Ozan İhlasi Şiirleri
Acep
Güvenme dünyada olan devrana Sınırsız saltanat gerek mi acep Yıkılır sarayın döner virana Fukara ağaya direk mi acep
Tek taş duvar olmaz muhtaç taş taşa Sırt sırta verince eder temaşa İnsan yalnızlıkla kalsa baş başa Sadece yalınız yürek mi acep
Yâr olmalı beden canda canana Gereklidir daim insan insana Var olur cenneti gelse yan yana Sevdanın bahçesi merek mi acep
Niceleri geçti Âdem de dâhil Ölümü unutur gafille cahil Gönülden gönüle İHLÂSÎ ehil Varını meydana serek mi acep...>>
Açtılar
Gül ile aram açtılar Açmadılar mı açtılar Dil ile yaram açtılar Açmadılar mı açtılar
Kul ile sözü açtılar Pul ile özü açtılar Al ile bizi açtılar Açmadılar mı açtılar
Saz ile divan açtılar Söz ile şivan açtılar Haz ile ihvan açtılar Açmadılar mı açtılar
El ile yerin açtılar Hal ile serin açtılar Bel ile derin açtılar Açmadılar mı açtılar
Kırık ile solun açtılar Ark ile suyun açtılar Fark ile oyun açtılar Açmadılar mı çatılar
Yönü halasa açtılar Seni mahlasa açtılar Beni İHLASA açtılar Açmadılar mı açtılar...>>
Adam Var ki
Adam var ki ilim ile buluşur Adam var ki bütün sırra ulaşır Adam var ki başı gökte dolaşır Adam var ki çığır olur yol olur
Adam var ki ipe salar adamı Adam var ki ipten alır adamı Adam var ki gönle dolar adamı Adam var ki adalete dil olur
Adam var ki saray taşır içinde Adam var ki ateş üşür içinde Adam var ki güller devşir içinde Adam var ki her sözcüğü bal olur
Adam var ki sözü keser kılıcı Adam var ki geleceği bilici Adam var ki affedici silici Adam var ki tutunana dal olur
Adam var ki ateşleri söndürür Adam var ki çağı açıp döndür Adam var ki sözle kaya bindirir Adam var ki gönüle hemhal olur
Adam var ki gök çökse de bükülmez Adam var ki kuvvet ile çekilmez Adam var ki yel vurunca dökülmez Adam var ki muhtaçlara şal olur
Adam var ki canı canda yetirir Adam var ki kötülüğü bitirir Adam var ki hana bayram getirir Adam var ki yaratana kul olur
Adam var ki yanar amma yandırmaz Adam var ki Hak nurunu söndürmez Biradam ki verir geri döndürmez Adam var ki zerre ona zül olur
Adam var ki dar kalınca çık seslen Adam var ki gıda gibi gir beslen Adam var ki İHLASÎ var git yaslan Adam var ki her bahçede gül olur...>>
Ağlıyorum Yine Gel Diye Diye
Çöktüm karanlıkta gizli gizlice Ağlıyorum yine gel diye diye Sızıyor bu yürek hasret içinde Yalvardım saçından tel diye diye
Sığamadım gülüm senin kalbine Bu kalbimde bir yer ara kendine Ne hoş olur alsan gönül fendine Gözyaşım akıttım sel diye diye
Gül dalına değil dikene baktım Uykusuz gecede bir ömrü yaktım Sevgisiz dünyayı sana bıraktım Sevgilim birazcık gül diye diye
Soramadım hangi elden nicesin Sonsuzluk yolunda bana gecesin Yazımda satırda imla hecesin Silmedim defterden bil diye diye
Bekir im gülümü sakladım sana Cemalin bir yana dünya bir yana Mecnunun çölünde kurbanım sana Kesip de canımı al diye diye...>>
Ahilik
Hak dostları temelini atmıştır Adaletin Hakk’ın gözü ahilik Nice güzel insan orda yetmiştir Cemiyetin varlık özü ahilik
