ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
       Aşık Mahzuni Şerif


Aşık Mahzuni Şerif    Ne dedimse halka hiç yaramadı
    Ben gittikten sonra ararlar beni
    Boşa cahillerin gözü karardı
    Kuru çene ile yorarlar beni


         
Mahzuni Şerif'im gayri gam yemem
          Ondan ötesini kimseye demem
          Ufak vücuduma kefen istemem
          Varsa insanlıkla sararlar beni


    1938 yılının bir sonbahar günüydü, o günün yarısında Döndü ananın ağrısı bitecekti. Ama daha küçük yaşlarda o dünyaya getirdiği bebe; bağlamasını yoksul halkının dertleriyle, ağıtlarıyla ağlatacak, giderek daha duyarlı, daha toplumcu içerik kazandıracaktı dizelerine...

   İlk yıllarda mezhepsel çelişkileri yergili bir dille betimlerken, daha sonra halk dertlerini dile getirmeye çalışacak, o nedenle de bazı politik baskılar görecekti. Hak ile halkı birleyerek emeği savunacak, emeğin savaşımını verecekti.

   Mahzuni Şerif tüm baskılara karşı haklıların simgesi olarak <<bizim suçumuz, şerefimiz>> dir diyecekti. Coşkulu yüreğiyle çağdaşlarına göre daha çok üretiyor, özgün söz ve müziğiyle Türk folklor üne kaynak oluşturuyordu. Ama ne yazık ki onun, şiirine kendi adı konulmuyor, baş­kaları onun sırtından çıkar sağlıyordu.

   Mahzuni sazını eline aldığı günden bu yana her türlü sömürüye karşı savaşımın içinde birleştirici söz öğelerini kullanıyor, böylece kendine özgü bir yol çiziyordu.

   Aşık Mahzuni'yi anlatmak için bir noktayı, içtenlikle vurgulamak istiyorum. Ozanımız <<Neyzen>> gibi biraz demlidir, ama bu duyarlı olmanın bir gereğiydi; doğaçtan söyleyebilmesi için dem onda olumlu etki yapıyordu dem de olsa az almak zorun­daydı, çünkü sağlığının ve sanatının koşulları böyle gerektiriyordu. O, aşıklık geleneğini yerine getirirken halkın gözü, kulağı olmaya özen göstermeliydi. 

   1960 ile 1980 yılları arasında yurt dışında bir kez Avustralya, çok kez de Avrupa'da konserler vererek, yine ulu­suna, halkına sevgiler gönderiyor; <<dünya tembellerin, haksızların değil, çalışanların, haklıların olmalıdır>> diyerek sarı sazın tellerini inletiyordu...

   Umarım ki ozanımız Mahzuni Şerif bundan böyle de, yaşadığı sürece birliği, erliği, güzelliği toplumsal ve evrensel içerikli dizelerde sevgili halkımıza duyurmanın kıvancını yaşar...
A. İhsan Aktaş


Merhaba diyorum Berçenekli Mahzuni'ye
Ben, O'nu ilk tanıdığım 1960 yılından bu yana
adım adım gözledim. Çünkü Mahzuni Şerif
"oğulluğum" olmuştu. Nasıl, neden izlemeyim

O'nun duygılu sesinin, ustaların ustası tezene
vuruşunun onbinlerce sevdalısından biri
olmuştum o günden bu yana...

Hicivlerini deyişlerini varsın başkaları
değerlendirsin. O'nu tanıdığım, aynı çağda
yaşadığım için kendimi mutlu hissediyorum...

Çünkü, bir Pir Sultan, bir Karacaoğlan, bir Nesimi
bir Kaygusuz Abdal, bir Ruhsati ve daha
benzer nicelerini deyişlerinden tanımıştım...

                             Fikret Otyam - Haziran 1990


Aşık Mahzuni'ye ait bazı türküler:
İşte gidiyorum çeşmi siyahım, Kanadım deydi sevdaya, Körpe iken kırdın felek dalımı, Dom dom kurşunu, Kirvem, Zevzek, Bugün ben şahımı gördüm, Ağlasam mı...


Ve Aşık Mahzuni Şerif 17.05.2002 tarihinde tedavi gördüğü Köln-porz hastanesinde, sabaha karşı aramızdan ayrılır...

