Araştırıcılar tarafından varlığı kabul edilen ancak yaşadığı yüzyıl
hakkında anlaşmazlıklar bulunan Yozgatlı Karacaoğlan XVI. yüzyılda
yaşamış bir Bektaşi Şairi olarak gösterildiği gibi
105 XIX. Yüzyılında yaşamış
ümmi bir aşık106 ve
medrese tahsilli görmüş bir şair 107
olarak da gösterilmektedir.
Yozgatlı Karacaoğlan’ın yaşadığı yüzyıl ve sosyal statüsü hakkındaki
rivayetlerin bu derece çeşitlenmesi öncelikle Yozgatlı
Karacaoğlan’ın varlığının araştırılmaya muhtaç olduğunu
göstermektedir. Hangi yüzyılda olursa olsun Yozgat’ta Karacaoğlan
adında bir aşık/şair gerçekten yaşamış mıdır? Yaşamışsa yaşadığı
yüzyıl mensubu olduğu sosyal çevre ve köyü/ kasabası neresidir?
Sırasıyla bu iki soruya Karacaoğlan hakkında yapılan araştırmaları
ve şiirleri göz önüne alarak cevap arayalım: Cumhuriyet döneminde
Karacaoğlan hakkında yapılan araştırmaların çoğunda XVII. Yüzyılda
Çukurova’da yaşayan Karacaoğlan’dan başka Karacaoğlanların da var
olduğu dile getirilmiş. Bu çevrede “Nizipli Karacaoğlan”108
“Rumelili Karacaoğlan”109 “Yozgatlı Karacaoğlan”110… gibi şairlerin
varlığı üzerinde fikirler ortaya konmuş. Belgeler gösterilmiştir.
İşte bu çerçevede Yozgatlı Karacaoğlan’ın hakkında ileri sürülen
görüşler şu noktalarda toplanmaktadır.
Yukarıda adı geçen makalesinde en az dört Karacaoğlan’ın yaşamış
olduğu görüşünü dile getiren Prof. Dr. İlhan Başgöz “Karaca’oğlan111
adlı eserinde “bir Karac’oğlan dan ziyade Karac’oğlan geleneğinden
Karac’oğlan şiir okulundan bahsetmenin daha doğru olduğu” kanaatini
taşıdığı belirtmektir. 112 Yayınlandığı bu eserinden sonra Karacaoğlan üzerine yaptığı araştırmaları sürdüren Başgöz yapılan
araştırmalarla XVI. yüzyılda yaşadığı bildirilen Bektaşi tarikatına
mensup Karacaoğlan’ın113 Yozgatlı olduğu hükmüne varmaktadır.
114 Bu Karacaoğlan Rumeli’deki savaşlara katılan bir yeniçeri
şairidir. Yılmaz Göksoy’un tespit ettiği rivayetlerden115 yola çıkan Başgöz’e göre Karacaoğlan, Yozgat’ın Mamure (Aydıncık) köyünden
olup, pazarlarda pekmez satarak geçimini temin etmektedir.
Pazarlarda pekmez satarak geçimini temine çalışan bu köyü daha sonra
Zileli Salih Hoca medresesinden tahsili görmekte, bulunan ardından
saz şairleri geleneğine uygun bir şekilde rüya görüp bade içmekte
çalıp türkü söylemektir. Ardından Yavuz Sultan Selim’in ordusunda
İran seferine katılmakta, 1514 yılındaki bu seferde gösterdiği
yararlılıklardan dolayı terfi etmekte, bunun ardından ordudan
ayrılarak Yozgat’a dönmektedir. Yozgat’ta sevdiği kız alamayınca
yeniden orduya katılarak Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan
Avrupa seferlerinde bulunmaktadır.116
Yozgatlı Karacaoğlan’a yakıştırılan bu uzun maceralı ve destani
hayatın izaha muhtaç bir çok yeri bulunmaktadır. Pazarda pekmez
satan bir köylünün daha
sonra Zile’de medrese tahsili görmesi, medrese tahsilinden sonra
bede içip, aşık olması, Yavuz’un ordusuyla İran’a Kanuni’nin
ordusuyla Avrupa içlerine gitmesi, devşirme çocuklarından kurulan
Yeniçeri ordusundan Kolağası Yardımcılığı rütbesine kadar
yükselmesi, gerçek bir hayatın izlerini taşımaktan çok, musannifi
bilinmeyen bir halk hikayesinin konusuna daha uygun düşmektedir.117
Yozgatlı Karacaoğlan’ın XIX. yüzyılda yaşadığını dile getiren ilk
yazılar M. Şakir Ülkütaşır tarafından kaleme alınmıştır. Ahali
Gazetesi 118 ve Yeni Türk Mecmuası’nda
119 yayınlanan yazılarında Ülkütaşır, “Yozgatlı Karacaoğlan, Yozgat’ın Zeyneddin (Doğanlı)
köyünde doğmuş ve o havalide tanınmış bir halk şairidir. 1260 h.
