|
|
AŞIK HÜSEYİN ORHAN
Sinem alev alev yandıktan sonra,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri,
Gözüm yaşı sel sel indikten sonra,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri.
Kul
Hüseyinim felek neyledim sana,
Ne
suçum var idi kahrettin bana,
Bende
sığınırım merdi meydana,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri. |
1938 Kuyudere (Minayik) köyünde dünyaya gelmiştir.
Mahmut dede kabilesinden gelmektedir. Babası Musa Kazım dede annesi
Satı Orhan’dır. Kendisi 4-5 yaşlarında iken babası vefat etmiştir.
Annesinin yanında köyde büyümüştür.
Küçük yaşta saza olan tutkunluğu nedeniyle köyde saz çalanların
yanında oturup kalkarmış. Saz çalmaya 7-8 yaşlarında cura çalarak
başlamıştır. İlk saza olan hevesini çocukluğunda kendi deyimiyle
süpürge ve maşayı saz niyetine kullanarak hevesini giderirmiş. Köyde
hemen hemen herkesin saz çalması Aşık Hüseyin’inde saz çalmasında en
büyük faktördür.
Saz çalmayı kendi çabalarıyla, büyüklerinden, arkadaşlarından ve
komşusundan bakarak ve inceleyerek öğrenmiştir. Kuyudere (Minayik)
köyünde özellikle ibadetlerde saz çalmak zorunluluğu olduğu için,
kendi sesinin güzelliği ve saza olan hevesi saz çalıp söylemeyi
kendisi için gerekli kılan en büyük etkenlerden birisi olmuştur.
Bağlamayı pençe (elle) tekniği ile çalmaktadır.
Örnek aldığı aşıklardan başta Hasan Hüseyin olmak üzere Haşim Orhan.
Düzgün Sarıaltun, Cuma Yüzbaşıoğlu. Aşık Veysel, Yemini, Fuzuli, Pir
Sultan, Kul Himmet, Teslim Abdal- Hatayi - Virani gibi ünlü Halk
Aşıklarımızı da kedisine gerek saz gerekse söyleyişleriyle kendisine
örnek almıştır.
1953‘te evlenen Aşık Hüseyin Orhan 1954’te İstanbul’a işçi olarak
gelmiştir. 1963’te TRT İstanbul ve Ankara radyosunda mahalli sanatçı
imtihanlarını kazanarak girmiştir. İstanbul, Ankara ve
Avusturalya’da bant çalışmasında bulunan Hüseyin Orhan’ın Fransa’da
bir Cem CD’si bulunmaktadır. TRT THM repertuarına, gerek kendi
gerekse çeşitli aşıkların beyitlerini; sazı ve sesi ile icra ederek
hizmetler vermiştir.
Cem yürütebilen önemli Halk Aşıklarımızdan birisi olan Aşık Hüseyin
Orhan 1989-1996 yıllan arasında Şah Kulun İdari görevini
üstlenmiştir. Daha sonra Küçük Çekmece Garip dede türbesinin dernek
yönetiminin isteği üzerine Garip dede türbesinde Cem hizmetlerini 3
yıl sürdürmüştür.
Bunun akabinde yurt içi ve yurt dışında birçok yerde Cem
toplantılarında, Cem yürütmek için birçok kez görev yapmıştır. Halen
çeşitli Cemlerde, gecelerde ve toplantılarda sazı ve sesini dinlemek
mümkündür.
1953’te evlenmiştir. Dört erkek bir kız toplam beş çocuğu vardır. Şu
an emekli ve hanımıyla birlikte İstanbul’da yaşamım sürdürmektedir.
Ayrıca kendi çabalarıyla evinde yaptığı ve yakında çıkacak olan
Cem’i konu alan kitabını da yazmaktadır.
Kuyudere (Mineyik)
Köyünde Aşıklık Geleneği
Bitirme Çalışması
Mehmet Sarıaltun
İstanbul - 2000
|
|
Eserlerinden bazıları:
|
1
Yalan ne dar imiş,
Gariplere mezar imiş,
Ölmeden ölmek varmış,
Bildim ama neden sonra.
Gitmem haksızın izinden,
Mihnetimi olur ki sözünden,
Kusurumu kendi özümden,
Oldum ama neden sonra.
Seyrettim dağ ile taşa,
Gökyüzünde uçan kuşa,
Hey bak ömrüm geçmiş boşa,
Bildim ama neden sonra.
Hüseyniyem dünya fani,
Gelenler durmuyor hani,
Dost yoluna ben bu canı,
Saldım ama neden sonra.
2
Hakkı bilip hak yoluna gitmeyen
Sanki hayal mayal düş gelir bana,
Kendi söyler kendi öğüdünü tutmayan
Bin nasihat yerse boş gelir bana
Özürümü kendi özümde bulursam
İkrar nedir imam nedir bilirsem,
Kendi vücudumdan haber olursam,
Dünya alem birdir hoş gelir bana
Hüseyinim bağımda güller biterse
Şakayıp dalında bülbül öterse
Ummadığın bir dost bir gül atarsa
Sanki bin düşmandan dar gelir bana |
|
3
Sinem alev alev yandıktan sonra,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri,
Gözüm yaşı sel sel indikten sonra,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri.
Vücudum şehrinde koptu zelzele,
Koymadı yar eli gezem el ele,
Aklım aldı beni düşürdü dile,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri.
Oturmuş gemiye elde dümeni,
Güldürmez yüzümü garip sinemi,
Dağıttı yuvamı fakir hanemi,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri.
Dost bağında derli koyun meliyor,
Meledikçe sesi sinemi deliyor,
Felek kalbur almış adam eliyor,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri.
Kul Hüseyinim felek neyledim sana,
Ne suçum var idi kahrettin bana,
Bende sığınırım merdi meydana,
Ben feleğe küstüm barışmam gayri. |
|
|
|
|
|