  
Ağlasam mı

Mevlam Gül Diyerek İki Göz Vermiş
Bilmem Ağlasam Mı Ağlamasam Mı
Dura Dura Bir Sel Oldum Erenler
Bilmem Çağlasam Mı Çağlamasam Mı

Yoksulun Sırtından Doyan Doyana
Bunu Gören Yürek Nasıl Dayana
Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana
Bilmem Söylesem Mi Söylemesem Mi

Mahzuni Şerifim Dindir Acını
Bazı Acılardan Al İlacını
Pir Sultanlar Gibi Dar Ağacını
Bilmem Boylasam Mı Boylamasam Mı



Yuh Yuh

Uzaktan Yakından Yuh Çekme Bana
Sana Senin Gibi Baktım İse Yuh
Efendi Görünüp Bütün İnsana
Hakkın Kullarını Yıktın İse Yuh

Bu Kadar Milletin Hakkın Alanlar
Onları Kandırıp Zevke Dalanlar
Diplomayla Olmaz Hakim Olanlar
Suçsuzun Başına Çöktüm İse Yuh

Ben İnsanım Benden Başlar Asalet
Asillere Paydos, Beye Nihayet
Şu İnsanlık Derde Girerse Şayet
Ona Yar Olmaktan Bıktım İse Yuh

Yuh Yuh Soyanlara
Soyup Kaçıp Doyanlara
İnsanlara Kıyanlara
Yuh Nefsine Uyanlara Yuh



İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım

İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da

Haydi dolaşalım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ötmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da 

Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuninin berbat haline
Mervanın elinde parelense de



Delaley

Bağa Girdim Bağbanı Yok
Güle Sordum Figanı Yok
Sürüyü Kurtlar Dalamış
Bu Sürünün Çobanı Yok
Ah Le Delale Delale
Nereye Başı Delale

Dere Kavuşur Dereye
Akar Gider Gemere’ye
Savaşı Girmiş Yüreğe
Yarası Yok Çıbanı Yok
Ah Le Delale Delale
Nereye Başı Delale

Mahzuni’yim Doğrusunun
Dermanı Yok Mudur Bunun
Sevdaya Giden Yolcunun
Çarığının Tabanı Yok
Ah Ley Delaley Delaley
Nereye Başı Delaley



Al Birini Vur Birine

Yıkılası Bozuk Düzen
Bıçak Kemiğe Dayandı
Gayrı Bize Yazık Düzen
Gönlümüz Kana Bulandı

Al Birini Vur Birine
Koydu Bizi Heç Yerine
Vay Boyunuz Devrileydi
İnandık Körü Körüne

Ağar Kara Saçım Ağar
Hıçkırık Sinemi Boğar
Bu Yılda Böyle Giderse
Başımıza Taşlar Yağar

Al Birini Vur Birine
Koydu Bizi Hiç Yerine
Deli Miydik Serseri Mi
İnandık Körü Körüne

Gel Mahzuni Söyle Sözü
Harap Ettik Yazı Güzü
Daha Karanlık Basmadan
Üsküdarı Geçti Dürzü

Al Birini Vur Birine
Koydu Bizi Hiç Yerine
Gönlümün Gözü Çıkaydı
İnandım Körü Körüne


Bu Yıl Benim 

Bu yıl benim yeşil bağım kurudu
Dolu vurdu yapraklarım çürüdü
Benim de saz tutan elim var idi
Şimdi bir köşede yatar ağlarım

Benim ile lokma yiyip içenler
Gölgemin altında konup göçenler
Sizi zalim dar günümde kaçanlar
Ben kendi kendime çatar ağlarım

Çırpına çırpına bir yuva kurdum
Bebeği görmedim kundağı gördüm
Derya'da boğuldum karaya vurdum
Çileden çileye bakar ağlarım

Mahzuni Şerif'im budur ahvalim
Zamane bozulmuş insanlar zalim
Kıyamete kadar gider bu halim
Sabır edip matem tutar ağlarım. 

 

Kirvem

Kirvem Bu Yıl Bu Dağlarda Aman
Sensiz Yazın Tadı M'olur Aman
Selamın Niye Kesildi Aman Aman Aman Aman
Bir Selamın Adı M'olur Aman

Kirvem Aman
Ne De Çabuk Geçti Zaman 
Aman Aman Aman Aman Oy

Can İçinde Can İçinde Aman
Can Erir Zaman İçinde Aman
Böyle Kader Olmaz Olsun Aman Aman Aman Aman Hüseyinim Kan İçinde Aman

Varsam Gitsem Erzincan'a Aman
Hüseyinim Gelmiş M'ola Aman
Der Mahzuni Bu Dağlarda Aman Aman Aman
Böyle Yiğit Ölmüş M'ola Aman