tarihlerinde yani Osmanoğullarından Abdülmecid zamanında yaşamıştır.
Ümmi olup deyişleri de fıtri istidadının mahsulüdür.” görüşlerine
herhangi bir kaynak göstermeden yer vermekte ve Yozgatlı
Karacaoğlan’a ait olarak gösterdiği beş koşmayı yayınlamaktadır.
Yozgatlı Karacaoğlan’ın XIX. yüzyılda yaşadığını savunan bir diğer
araştırıcı ise tesbit ettiği rivayetlerde Prof. Dr. İlhan Başgöz’ün
şairimizin XVI. yüzyılda yaşadığı görüşünü savunmasına kaynaklık
eden Yılmaz Göksoy’dur. Erciyes dergisinden yayınlanan üç
makalesinde 120 başta M. Şakir Ülkütaşır’ın yazıları olmak üzere,
Yozgat civarında dolaşan rivayetleri değerlendirerek ve Yozgatlı
Karacaoğlan’ın olduğu kabul edilen şiirleri inceleyerek sonuca
ulaşmaktadır:
Yılmaz Göksoy, A. Gani Telli Hoca adlı kaynak
kişinin Karacaoğlan’ın mezarının Gevrek ile Doğanlı köyleri
arasındaki yığılı taşların arasında olduğunu söylediğini
bildirmektedir 121 ki bu rivayet Ülkütaşır’ın Yozgatlı
Karacaoğlan’ın Zeyneddin (doğanlı) köyünden olduğuna dair verdiği
bilgiye de uymaktadır. 122
Yılmaz Göksoy’un tesbit edilen bir başka rivayet ise, Yozgatlı
Karacaoğlan’ın Gevrek köyüne uğradığı, bir kıza aşık olduğu, kızı
alamayınca da üzüntüsünden öldüğü şeklindedir.
123
Yine Göksoy tarafından tesbit edilen bir başka rivayetin Yozgatlı
Karacaoğlan’ın Mamureli (Aydıncık) olduğuna işaret ettiğini ve bu
rivayetin Prof. Dr. İlhan Başgöz tarafından onun XVI. Yüzyılda
yaşadığının delili olarak gösterildiğini daha önce ifade etmiştik.
124
Bu rivayetlere ilaveten Göksoy, Karacaoğlan’ın şiirlerinde geçen yer
isimleri ile Yozgat’taki yer isimleri arasında bağlantı kurmakta ve
meşhur, Karacaoğlan ile Karacakız 125 hikayesinin de Yozgatlı Karacaoğlan’a ait olduğunu ileri sürmektedir. Göksoy’un bu konudaki
görüşleri şu noktalarda toplanmaktadır:
Karacaoğlan’ın
“Mamalı’dan ben bir Rıdvan oğluyum”
mısraı bazı araştırıcılarca 126 XVII. Yüzyılda yaşayan
Karacaoğlan’ın Mamalı aşiretinden olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.
Halbuki Dulkadirlilerin bir kolu olan Mamalı aşiretinin Bozok
civarında yerleşmiş Türkmen oymaklarından olduğu açıktır.