Bütün pirler vazifeli bu yolda Avcı dersen Baba Gömleksiz kul da Bağcılarsa, Üzeyir’le hemhalda Balıkta Yunus’un izi ahilik
Berber ki, Selman-ı Farisin işi Çıkrıkçı Habib-i Neccâr’ın düşü Âdem çiftçi yaratılmış ilk kişi Musa’yla çobanın tözü ahilik
İbrahim’dir dülgerlerin ustası Hüsam Küfî Attarların kıstası Zülküf ekmekçinin gönül pastası Tüccar Muhammed’in sözü ahilik
Saatçi Yusuf’la, seyyahtır İsa Nuh’ta marangozluk okçu Vakkas’a Hasan Basri helvaya koymamış yasa Zırhlarda Davud’un gizi ahilik
Üç kola ayrılır kapısı vardır Yiğit yamak, çırak hepisi vardır Kalfa usta ahi tapusu vardır Şeyhü’l-meşayihin közü ahilik
Deveci Salih’le gizin güzeli Veysel Karani’dir dostun ezeli Terzi İdris’tir hem Mutaf Gazali İHLASÎ debbağ’ın tezi ahilik...>>
Akışını Görene
Yürekteki güzellik endam ile ay olur Güzeldeki o gözün bakışını görene Ruh ahlakta sözlenir sevgi ile toy olur Güzeldeki o aşkın nakışını görene
Der iseniz hikmettir içinde de Hak gizli Aşikâre değil de nazar eyle bak gizli Özümse o yâr diye her derdini çek gizli Aşk ilahi ışıktır yakışını görene
Söz kurşundan beterdir söyler iken bin düşün Aynada kendin görüp gerisini dön düşün Kırma insan kalbini kırılırsın sen düşün Kapısı Kâbe olur çıkışını görene
Sabaha öncü olur ışığı söker tanın Küllerinin altında ateşi çoktur canın Kumaşı sevda derler ömürdeki her anın Lokman Hekim diyorlar dikişini görene
Meyvesi huzur dolu salkım salkım her dalı Her zamanki rengidir kırmızının o alı Arı denen bir mahlûk peteğe süzer balı Sırra hâkim diyorlar döküşünü görene
BEKİR der her nesneyi canlıyı tarıyorum Bir küçücük noktada dönerek arıyorum Tek damlada birikip gerçeğe varıyorum Damla sele dönüşür akışını gören...>>
Aktı Durdu
Gözü mühür gamzesi gül Bu ömrümü yaktı durdu Bir pınarın suyu muydu? Yüreğimden aktı durdu
Gezdim dolaştım âlemi Yüklendim bütün elemi Kaşları kudret kalemi Mürekkebin döktü durdu
Gâhi güler gâh ağlatır Sinemi yakar dağlatır Bağsız kolumu bağlatır Eller gibi baktı durdu
İHLÂSÎ belim bükeni Benim gibi dert çekeni Gülün dalında dikeni Şu sineme çaktı durdu...>>
Al Götür Beni
Güneş olup şavkın düşünce öze Ufuktan aşarken al götür beni Sevdanın seheri yol versin bize Gönlümde yaşarken al götür beni
Gözlerin kalbime bir ok salanda Kirpiğin aklımı baştan alanda Sevgin şu gönlüme akıp dolanda Yüreğim coşarken al götür beni
Mevsimler bahara çıkıp yeterken Güller açıp bağda bülbül öterken Bağrımda hasretin yanıp tüterken Duygular taşarken al götür beni
Gökyüzü geceye yıldız dökerken İHLÂSÎ gül gibi boynun bükerken Karanlık bitip de şafak sökerken Geceler ışırken al götür beni...>>
Alacağım Yok Burda
Şu yalan dünyanın bedestenini Gezdim amma alacağım yok burda Okudum yazdım da bunca fenini Aradığmı bulacağım yok burda
Esrarını çözemedim dil başka Her canlıda tavır başka hal başka Bir ağaçta diken başka gül başka Benden başka bileceğim yok burda
Aramakla geçti gitti zamanım Bâki değil bende emanet canım Kanatsız bir kuşa vermiş fermanım Düşündükçe güleceğim yok burda
