Aşık Mahzuni Şerif Şiirleri 4
Ortaklık
Öyle bir zalımla ortaklık ettik Dolu ona düştü, boş bana düştü. Bir ulu defterde hesaplar tuttum Beşbin ona düştü beş bana düştü.
Bir deryaya girdik daldık dolaştık Ulu bir mecliste güldük gülüştük Vücudumu parça parça bölüştük Gözüm ona düştü yaş bana düştü.
Mahzuni denizle açtık arayı Arayı arayı buldum karayı Beraber çalıştık yaptık sarayı Saray ona düştü iş bana düştü....>>
Osmanlı Ve Türkler
Bin yıllık bir hasta inler şurada Ne doktor bulunur, ne çıban biter Dört mevsim boş geçer bu güzel kırda Ne çiçek ekilir, ne fidan biter.
Vicdan adaleti kurulmadıkça Haksız, Hak yolunda görülmedikçe Mebus köylü gibi yorulmadıkça Ne adalet bakar ne vicdan biter
Marangoz çalışır, kapısı yoktur Berberin sakalı herkesten çoktur Çalışan aç gezer soyanlar toktur Ne adavet kalkar ne düzen biter.
Size derim size duyun insanlar! İnsanı asıpta zevkeden canlar... Dört yanımdan hücum etti hayvanlar Ne Mahzuni korkar ne sözü biter....>>
Öğretmenim
Bütün karanlığın ulu güneşi Her gece gönlüme dol öğretmenim Kim ki çıkmak ister ömür dağına Ancak senden başlar yol öğretmenim.
Hep çürüsün sana küfreden diller Kökten kopsun sana taş atan eller Senden küçük güzellikler güzeller Sendeki bir başka hal öğretmenim.
Satır satır düşüncemde kanımsın Kanımın içinde başka canımsın Yaradandan sonra küçük tanrımsın Sende hikmet kudret bol öğretmenim
Adaletin A harfini sen yazdın Zorluklaları sen öğrettin sen çözdün Hesabı keşfettin atomu ezdin Sana tüm engeller kul öğretmenim.
Sen ağlarken ya ben nasıl güleyim Rehbersiz menzili nasıl bulayım Eline gönlüne kurban olayım İşte bir canım var al öğretmenim.
Mahzuni sızlanır övgüm az diye Bana neler çektin oku yaz diye Gene yatır dizlerine saz diye Beni ölene dek çal öğretmenim....>>
Öğüt
Sana diyeceğim var eren yolcu Çürük köprülerden geçme ha geçme. Mertlere haramdır namerdin suyu Derde derman olsa içme ha içme.
İnsan dükkân düdükkân şehre misaldir Kemâlet ehlinin keremi boldur Senden sana gitmek bir uzun yoldur Kendini bilmeden göçme ha göçme.
Mürşit olmayınca müşkül çözülmez Dibi görülmeyen gölde yüzülmez Hak'kın pazarında iki gezilmez Aman beni senden seçme ha seçme.
Mahzuni Şerife bir gün elveda Verdiğini alır Cenab-ı Hûda Hey yolcu ektiğin kalır dünyada Mevsimi dolmadan biçme ha biçme....>>
Öze Dönüş
Bir doktora gittim yaram sarmağa Sen kendi yâreni sar dedi bana. Bir mürşide gittim adam olmağa Senin adam olman zor dedi bana.
Birgün pire vardım adamım deyi Pir öğretti bana şehiri köyü Anasız doğurttum ulu bebeği Öyleyse gözlerin kör dedi bana.
Her çiçekten almışıdış rengimi Yıllardır sorarım bulmam dengimi Birgün aramıya çıktım kendimi Gidip Mahzuni'den sor dedi bana....>>
Özeleştiri
Ahmak gönlüm ne gezersin yabanda, «Şu iki cihanı» sen sende ara. Boşa Tur Dağı'nı gezip dolaşma «Musa'yı çobanı» sen sende ara.
Kötü kişi yoktur dünya yüzünde Herkesin merteği kendi gözünde Herkesin Yezit'i kendi özünde «Ol Şah-ı merdanı» sen sende ara.
Bundan sana nedir erenler ermiş Ermiyen dünyada yani ne görmüş Dinle Hacı Bektaş Veli ne demiş «Derdine dermanı» sen sende ara.
Mahzuni Şerifim Hak'ka gel hele Hak'ka gelmiyenler düşer mi yola Damlayınan düşek bir ulu göle «Ummanı», «deryayı» sen sende ara....>>
Pişman Oldum
Selam verdim selamımı almadı Düşman m'oldun gözlerini sevdiğim Sen beni severdin ezel ezeli Pişman m'oldun gözlerini sevdiğim?