127
Ayrıca;
“Uğran Pazarcık’a Salmanbaba’ya”
mısranın da Yozgatlı Karacaoğlan'a ait olmasının muhtemel olduğunu
belirten Göksoy mamalı aşiretinin yerleştiği çorum un sungurlu
ilçesine bağlı salman köyünün varlığına dikkat çekmektedir.Karacaoğlan
ın;
“Tonuz ovasına her gelen çöker”
mısraını değerlendiren Göksoy Yozgat yaylalarının eski adı Tonuz
olan Şarkışla ya kadar uzandığını belirterek yine Şarkışla nın Topaç
köyü yakınlarındaki Kızılırmak’ın geçitlerinden birisinin
Karacaoğlan adını taşımasına dikkat çekerek Yozgatlı Karacaoğlan’ın
bu çevrede çalıp-söylediği kanaatine varmaktadır. Yine
Karacaoğlan’ın;
Bozok kazasında Üsyünova da 128
Yavrunun menendi güzel var m’ola”
mısralarının Yozgatlı Karacaoğlan’ın varlığının delillerinde biri
olduğunu bildirmektedir. Göksoy, Karacaoğlan ile Karakız’ın
mezarının olduğu bu köye Karakız adını bu sebeple vermiş olduğu
görüşlerini ortaya koymaktadır.129 Makalelerinde daha sonra Karacaoğlan’ın şiirlerinde geçen mahalli kelimeler ve yer isimleri
sadece Yozgat’ta kullanılan mahalli kelimeler olduğunu belirterek
şiirlerde geçen Emir, Eymirli, Sincan gibi yer isimlerinin de
Yozgat’ta bulunduğuna dikkat çekmektedir.130
Birbirinden farklı ve dağınık bu rivayetleri değerlendiren Göksoy
biri XVI. yüzyılda diğeri XIX. yüzyılda yaşamış iki Yozgatlı
Karacaoğlan’ın bulunabileceği ihtimali üzerinde duruyor.131
Görüldüğü üzere bu
rivayet şu veya yüzyılda bir Yozgatlı Karacaoğlan’ın yaşadığına
hükmetmemize yetecek bilgi ve belgeleri beraberinde getirmemektedir.
XVI.yüzyılda bir Yozgatlı Karacaoğlan’ın yaşamış olacağı ise
büsbütün imkansız gibi görünmektedir. XVI. büyük ölçüde göçebe
hayatı yaşanan, mamur bir beldeden yoksun olan132
Bozok'ta XVI.yüzyılında yaşamış hiçbir
şair günümüze gelmezken hakkında anlatılanlarda gerçekten çok hikaye
unsurları bulunan Yozgatlı Karacaoğlan’ın günümüze gelmesi oldukça
zordu. Kaldı ki Yılmaz Göksoy’un derlediği hikayeden
133 başka
elimiz de bilgi bulunmadığı halde XVI. yüzyılda yaşamış Yozgatlı
Karacaoğlan dan bahsetmek mümkün değildir.
Bununla birlikte eğer Yozgat’ta Karacaoğlan’ın adına bir şair
yaşamışsa bunun XIX. yüzyılında yaşamış olması kuvvetle
muhtemeldir. Yozgat XIX. yüzyılda Çapanoğulları’nın imar
hareketleriyle Orta Anadolu’nun gelişmiş bayındır şehirlerinden biri
haline gelirken açılan onlarca medresede tahsil görenlerin bir çoğü
güçlü birer şair olacak bu yüzyılında tertip edilen cönk ve
mecmualarda yerlerini almışlardır. Nitekim yaklaşık yüz yıl önce
tertip edildiği anlaşılan Yozgat’ın Fakıbeyli köyünden İbrahim
tarafından Yozgat İl Müzesi’ne bağışlanan bir cönkte XIX. yüz
yılında yaşayan Yozgatlı şairlerle birlikte Karacaoğlan’ın da beş
şiiri bulunmaktadır 134 yine bu dönemde yetişen Hüzni ve Zari’nin
cönklerinde Karacaoğlan şiirleri bulunmaktadır.
135 Şiileri sözlü
gelenekte yaşayan hayatı hakkındaki rivayetler halk arasında dolaşan Karacaoğlan’ın günümüze yakın bir tarihte yaşamış olmasını daha çok
ihtimal için buluyoruz.
Bütün bu rivayetler ve şiirlerden hareketle meşhur Karacaoğlan’dan
faklı olarak Yozgat’ta bir Karacaoğlan dan faklı olarak Yozgat’ta
bir Karacaoğlan’ın yaşadığını kabul edersek, bu şairin meşhur
Karacaoğlan’ın etkisi altında bu mahlası aldığını veya halkın
Karacaoğlan’ı taklit etmesinden dolayı kendisine karaca oğlan adını
yakıştırdığını ve zamanla bu mahlasla çerçevesinde tanındığını
düşünebiliriz. Yozgatlı Karacaoğlan’a mal edilen şiirlerin çoğunda
meşhur Karacaoğlan’ın tavrını, edasını görmekteyiz. Bu şiirler
gerçekten Çukurovalı Karacaoğlan’a aittir yada Yozgatlı karaca
oğlan, Karacaoğlan etki sinede şiir söyleyen bir şairimizdir.
