Asıl adı Ali Coşkun'dur. Artvin'in Yusufeli ilçesi, Zor köyünde doğmuştur (1887). Kavasoğulları'ndan Mustafa Keşfi Efendi'nin oğludur. Keşfi de tanınmış bir ozandı.
Yirmi yaşına kadar medrese öğrenimi gören Huzuri, medreseden ayrıldıktan sonra uzun bir geziye çıkmış ve Kafkasya'dan geçerek Kırım'a kadar gitmiştir. Birinci Cihan Savaşı'nda askerliğini yapan ozan, terhisten sonra köyüne dönerek evlenmiştir. Bir süre tapu ve nüfus memurlukları yapmışsa da işine ısınamadığı için tekrar çiftçiliğe dönmüştür.
Zaman zaman sazını alarak gezilere çıkma alışkanlığını bütün ömrü boyunca sürdüren Huzuri, Ankara, İstanbul İzmir gibi büyük şehirleri de dolaşmıştır. 1957'de, İspir'in Salaçar köyünde dokuma satarken ölmüş ve oraya gömülmüştür. Aruzla da başarılı şiirler yazan Huzuri'nin destanları çok tanınmıştır.
Koşmalar |
1
Safayı ararken düştün cefaya
Görünmez ok ile vuruldun gönül
Minnet eylemezken yoksula baya
Vardın çok kapıdan sürüldün gönül
Cahil ile otururdun kalkardın
Yapmadığın gönülleri yıkardın
Coşkun çaylar gibi durmaz akardın
Şimdi dalgalanıp duruldun gönül
Huzuri sözüne inanmaz idin
Ayılıp gafletten uyanmaz idin
Heva ve hevesten usanmaz idin
Çok dolaştın ahır yoruldun gönül
|
2
Sarı saç üstüne sarışın yazma
Yakışır başına kurban olduğum
Çıldırtma aklımı karşımda gezme
Gözüne kaşına kurban olduğum
Kirpiklerin susamıştır kanıma
Dök kanımı keşke otur yanıma
Sana gelen her dert gelsin canıma
Nevreste yaşına kurban olduğum
Garibim insaf et gönlüm şad eyle
İyliğin söylensin yahşı ad ile
Huzuri'yi ya öldür ya azat eyle
Eşiği taşına kurban olduğum
|