Beni Mecnun ettin deliler gibi Ferhat Şirin'deki çalılar gibi Biat eder idin Ali'ler gibi Osman m'oldun gözlerini sevdiğim?
Ayandır çöllere Mecnun'un hali Eğilmiş kırılmış güllerin dali Adem'i kovduran Havva misali Şeytan m'oldun gözlerini sevdiğim?
Uçma gökyüzünde Cebrail gibi Can alıcı olma Azrail gibi Mahzuni Şerife İsmail gibi Kurban m'oldun gözlerini sevdiğim?...>>
Pişmanlık
Seher vakti evinize Girdim girmez olayıdım. Geçiyordum bağınıza Vardım varmaz olayıdım.
Boş kayadan pınar akar Ondan içen çile çeker Azgın yârene kim bakar Sardım sarmaz olayıdım.
Mahzuni Şerifin halı Aramızda kara çalı Gittiğim erkânı yolu Sordum sormaz olayıdım....>>
Poz İçinde Poz
Gönül nerden aldın sen böyle çalımı Haberin yok poz içinde pozun var. Kimin olur kötü sözün gelimi Ne habersiz ayrı ayrı izin var.
Cahiller kamilin sözünden bilmez Çürük papuç ile Şam'a gidilmez Koyun sürüsünde hınzır güdülmez Bu hâl ile poz içinde pozun var.
Bir damlan bulunmaz denizim dersin Hayâl kaplarından çok pilav yersin Böyle gitme gönül derde girersin Ne acayip türlü türlü nazın var.
Neler açtın Mahzuni'nin başına Karışılmaz oldu neden işine Gönül kimse bakmaz gözün yaşına Anladım ki göz dibinde gözün var....>>
Secere
Gülüm katreyi Zeynel'den Bir katre olmaya geldim. Akıp akıp çaylarınan Ummanı bulmaya geldim.
Öyle ummana karışıp Nice dalgaynan yarışıp Kamilce durup duruşup Derine dalmıya geldim.
Şöyle duram derinlerde Görünmüyen görünlerde Çıkıp yüksek serinlerde Bir yağmur olmaya geldim.
Yağmur olup yere düşsem Nice ceylanınan koşsam Canlanıp Hak'ka uluşsam Gülünen gülmüye geldim.
Bir bağuban görse beni Ölçüsüne vursa beni Birem birem yolsa beni Kendimi yolmaya geldim.
Mahzuni'yim bu iş tamam Beni yaktı işte canan Ben gerçek Kıble'ye inan Bir namaz kılmaya geldim....>>
Sevdiklerime Veda
Her can dayanamaz ayrılık sana Cemâlini gördüklerim elveda Bilmem ki erenler ne oldu bana Sefasını sürdüklerim elveda.
Hiç bakmayın ayıp ile yazığa Aşık olan âşık düşmez tuzağa Belki kader yolu gitti uzağa Divanına durduklarım elveda.
Mahzuni Şerifim tutuşup yana Bağladım özümü Şah-ı Merdan'a Geri dönemessem üzülmen bana İkrarına vardıklarım elveda....>>
Sevdim Diyenler
Sevdim diyenlere selamım olsun Kuru merhaba ile borç ödenir mi? Bilmediğim derya taş ile dolsun Sanki ölü kaptan sağ sanılır mı?
Zerrece Hak var imiş her kulda Fazilet eğlenmez akçede pulda Kâmiller kullara çizgide yolda Kendi yürümese kâmil denir mi?
Yalan dolan ile gönül eğlersin Söyle zahit kime meyil bağlarsın Beni kandırdın ya Hak'kı neylersin Beni kandırdığına Hak inanır mı?
Kıymette bir midir yâr ile ağyar Kâmilin ustası meclise uyar Ey dostlar darılmakta da usul var Mahzuni gibiye dost incinir mi?...>>
Sıla Efkârı
Ala kar mı yağdı gamlı başına? Erciyes Dağları kolay erir mi? Ben gidince dost girer mi düşüne? Kendini görmeyen Hak'kı görür mü?
Yüksekten yükseğe erler nidası Leyla'ların mecnun olur fedası Her Hasan'ın elbet vardır cûdası İnsan sevdiğine avu verir mi?
Kayadan kayaya sararan sümbül Sümbülün derdinden bilir ehli dil Yapraktan yaprağa kovulan bülbül Bin çiçekli bal olsa da durur mu?