Gördüm ki çelikmiş örümcek ağı İnce eleklerden eledim dağı Engin deryalara akan ırmağı Bağlasam da dolacağım yok burda
Yedi renk dört mevsim güzel mi güzel Yeşerdim yaşadım oldum bir gazel İHLÂSÎ doğmadan ölmüşsün ezel Kalam desem kalacağım yok burda...>>
Alan Yanar Satan Yanar
Bu dünyanın cevherini Alan yanar satan yanar Okur yazamaz dehrini Kalemini tutan yanar
Bilge bilgiyi çözemez Ârif ârifçe gezemez Çiçek arıyı bezemez Gönüllerde biten yanar
Yerler gökler sökülünce Sırlar suya dökülünce Aşk çakmağı çakılınca Yâri özde yatan yanar
Şehir şehir elden ele Gezer dururlar nafile Gel anlat bunu gafile Ateş yanmaz tüten yanar
Duran gideni geçince Elek eleyip seçince Karınca umman içince Benliğini atan yanar
İHLÂSÎ bezirgân değil Yapı amma bir han değil Bura bize vatan değil Özünü avutan yanar...>>
Alevilik Nedir Sünnilik Nedir
Biri bizi tutmuş her yönden İslam da Alevi Sünnilik nedir Ali desen bizden biri her yönden İslam’da Alevi Sünnilik nedir
Aynı Kur’an aynı ayet aynı yön Tavaf eyle o Kâbe’yi sen de dön Hak yolunda Ali ol da sende sön İslam’da Alevi Sünnilik nedir
İbni Seb’e gibi fitne yüzünden Muhammed Ali’ye sarıl özünden Kur’an ayetinden Hakk’ın sözünden İslam’da Alevi Sünnilik nedir
Ağacı meyvesi dalı bir deyip Hak yolumuz İslam yolu bir deyip Muhammet Ali’nin kolu bir deyip İslam’da Alevi Sünnilik nedir
Ayırdılar bizi Mervan diyerek Ayrılıkçı kızıl başlık giyerek Hüseyin’i yoktan çölde yiyerek İslam’da Alevi Sünnilik nedir
Aynı bir bedende iki el gibi Enfal kırk altıya sarıl şal gibi Azap biter birlik yeşil dal gibi İslamda Alevi Sünnilik nedir
Mülcemler bir idi bin oldu şimdi Darvin başımıza din oldu şimdi Mezhepler kan kusan kin oldu şimdi İslam’da Alevi Sünnilik nedir
Kur’anla çizilmiş çizgimiz bizim Birazcık var ise sezgimiz bizim Birlik için olsun ezgimiz bizim İslam’da Alevi Sünnilik nedir
Bir peteğin arısıyız hepimiz Varsın kızıl yeşil olsun kepimiz BEKİR der şahtır Hak kopmaz ipimiz İslam’da Alevi Sünnilik nedir...>>
Alıştık
Yeryüzü çığlık atar gök ise ağlamakta Ne hikmettir bilinmez vurulmaya alıştık Ülkem yasa bürünür, karalar bağlamakta Sustukça al bayrağa sarılmaya alıştık
Uyan milletim uyan kader midir uyumak Gencecik tüm fidanlar koparılıp soluyor Bu kadar basit mi ki şehitlere göz yummak Mayınla parçalanıp evlatların ölüyor
Budadılar bizleri özümüzü aldılar Dağlıca yıkılasın kuşlar gökte dönüyor Zengin bedel yatırdı fakirleri saldılar Devriye nöbetinde ne yıldızlar sönüyor
Milliliği unuttuk Türklüğe söve söve Kaybettiğin ne varsa vermezler ki geriye Yalakalar bitirmez söveni öve öve Uyu milletim uyu devam aynı seriye
Anaların ağıdı yürekleri dağlıyor Kundaktaki çocuklar izliyor kucaklarda Masum yüzlü gelinler içli içli ağlıyor Sönmeyen volkan gibi kor ateş ocaklarda
Kardeş kardeş deriz de kardeşliği gördünüz Bir tabuttan birine koşmak sizi üzmez mi ? Saltanatın uğruna her tavizi verdiniz Hainler kol geziyor paşa bunu sezmez mi?