Karacaoğlan’ın Anadolu’da yüzyıllardır eksilmeyen şöhreti ve
şiirlerinin bir çok şair tarafından taklit edildiği göz önüne
alınırsa her iki ihtimalin de tabii olduğu anlaşılır.
Yozgatlı Karacaoğlan’a mal edilen şiirlerle, Yozgatlı diğer
şairlerin şiirleri arasında bir takım konu, söyleyiş ve en önemlisi
“ayak” benzerlikleri bulunmaktadır. Bu noktalardan hareketle
Yozgatlı Karacaoğlan hakkında bir sonuca varılamaz ise de
Karacaoğlan’ın ve şiirlerinin yukarıda değerlendirilen belgelerin
ışığında Yozgat’a ve Yozgatlı şairlere uzak olmadığı rahatlıkla dile
getirilebilir.
Sonuç olarak biz, buraya kadar değerlendirdiğimiz bilgi ve
belgelerin ışığında Çukurovalı Karacaoğlan’ın etkisi altında şiir
yazan XIX. Yüzyılda yaşamış bir Yozgatlı Karacaoğlan’ın varlığını
aksi ispat olunana kadar kabul ediyor ve Yozgatlı Karacaoğlan’a mal
edilen şiirleri de bu çerçevede değerlendiriyoruz.
1
Her Sabah Her Sabah Çıkar Bakarsın
Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin
Dertli Sinem Aşk Oduna Yakarsın
Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin
Bahar Gelmeyince Güller Açılmaz136
Yarsız Yaylalara137
Konup Göçülmez
Uykudan Mı Kalktın Gözün Açılmaz
Bilemiyorum Ne Dersin Var Yar Senin
Yaz Gelince Kuru Otlar Sulanır
Cahil Olanların Gönlü Bulanır
Yıl Başında İki Bayram Dolanır138
Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin
Bahar Gelmeyince Güllerin Bitmez
Şakıyıp Dalında Bülbüller Ötmez
Her Sabah Ellerin Koynundan Gitmez
Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin
Karac’oğlan Der Ki Olduğu Yerde
Ciğer Biryan Olur Gördüğü140
Yerde
Sabah Güneşinin Doğduğu Yerde
Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin141
2
Kömür Gözlüm Ben Bu Yerden Gidersem
Gülen Oynan Yaran İle Eş İle
Aralıktan Kem Haberin Duyarsam
Delem Bu Sineme Kara Taş İle
Hey Ağalar Ben Bir Hata İşledim
Gamı Koydum Kasavete Başladım
Elma Deyi Al Yanağı Dişledim
İncitmişim Dökülesi Diş İle
Ememedim Leblerinden Barımı143
Deremedim Has Hasbahçemden Narımı144
Kim Ağlatmışım Benim Nazlı Yarim
Kan Doldurmuş Gözlerine Yaş İle
Karac’oğlan Ben Sevdadan Doyamam145
Ak Gerdanda Çifte Benler Sayamam
Can Tatlıdır Cana Kıyamam
Meğer Ağu Yediler Aş İle146
3
Ateşim Yanmadan Tütünüm Tüter
Havaya Bulutun Ağdığını Gibi
Yarin Bahçesinde Gülleri Biter
Ayın On Dördünde Doğduğu Gibi
O Yar Yine Bize Name Yollanmış
Arif Olan Sözlerinden Anlamış
Al Yanaklar Domur Domur Terlemiş
Rahmetin Güllere Yağdayı Gibi
Karaca Oğlan Aydur Başların Tacı
Ayrılık Şerbeti Zehirden Acı
Kıvrım Kıvrım Olmuş Zülfünün Ucu
Mor Menevşe Boynun Eğdiği Gibi147
105 Prof. Dr. İlhan Başgöz. “ Yozgatlı Karaca’oğlan” Cumhuriyet Gaz.
30 Ağustos 1990.
106 M. Şakir Ülkütaşır “Son Asır Şairlerden Yozgatlı Karacaoğlan”,
Yeni Türk 4.48 (Aralık 1936) s. 708-710. M. Şakir Ülkütaşır
“Yozgatlı Karacaoğlan” Ahali Gaz.(Samsun) 29 Ekim 1985.s 16
107 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 8,95 (Temmuz
1985), s. 16.