Boşuna Mahzuni yalvarıp yakar Gözlerinin yaşı içine akar Değ mümine münkir nereden çıkar Çağrılmayan yere insan varır mı?...>>
Softaya Sorular
Hocam gelmiş bana sualler sorar Bu Kürre'yi arzın binası nedir? Bir gelin oturur güneş yüzünde Elinde yüzüğü kınası nedir?
Hangi çarmıh tutmuş bizim «İsa»yı Bilirsiniz dili yanmış Musa'yı Tur Dağı'na götürürken «Asa»yı Onun konuştuğu «Sina»sı nedir?
Mevla'm bizi bir hamurdan yoğurmuş Adem olun diye durmuş çağırmış «Meryem», babası yok çocuk doğurmuş Onun babasının anası nedir?
Der Mahzuni Şerif bitsin bu acı Neydi Zekeriya Nebi'nin tacı Hocamın korktuğu Tuğbâ Ağacı Tuğbâ'nın döktüğü danesi nedir?...>>
Sultan Süleyman
Sultan Süleyman da olsa Bir gün ölür demedim mi Yerdeki karınca bile Hak'kı bilir demedim mi.
Bilmeyenler ana bacı Şeytandan giydiler tacı Haklı Hasan'ın ilacı Hak'tan gelir demedim mi.
Der Mahzuni dünya cimdir İşi gücü indir bindir En sonunda yağlı kendir Beni bulur demedim mi....>>
Sultanım Ol
Bu yalnızlık bana acı Vurma göğsüme kılıncı Kavuşmak bunun ilacı Dermanım ol gel gel...
Günüm geçer yıllar gibi Savrulurum küller gibi Uzak durma eller gibi Sultanım ol gel gel...
Kandırıldık belâ bulduk Kandırıldık yarım kaldık Matem ettik oruç olduk Bayramım ol gel gel...
Mahzuni'yi yalnız koyma Uyma yad ellere uyma Gelmezsen yaşına doyma Lokman'ım ol gel gel......>>
Şikayetim Sana
Vallahi usandım ben bu dünyadan Şikayetim sana İmam Hüseyin. Eski dostlar şimdi düşman kesildi Şikâyetim sana İmam Hüseyin.
Şikâyetim vardır Merdan-Ali'ye Hem Merdan-Ali'ye Bektaş-Veli'ye Evvel akıllıydım döndüm deliye Şikayetim sana yiğit Hüseyin.
Sana güvenmiştim yuvam dağıldı O zalimin oğlu ömrümü böldü Körpe yavrularım dağlarda kaldı Şikâyetim sana koca Hüseyin.
Mahzuni Şerifim ben bir deliyim Kime kurban gidem şaştım neciyim. Ben ne bir kırpık hacı ne de hocayım. Şikâyetim sana İmam Hüseyin....>>
Taliplere Uyarı
Dört kapı kırk makam haktır diyenler Kırkından birine girsin görelim. Hak'tan gayrı nesne yoktur diyenler Hak yolunda başın versin görelim.
Şu yüce dağlarda ışık ışılar Işığın huzmesi bağrımı deler Nuh'un gemisi bilen kişiler Yüzdüğü deryaya girsin görelim.
Maşukundan aşıkının yazması Cahile kolaydır yoldan azması Kendini bilmiyen küfe bozması Hüseyn'e can baş versin görelim.
Bana adam etme hiç oğlu hiçi Maşukuna ayan aşıkın içi Hak ka kurban diye kesersin başı Hak yolunda başın dursun görelim.
Ben Kamil isterim fezada uçsun Ben arif isterim ikiye seçsin Ben aşık isterim serinden geçsin Yaptığına divan dursun görelim.
Kamilin sözünden arifler anlar Canandan ayrılmaz canoğlu canlar Şah-Merdan'a gücüm yeter diyenler Mahzuni Şerifi vursun görelim....>>
Tavsiye
Size derim vücudunu sevenler Evvel ayak olur sonra baş olur Bir cemâlin elbet gülü sümbülü Gözü yapılır da sonra baş olur.
Dünya yürümez ki böyle tımarla Evler yapılmaz ki kolay imarla Balık balık ile himar himar'la İnsan insan ile arkadaş olur.
Dostun sunduğuna dolu der isek Dostun gittiğine yolu der isek Bütün insanlara veli der isek Elbet Ali olur bir Bektaş olur.
Der Mahzuni kurtul böyle cinlikten Çok zeminlik çıkar az zeminlikten Vallahi billahi senlik benlikten Korkarım dünyada çok savaş olur...>>
Tavşan
Tavşan yamaca geçti Şaka maka deriken Kedi sirkeyi içti Şaka maka derken...
Kuru göller su doldu Karaman dağda kaldı Karga padişah oldu Şaka maka derken...