İHLASÎ ağlamaktan yoruldu iki gözüm Anlatamam içimi Yedi Eylül üşüyor Bağırsam da duyulmaz duyulmaz benim sözüm Kuzularım vurulup topraklara düşüyor...>>
Alsın Ne Olur
Yaradan’ım bir yâr nasip et bana Ne bir eşi olsun ne de benzeri Biraz da kıyak geç naçiz kuluna Senden bir armağan olsun ne olur
Gözünü kaşını özel yaratsan Yüzünü güneşten güzel yaratsan Ne olur ölmeden ezel yaratsan Benimle beraber gülsün ne olur
Boyu bir incecik dala benzesin Yanakları taze güle benzesin Dilinden dökülen bala benzesin Aklımı fikrimi çelsin ne olur
Öyle yarat âlem şaşırsın kalsın Hasetler çatlasın kahrından ölsün Bakışı naz yapsın endamı gülsün Hemencik şimdiden gelsin ne olur
Kâinat kıskansın kullar imrensin Bastığı topraklar yollar imrensin Elinden tutunca eller imrensin Aşkı yüreğimi delsin ne olur
Cemali cenneti aratmasın bak Gönlünden gönlüme bir de çıra yak Özünü özüme birleştir ey Hak Sevdiğimi o da bilsin ne olur
Ya Rabbi duamı kabul buyur sen İHLÂSÎ kulunu biraz kayır sen Vereceksen bir müjde ver duyur sen Aklımı başımdan alsın ne olur...>>
Anlam Vardı
Anlam vardı Ayşe Fatma adında Sevda, sevgi mihengini yitirdi Şeker vardır şimdi balın tadında Arı desen ahengini yitirdi
Tutmuyorlar ana baba öğüdün Ağaç amma meyvesi yok söğüdün Başköşede yeri vardı yiğidin Devir döndü mert dengini yitirdi
Her sofrada yenen aşta haz vardı Yüreklerde sevgi vardı öz vardı Yanakları elma, gelin kız vardı Al yanaklar irengini yitirdi
Dost dediğin kazar oldu kuyunu Kanı bozuk inkâr eder soyunu Yoksullukta paylaşırken payını Dost meclisi o zengini yitirdi
Güven olur şöhretinde şanında Namus emanetti komşu yanında Kaypalık yok idi er meydanında Pehlivanlar çok cengini yitirdi
İHLASÎ insanda insanlık arar Şeref iflas etti ahlak da firar Bulutlarla buluşurdu beyaz kar Yüce dağlar düz, engini yitirdi...>>
Ara Bir İnsanın İçinde Ara
Bulmak ister isen Allah’ı gel de Ara bir insanın içinde ara Muradı maksudu felahı gel de Kalpteki mekânın içinde ara
Bir düzen kurulmuş köprüdür hayat Geçip de kaç kişi eder seyahat Ne menzile varır ne geçer heyhat Var olan zamanın içinde ara
Cennet cehennem var özü incele Nice dağlar saklı düzü incele İki dünya vardır gözü incele Gözdeki ummanın içinde ara
Can ile yüklemiş canlıya mana Her yol gide gide çıkar insana Vücut şehirinde yapılı bina Kaştaki kamanın içinde ara
Sanma ki bu çark senin dışında Beynini çözersen cevher başında Kim bilir İHLASÎ kimin yaşında Kamil bir imanın için de ara...>>
Aradığın Ne Var İse İnsan da
Aradığın ne var ise insan da Boşa cennet cehennemi arama Bin yaşasan yok oluyor bir anda Dokunmayın şu sinemde yarama
Süleyman’la konuşurdu karınca Gönül gözü bakıp dostu sarınca Bütün yollar kalpten kalbe varınca Sekiz köşkün sekiz de var ama
Cehennemdir yokluk denen fırtına Felek bakmaz terazine tartına Ateşini yakıp sarar sırtına Bolca yanar bağrındaki kor ama
Kevser desen yüreğinden akıyor Kâinatı gözü yazıp okuyor Tüm analar miski amber kokuyor İHLASÎ ye ana cennet yar ama...>>
Arılar
Arıları inceleyip izledim Bir muamma bir bilmece bal onda Dağdan dağa gezer iken gözledim Hikmet onda hüner onda dil onda
Şekil desen altıgenin mimarı Geometri simetri de damarı Polen denen tozdan yapar imarı Çiçekleri dolaşırken döl onda
