Hasan Yıldırım (Yüzbaşıoğlu/Mihmanî)'ın eşidir. 1922'de Saraç köyünde doğmuştur. Ali ve Fadime'nin kızıdır. Herhangi bir tahsil görmemiştir. On dört/on beş yaşında iken aynı köyde yaşayan Hasan Yıldırım'a kaçmış ve bu evlilikten beşi erkek olmak üzere dokuz çocuğu
(Gülhanım, Nurettin, Servet, Nusrettin, İmdat, Erdal, Behiye, Gülnaz,
Mihriban) olmuştur. Bunlardan Servet (Emanetî) ve Gülhanım da halk şairidir. Âşık programlarına katılmak için eşi Yüzbaşıoğlu'nun devamlı evden ayrılması yüzünden, çocuklarına onun yokluğunu belli etmemek için tarla, harman, bahçe ve ev işlerini de o üstlenmiştir. Hayatı yoksullukla geçmiştir. Halen doğduğu köy olan Saraç'ta yaşamaktadır.
Saz çalamayan ve genellikle çok duygulandığı zaman irticalen şiir söyleyebilen Yeter Yıldırım, şiire başlamasında eşinin âşık oluşunun büyük oranda rolü olmuştur. Evde devamlı onun şiirlerini ve sazını dinlemiş ve zamanla özünde olan şairlik yeteneği ortaya çıkmıştır. Şiirlerindeki ifade yalındır ve herhangi bir teknik kaygı görülmez. Bu bakımdan kimi şiirlerinde ölçü yoktur ve ayaktan çıkmıştır. Bazı şiirlerinde de mahlas kullanmamıştır.
|
GEL SEVDİĞİM
Gel sevdiğim senle bir yol konuşak
Yüzüne bakacak halin var m'ola
Kim suçluyla gel hakime danışak
Huzur-ı divanda yerin var m'ola
Erkek küsmez derler ben sende gördüm
Sana ne ettim ki kalbini kırdım
Dövdün kovdun yine koynuna girdim
Cilve edip saran kolun var m'ola
Günahım ne ise yüzüme söyle
Hata sende ise gel özür eyle
Boynu bükük koydun yarini böyle
Bensiz tutunacak dalın var m'ola
Yavan ekmeğini azığa sardım
Dağ başında ekin ektim çift sürdüm
Odun şelek ettim sırtıma vurdum
Dikili ağacın çalın var m'ola
Sen gittin gurbete gönül eğledin
Beni köye mahkum ettin bağladın
Ben bir afet idim arzum dağladın
Yanmış yüreğime yelin var m'ola
YETER ANA der ki sevdim de vardım
Baldırı çıplaktın yuvanı kurdum
Birbirinden güzel yavrular verdim
Doğru söze tatlı dilin var m'ola
VAROLSUN TÜRKİYE'M
ATA'M VAR BENİM
Amasya'ya geldim gül ile reyhan
Sivas'ı gördüm ki büyük bir meydan
Şarkışla'ya geldim döşenmiş meydan
Varolsun Türkiye'm Ata'm var benim
İhsanlı'nın yüksek dağı güllenir
Yeniçubuk'ta tirenlerim eğlenir
Gemerek'in ünü şanı söylenir
Varolsun Türkiye'm Ata'm var benim
Saroğlan'ın bulutları görünür
Pozantı'nın bayrakları salınır
Bütün dünya Türkiye'me yerinir
Varolsun Türkiye'm Ata'm var benim
Âşık YETER Gemerek'in bacısı
Kayseri'nin yeraltıdır çarşısı
İçerimden çıkmaz Ata acısı
Varolsun Türkiye'm Ata'm var benim
|
|
YOKSULLUK
Anamdan doğalı yüzüm gülmedi
Sanki bana miras kaldı yoksulluk
Yalvardım yakardım ırad olmadı
Kaçtıkça peşimden geldi yoksulluk
Kendime baktıkça ele yerindem
Gizledim yokluğu zengin göründüm
Yavan yedim yırtık giydim büründüm
Benim ile kardaş oldu yoksulluk
Kim yardım ettiyse başıma kaktı
Kimi namusuma gözünü dikti
Kime dert yandımsa dudağın büktü
Beni muhannete saldı yoksulluk
YETER ANA der ki gün böyle geçti
Perişan insanlar yaramı açtı
Doğurduğum evlat bırakıp kaçtı
Yarimi de benden aldı yoksulluk
(ırad olmak: uzaklaşmak)
DÖRT AZA'YA
Yaşa şaşkın Nure yaşa
Ne dedin de geçtin başa
Ağu kattın pişmiş aşa
Şu sözümde yalan var mı
Mustafa Şimşek ninni ninni
Ne sallanın lelli lelli
Heyet içinde yerin belli
Konuşmaya ağzın var mı
Nasıl yaratmış sizi yaratan
Hüseyin Kılıç çık aradan
Başımız kurtulmaz belâdan
Şu sözümde yalan var mı
Yüreğimde yoktur yara
Sanki bulunmaz mı çare
Dört elli geçtiğimiz eder
Derenizde köprü var mı
Ayağımda yoktur papuç
Gözünüze dursun popuç
Türkü değil bu bir kakıç
Köyünüzde cami var mı
Ali Tuna salahana
Her yerde gezer seysana
Yuh çekiyor YETER ANA
Mencilis'te söğen var mı
(popuç: ekmek
salahana: avere gezen
seysana: başıboş)
|