25.09.1960 günü Kangal’ın Etyemez köyünde doğmuştur. Hamza ve
Zökay’ın oğludur. Yedi çocuklu ailenin beşinci çocuğudur. İlkokul
tahsilini köyünde yapmıştır. On üç yaşında İstanbul’a gitmiş,
Gümüşsuyu semtinde bir makine imalathanesinde işe girmiştir. Burada
beş-altı yıl çalıştıktan sonra 1979 yılında Almanya’ya gitmiş, üç
yıl da orada çalışmıştır. Sonra yurda dönerek askerlik hizmetini
yerine getirmiştir. Terhis olduktan sonra evlenmiş, ancak bu evlilik
kısa sürmüştür. İkinci evliliğini 1989’da yapmış, bu evlilikten
ikisi kız üç çocuğu olmuştur. Geçirdiği bir kaza sonrası ağır işleri
yapmaktan kaçınmış ve reklamcılıktan geçimini sağlamaya başlamıştır.
Halen İstanbul’da yaşamaktadır.
Şiir yazmaya ilk okul üçüncü sınıfındayken Ruhsatî’nin şiirlerini
okuduktan sonra başlamıştır. Önceleri saz çalmakla beraber geçirdiği
kaza sonrasında sağ elini yeterince kullanamadığı için şimdi
çalamamaktadır. Beş yüzden fazla şiiri vardır. Şiirlerinden bir
kısmını Kalemin Teri adlı kitapta toplamıştır. İstanbul’daki Halk
Kültürü ve Ozanları Geliştirme Dayanışma Derneği (HALKODER)’in Genel
Başkanıdır. Hemen her konuda şiiri vardır. Kalemin Teri (İstanbul,
2002, 160 s.) adlı bir şiir kitabı vardır.
|
Para
Kılığı düzeltip adam saydıran
Müşkülleri bir cevize sığdıran
Kimisini insanlıktan caydıran
Kimine din ile imandır para
Menfaatçi onun ile can bulur
Eşdeğerdir onur paradır gurur
Parayı görünce insafı kurur
Kimine merhamet vicdandır para
Her türlü keramet parada sanır
Can çekişse dostu parayı tanır
Hatırı uğruna hatta can alır
Ona candan öte bir candır para
Kimini yüceltir şaha kaldırır
Yokluğunda fukarayı yıldırır
Kimisini ipten bile aldırır
Kimine adalet kanundur para
İlhami der hiç birine kanmayın
Para ile onur buldum sanmayın
Varlığına yokluğuna yanmayın
Bana göre büyük düşmandır para
Sivas
Adı vilâyettir başında vali
Yürekler acısı Sivas’ın hali
Sanayisi yoktur göçmüş ahali
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Sevrin karanlığı o gün yırtıldı
Yurduma temeller burada atıldı
Ulus-Devlet şimdi kime satıldı
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Derin tarihiyle kültür ocağı
Ozanlar diyarı köyü bucağı
İade etsinler büyük sancağı
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Bu davaya ait divan kurulsun
Faili kimlerdir sorgu sorulsun
Dört bir yanı fabrikayla sarılsın
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Hiç durmak olur mu uzay çağında
Maden cevher dolu her bir dağında
Barajlar kurulsun Tohma çayında
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Kurulsun çarşılar işlesin şu hal
Birlikle kalkınsın orada mahal
Yanık türkülere dönmüş bu ne hal
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Ekmek kapısıydı Cer Atölyesi
Kimler susturdular binlerce sesi
Özelleştirmeymiş bu neyin nesi
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Kapanmış köylerin tüm okulları
Sefalete mahkûm yetim dulları
Viraneye dönmüş evi yolları
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
İlhami’yim yalanları silmişim
Her dem hakkı hakikati bilmişim
Kangal Etyemez’den göçüp gelmişim
Cumhuriyet şehri Sivas nerede
Dost Diye Diye
Bir ahtım var idi görmek yüzünü
Hasrete gark oldum dost diye diye
Her yerde aradım sürdüm izini
Yoluna ark oldum dost diye diye
Arşınladım sana gelen yolları
Dost diyerek taşa sardım kolları
Ben n’eyleyim kara yerde çulları
Acıya hark oldum dost diye diye
İlhami’yim derdi serden geçirdim
Dudağından muhabbeti içirdim
Büyüttüm şöhreti elden uçurdum
Düzene çark oldum dost diye diye |
|
Senden Gayri
-Sevgili eşime ithaf olunur-
Bir dünya servetim olsa
Hepsi yalan senden gayri
Yeter oturduğum çulsa
Hepsi yalan senden gayri
Niçin dersin can telaşım
Kimseyle yoksa yarışım
Senin için hep savaşım
Hepsi yalan senden gayri
Yeter ki nefsini eyle
Ne eylersen doğru eyle
Vazgeçer mi gönül öyle
Hepsi yalan senden gayri
İlhami der arımsın sen
Tek varlığım varımsın sen
İçimde ki sırrımsın sen
Hepsi yalan senden gayri
Olamam sevginden ayrı
Kurbanın Olayım
Seher vakti deli deli
Esme kurbanın olayını
Sürükleyip bir çalıya
Asma kurbanın olayım
Sevgini ver sevgi dile
Canı yakma bile bile
Küçük tomurcuğa hele
Basma kurbanın olayım
Yaprağın verme gazele
Her yıl bir ömür tazele
Gönül verip de güzele
Küsme kurbanın olayım
Muhabbetsiz diller gibi
Irak olma eller gibi
Dut yemiş bülbüller gibi
Susma kurbanın olayım
İlhami’yim gül eylesin
Çiçeğinden bal eylesin
Çınar gibi dal eylesin
Kesme kurbanın olayım
Bize Ne Oldu
Yanık bir türküydü sevdamız bizim
Ne oldu savdığım bize ne oldu
Canım ümüğümde* bak dizim dizim
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu
İkimiz de bir gün kuşku duymazdık
El âlemin dediğine uymazdık
Küçük ihmalleri hata saymazdık
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu
Benden kaçırmazdın ele gözlerin
Ey sevdiğim sana belâ gözlerin
Okur öldü diye selâ gözlerin
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu
Neylerim dünyada hayatı sensiz
Sen de olmaz idin bir saat bensiz
Mutluca yaşarken nefretsiz kinsiz
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu
Menekşe sineli sevda kokulum
Ben hasretle yanan naçiz bir kulum
Nereden gitsem senden geçerdi yolum
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu
Şimşekle çakardım dolu yağardın
Nisan yağmurunu gökten sağardın
Bir zamanlar yüreğime sığardın
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu
Harran ovasından düzdük engindik
Yoksa da mal servet gönlü zengindik
Koşardık sevgiye dolu dizgindik
Ne oldu sevdiğim bize ne oldu |