İnsanoğlu örnek alsa özense Arı gibi çiçek çiçek bezense İHLÂSÎ de esrarında gezinse Doğruluktan hiç şaşmayan yol onda...>>
Âşık Püryanî – Ozan İHLÂSÎ Muhabbeti
Aldı Âşık Püryanî
Diyarı gurbeti gezdim dolandım Durdum baktım hiçte huzur kalmamış Gözümle görüp de iyi inandım Sordum baktım göçte huzur kalmamış
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Gam yükünü şelek yaptım gezdirdim Girdim baktım üçte huzur kalmamış Feleğin çarkında canım ezdirdim Gördüm baktım içte huzur kalmamış
Aldı Âşık Püryanî
Yıkılmış yasalar yoktur alet Suçsuz mahkûm suçlu gezer selamet Yemek içmek haram her şey rezalet Vardım baktım suçta huzur kalmamış
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Allah’ın yasası değişmez başta Cahil kendisiyle bitmez savaşta Adalet yok ise insanlık kışta Sürdüm baktım koçta huzur kalmamış
Aldı Âşık Püryanî
Huzuru sorarsan dalı olana Düşündüm taşındım bundan bana ne Ekmek arayansa deli divane Verdim baktım açta huzur kalmamış
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Nice meyve verdim dalın başında Ne musibet varsa kulun başında Gidemedim kaldım yolun başında Yardım baktım uçta huzur kalmamış
Aldı Âşık Püryanî
Bak PÜRYANÎ bunlar sana nasihat Zengine mülk olmuş işte kâinat Neye yarar âhiretsiz saltanat Yordum baktım taçta huzur kalmamış
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Der İHLÂSÎ ben hissemi pay ettim Yüke vurdum eşitledim tay ettim Kervan yolda menzilime hay ettim Erdim baktım güçte huzur kalmamış...>>
Âşık Püryanî – Ozan İHLÂSÎ Muhabbeti
Aldı Âşık Püryanî
Gönül tezgâhına vardım oturdum Dikiş diktim geri söktüm tel koptu Kudret bahçesinden derdim getirdim Yemiş diktim yeri söktüm dal koptu
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Levh-i mahfuzdadır divanım benim Bayrak diktim seri söktüm yel koptu Kimseler ölçemez boy ile enim Göğü diktim deri söktüm el koptu
Aldı Âşık Püryanî
Vuslat-ı maksuda ereyim dedim Dostun cemalini göreyim dedim Aşk ile değirmen kurayım dedim Taşı diktim peri söktüm mil koptu
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Gölgem ile gezdim burda baş başa Nefis askeriyle girdim savaşa Hikmet kalemiyle yazıldım arşa Bine diktim biri söktüm kol koptu Aldı Âşık Püryanî
PÜRYANÎ dünyada güleyim derken Sevdiğim uğruna öleyim derken Dünyadan rızkımı alayım derken Sinor diktim kırı söktüm çöl koptu
Aldı Ozan İHLÂSÎ
Ruhlar âleminden geldim gezildim İHLÂSÎ’yim bir damardan süzüldüm Parça parça kör kuyuda dizildim Başa diktim zoru söktüm gül koptu...>>
Aşıyorum Ağır Ağır
Bir gündüze güneş oldum Aşıyorum ağır ağır Gani gani gamla doldum Yaşıyorum ağır ağır
Bilemedim gizli girdi Et ile kemikle ördü Yaradanım bir can verdi Taşıyorum ağır ağır
Herkes dem devran sürerken Zalim maksuda ererken Tam zirveye çıkam derken Düşüyorum ağır ağır
Baştan sona bir endişe Ömrüm yandı pişe pişe Baktım sade bu gidişe Şaşıyorum ağır ağır
İHLASÎ’nin eşi dostu Bana imiş bütün kastı Dört bir yanım kışa kesti Üşüyorum ağır ağır...>>
Aşikârca Görünenden Sır Olmaz
Seyreyledim âlem zengin ben yoksul Bir nefeslik sermayem var yâr olmaz Çıkıp gider beden yoksul can yoksul Bu dünyada ebediyen var olmaz
Dert sallayıp köklerini sökerken Su misali taştan taşa dökerken Irmak gibi kıvrım kıvrım bükerken Yolcu yolda dur desen de dur olmaz