Doğdum topraktan geldim Ha yaşadım ha öldüm Mahzuni Şerif oldum Şaka maka derken......>>
Tembih
Yalvarırım sana millet adına Kurban olam eskisine benzeme... Bu millet bıkmıştır yalan dolandan Kurban olam eskisine benzeme...
Yeniden gelenler bizi taşlamaz Haziran ayını böyle kışlamaz Sanma ki aşıklar şahı taşlamaz Kurban olam eskisine benzeme... .
Bunca şehitlerin başı hakkıyçün Mustafa Kemâl'in başı hakkıyçün Anayın babayın yaşı hakkıyçün Kurban olam eskisine benzeme...
Mahzuni Şerifim ne kadar yersen Feda olsun vatana başımı versem Şu dünyada Allah'ını seversen Kurban olam eskisine benzeme......>>
Uyan Çoban
Uyan çoban uyan sürüde kurt var Mor koyun yaralı kuzu perişan. Şakiler dönüyor inliyor dağlar Mecnun çöle dargın yazı perişan.
Canavar bürünmüş kuzu postuna Karışmış sürüye canlar kastına Tekin defterini çekmiş üstüne Ciğer pare pare sızı perişan.
Gemiler delinmiş yelkeni berbat Zehire karışmış misk ile şerbet Sanma ki cihanın sultanı rahat Bazan dalgın gezer bazı perişan.
Uyan çoban uyku zarar getirir Her taşın başında bir kurt oturur Sürmeli yavruyu alır götürür Parça parça koyma bizi perişan.
Yabaniler gezer dostun bağında Mecnun gezemiyor dostluk dağında Halden hale düştüm gençlik çağında Mahzuni yan yatar sazı perişan....>>
Vah Vah
Selam saldım rüzgar ile Yare vardım vah, vah vah... Ömür bitti yollar gider Yollar durmaz vah vah, vah vah...
Dağlar bulut çöller susuz Gecelerim tüm uykusuz Ne haldeyim a kaygusuz Halim sormaz vah vah, vah vah...
Sümbüldüm sarardım soldum Yaprağı dökülmüş oldum Şimdi uzaklarda kaldım Gözüm görmez vah vah, vah vah...
Mahzuni'yim soldum bittim Bindiğim dalı inciştim İşte geldim işte gittim Aklım ermez vah vah, vah vah......>>
Vergi Kaçıranlara
Mısır satıyordun iki yıl evvel Gardaş defineyi nereden buldun? Baktım defterine vergi ne gezer Gardaş defineyi nereden buldun?
Haber verse idin müzemiz vardı Kumandan, kaymakam kazamız vardı Yoksa muhtarımız azamız vardı Gardaş defineyi nereden buldun?
Okuma görmedin kırk sene yattın Bir ekmeğe kırk yıl taklalar attın Eroin mi sattın, esrar mı sattın Gardaş defineyi nereden buldun?
Seni de beni de gören Allah'tır Alın teri bütün terlere şahtır Devlet parasını çalmak günahtır Gardaş defineyi nereden buldun?
Mahzuni Şerife inanmaz mısın Ben yanarım daim sen yanmaz mısın İnsanım demeye utanmaz mısın Gardaş defineyi nereden buldun?...>>
Ya Ali
Bağladım sıtkımı ulu divana Gel benim efendim şahım ya Ali. Gün begün fırağım kâr eder cana Hazin hazin ahu vahım ya Ali.
Ayağın tozuna yüzümü sürsem Aşıkı mesteden cemâlin görsem Nusettim katrenden sersemin sersem Mürüvvet kıl secdegâhım ya Ali.
«Şah-ı Vilayet»sin gümanım mı var Şadolup gülecek zamanın mı var Senden özge dinim imanım mı var Hacet kıblem azmü-rahım ya Ali.
Hazretine eren canlar öğünsün Gelen giden doğup batan hep sensin Zülfükâr dokunmuş beden sevinsin Şifasına ben agahım ya Ali.
Vaizin dilinde küfürdür adın Tahammül etmekte nedir muradın Ya niçin tevella teberya dedin Sultanım pişti-penahım ya Ali.
Üç huruf içinde gizledin adın Bai-Bismillah'i yazdın öğrendin Zülfükâr bağlayıp düldüle bindin Şahadetim ilallahım ya Ali.
Mahzuni kuluna bir nazar eyle Hükmü Firavun'a bakta ar eyle Dilimi kes gözlerimi kör eyle Medet senden padişahım ya Ali....>>
Bu bölümde toplam 110 adet Aşık Mahzuni Şerif şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
|