Nem Kaldı

Parsel Parsel Eylemişler Dünyayı
Bir Dikili Taştan Gayrı Nem Kaldı
Dost Köyünden Ayağımı Kestiler
Bir Akılsız Baştan Gayrı Nem Kaldı

Padişah Değilem Çeksem Otursam
Saraylar Kursam Da Asker Yetirsem
Hediyem Yoktur Ki Dosta Götürsem
İki Damla Yaştan Gayrı Nem Kaldı

Mahzuni Şerifim Çıksam Dağlara
Rastgelsem De Avcı Vurmuş Marala
Doldur Tüfeğini Beni Yarala
Bir Yaralı Döşten Gayrı Nem Kaldı



Durmuş 

Durmuş Bizim Köyden Haber Sorarsan 
Harman Kalktı Bulgurları Serildi 
On Yedi Yıl Evvel Ölen Haccelli 
Seksen Bir Yaşında Yeni Dirildi 

Kömsük Hasan İnek Alıp Satıyor 
Kasımın Oğlu Da Düğün Tutuyor 
Çil Mehmet Yel Oldu Düştü Yatıyor 
Bir Acayip Kulakları Gerildi 

Götürdüler İbiklerin Turgayı 
Kel Muhtara Sövdüğünden Dolayı 
Kır Bekir Bilmeden Tutmuş Kalayı 
Çok Ayıp Yerinden Serum Verildi 

Üç İt Tuttu Yahyaların Hasanı 
Toz Ediyor O Geçeye Geçeni 
Bizim Yusuf Değiştirmiş Lisanı 
Bir Bak Görsen Kırıldı Dı Kırıldı 

Şimdilik Bu Kadar İşte Durmuşum 
Selam Edip Hatırını Sormuşum 
Gece Olmuş Geç Farkına Varmışım 
Sığır Geldi Sıpaları Devirdi



Bana Yücelerden Seyreden

Bana Yücelerden Seyreden Dilber
Siyah Kipriklerin Ok Mu Cananım 
İnsaf Et Yüzünü Yüzüme Dönder 
Izdırabın Sonu Yok Mu Cananım

Gönül Sevdi Benim Günahım Nedir 
Yandım Hasretine Bunca Senedir 
Mecnunun Derdinden Derdim Fenadır
Izdırabın Sonu Yok Mu Cananım

Bu Dünya Misaldir Çatısız Hana 
Ebedi Kalmadı Saha Sultana 
Deryanın İçinden Bir Damla Bana 
Bu Da Mahsuni'ye Çok Mu Cananım 



Duaz-ı İmam


Üryan Büryan Vardım Pir Dergahına
Medet Ya Muhammet Ya Ali Diyerek
Gönül Verdim Gönül Şahlar Şahına
Hünkar Hacı Bektaş Veli Diyerek

İmam’ı Hasandır Hubların Başı
Hüseyin Der Akar Gözümün Yaşı
İmam Zeynel Sabredenin Yoldaşı
Ağlasam Gülerler Deli Diyerek

Feylim Gıblegahım Muhammet Bakır
Kırkların Bağında Bülbüller Şakır
Cafer-Ü Sadık’a Talibim Şükür
İkrar Verdim İkrar Beli Diyerek

Musa-İ Kazım Dır Mazlumlar Şahı
Aliyyü Rıza Dır Şahın Ervahı
Şahda Ki Nakiye Çekerim Ahı
On İki İmamın Gülü Diyerek

Hasan-Ül Asker’ İ Ol Ali Aba
Muhammet Mehciye Mest-Ü Merhaba
Serin Koymuş Serin Mahzuni Baba
Yol Muhammet Ali Yolu Diyerek



Ne Dedimse Halka 

Ne dedimse halka hiç yaramadı
Ben gittikten sonra ararlar beni
Boşa cahillerin gözü karardı
Kuru çene ile yorarlar beni

Duman eksik olmaz her yüce dağda
Bülbül eksik olmaz her yeşil bağda
Atomun patlayıp bittiği çağda
Onun ötesinde sorarlar beni

Ebedi değildir şu yüce dağlar
Ebedi değildir şu yeşil bağlar
Öz gardaşım ama bizim softalar
Mezarımda bile kırarlar beni

Mahzuni Şerif'im gayri gam yemem
Ondan ötesini kimseye demem
Ufak vucuduma kefen istemem
Varsa insanlıkla sararlar beni.
 

Diğer Şiirleri->

Basından :
Türküler Mahzuni Şerif için ağlıyor
Türk popunda Âşık Mahzuni  
Aşık Mahzuni Şerif'i kaybettik  
Mahzun veda

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com