Duran zaman işleyeni geçince Ekmeyenler türlü mahsul biçince Karınca da filden çok su içince Sermayesiz kazanç olmaz kâr olmaz
Gül dikene sermayedir gölgedir Bir düşünen bin bilenden bilgedir Ölüm dersen her canlıya belgedir Azık varsa mezar sana dar olmaz
Eşek de deveye kılavuz olmuş Bu âlem kaç sefer boşalmış dolmuş İHLÂSÎ gecede gündüzü bulmuş Aşikârca görünenden sır olmaz...>>
Aşk Bende Farklı
Herkesin içinde bir aşkı vardır İçimdeki aşkta farklılık farklı Benim aşkım ise görünmez yârdır İçimdeki aşkta farklılık farklı
Anlatılmaz anlatmaya söz yetmez Görünmezi görmek için göz yetmez Sevgisine dayanacak öz yetmez İçimdeki aşkta farklılık farklı
Benim ile gezer ne yer ne içer Herkese görünür her yandan geçer Benim ile konar benimle göçer İçimdeki aşkta farklılık farklı
Ne güle benziyor ne de bülbüle Aşkı muhabbeti en güzel çile Anlatsam cemali gelmez ki dile İçimdeki aşkta farklılık farklı
Kimisi sığdırmaz saraya köşke Kimisi bağlanır içi boş aşka Bendeki bu sevda başkadır başka İçimdeki aşkta farklılık farklı
Alınmaz satılmaz paha biçilmez Gördüğüm varlıkta cismi seçilmez Her şeyden geçilir O’ndan geçilmez İçimdeki aşkta farklılık farklı
Bazısının aşkı güzelde gülde Bazısının aşkı parada pulda İHLASÎ’nin aşkı bulunmaz kulda İçimdeki aşkta farklılık farklı...>>
Aşk İnsanın Kendisidir
Âdem ilktir yok evveli Aşk insanın kendisidir Kerem yandı Mecnun deli Aşk insanın kendisidir
Bulan var mı göster nerde Arayanı salar derde Arama sen başka yerde Aşk insanın kendisidir
Bazen gizli perde olur Hakiki aşk birde olur Sevende o serde olur Aşk insanın kendisidir
Kulda pulda aramak boş Yer de gök de onunla hoş Bulmak için durmadan koş Aşk insanın kendisidir
Gizem sende çözebilsen Gölge ile gezebilsen Bir damlada yüzebilsen Aşk insanın kendisidir
Kaşı gözü gülüşüyle Tüm hikmetle gelişiyle Doğuşuyla ölüşüyle Aşk insanın kendisidir
Evren dahi senle güzel Ervahtaki sensin ezel İHLÂSÎ’niz döker gazel Aşk insanın kendisidir...>>
Ateşi Isıttım
Ateşi ısıttım köze kor attım Ben benim içimde benden ileri Suları yıkadım yaşı ıslattım Ben benim içimde candan ileri
Güneşi ışıttım günden içerde Pervaneyim döndüm dünden içerde Bir can taşıyorum tenden içerde Gideceğim menzil yönden ileri
Beyazdan öteyim beyaz içinde Nevbaharım vardır niyaz içinde Soğuğu üşüttüm ayaz içinde Kış üşütmez beni tenden ileri
Yürüdüm sularda sürersen izim Bakarsan o gözden içerde gözüm Ervah-ı ezelde yazılmış yazım Çok yol gideceğim sinden ileri İHLASÎ der derya gözüm yaşında Benim nihayetim ölüm kuşunda Arama başka yol menzil dışında Hiç kimse gidemez künden ileri...>>
Ayrı Düşeli
Bozulmuş dümenim dönmüyor çarkım Bedenim başımdan ayrı düşeli Deryalar akardı kurudu arkım Mezarım taşımdan ayrı düşeli
Mihrabım yıkıldı dağıldı bendim Yitirdim ben beni aradım kendim Dizimde derman yok kesildi fendim Nazlı yâr peşimden ayrı düşeli
Yol vermez dağlardan aşırdı beni Boşalttı doldurdu taşırdı beni Yolumdan şaşmazdım şaşırdı beni Hayalin düşümden ayrı düşeli
Ne menzile vardım ne de yol aldım Bir kaptan bir kaba boşaldım doldum İHLÂSÎ kendime yabancı oldum Kirpiğim yaşımdan ayrı düşeli...>>
Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
|