazara
Uğradırlar nazara
Alim ölsün diyenler
Kendi girsin mezara
Arslan Alim oy
Alimin abası var
Ne güzel babası var
Alim güzel ama
Ne çirkin ablası var
Civan Alim ey
Alim orak biçiyor
Suyu nerden içiyor
İkindinin güneşi
Murfende geçiyor
Aslan Alim ey
notası>>
|
7. Türkü
Aksaray Develisi
Konya
8/8 Düyek
Çek devci develerin sulansın
(aman) yar develi aman
Vay canım develi
Akan çeşmelerin suyu bulansın
(aman) yar develi aman
Vay canım develi
Devesine kurban yarasına merhem olduğum
Çek deveci develerin yokuşa
(aman) yar develi aman
Vay canım develi
Bal memeler birbiri ile dövüşe
(aman) yar develi aman
Vay canım develi
Devesine kurban yarasına merhem olduğum
|