108 Ali Rıza Yalgın. “Cenupda Türkmen Oymakları” İstanbul 1930.
109 Prof. Dr. Şükrü Elçin “Halk Edebiyatı Araştırmaları I” Ankara
1988. s.
110 Diğer Karacaoğlan’larla ilgili olarak yukarıdaki kaynaklara ve
Prof. Dr. İlhan Başgöz “Kaç Karaca Oğlan Var” Yeni Ufuklar sayı:
12,1955; M. Fuat Köprülü “Türk Saz Şairleri”, Ankara 1962 s.
317-322; S. Nüzhet Ergun, “Karaca Oğlan Hayatı ve Şiirleri”,
Dokuzuncu baskı, İstanbul 1945 bakılabilir.
111 Prof. Dr. İlhan Başgöz, “Karac’oğlan”, İstanbul 1984.
112 Prof. Dr. İlhan Başgöz a.g.e, s.11.
113 Prof. Dr. Şükrü Elçin, Halk Edebiyatı Araştırmaları I” s.13-30
114 Prof. Dr. İlhan Başgöz, Yozgatlı Karaca’oğlan
115 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, s.16-17.
116 Prof. Dr. İlhan Başgöz, “Yozgatlı Karaca’oğlan”.
117 Bu rivayetler için bkz. Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”,
s.16-17.
118 M. Şakir Ülkütaşır, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Ahali Gaz., 29 Ekim
1933
119 M. Şakir Ülkütaşır, “Son Asır Şairlerinden Yozgatlı Karacaoğlan”,
Yen Türk Mec. 4, 48 (Aralık 1936), s. 708-710
120 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 5,59 (Kasım
1982), s. 23-24; “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 8,95 (Temmuz 1985),
s. 16-17; “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 10,112 (Nisan 1987), s.
21.
121 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 5, 59 (Kasım
1982).
122 M. Şakir Ülkütaşır, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Ahali Gaz. 29 Ekim
1933.
123 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 5, 59 (Kasım
1982)
124 Prof. Dr. İlhan Başgöz, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Cumhuriyet Gaz.
30 Ağustos 1990
125 I.Refet Işıtman, “Karacaoğlan”, Ülkü 1.3 (Nisan 1933)
126 A.Saim Emirmahmudoğlu, “Karacaoğlan’ın Yaşadığı Yüzyıl”, TFA
17,334 (Mayıs 1977), s. 1985-7986.
127 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes 5.59 (Kasım
1982),s.23
128 Üsyünova Hüseyinova Çorum’un Alaca ilçesinin eski adı.
129 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes10,112(Nisan
1987), s.21
130 Yılmaz Göksoy, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes10,112(Nisan
1987), s.21
131 Y. Göksoy Yozgatlı Karacaoglan Erciyes 8,95 (Temmuz 1985), s.17.
132 Yunus Koç “XVI yüzyılda bir Osmanlı sancağının iskan ve nüfus
yapısı” Ankara 1989
133 Y. Göksoy “Yozgatlı Karacaoğlan” Erciyes 8,95 (Temmuz 1985).
Göksoy bu yazısında hikayeyi Y. Ziya Sakin’den derlediğini onun ise
1961 yılında Akdağmadeni ilçesinin Alibar köyünden Süleyman Dede’den
öğrendiğini bildirmektedir.
134 Y.Göksöy “Yozgatlı Karacaoğlan” Erciyes 5,59 (Kasım 1982) .s.24
135 Mahmut Işıtman, “Karacaoğlan’ın yayınlanmamış dört şiiri”
136 M. Işıtman , “Bahar gelmeyince güller seçilmez”.
137 M. Şakir Ülkütaşır , “Yavrusuz yaylaya…”
138 M. Işıtman , “Yıl başında iki bayram kutlanır”.
139 M. Şakir Ülkütaşır’da bu dörtlük yoktur.
140 M. Işıtman’da “Ciğer biryan olur durduğu yer” şeklindedir.
141 M. Şakir ülkütaşır, “Yozgatlı Karacaoğlan”, Ahali Gaz. 29 Ekim
1933; Mahmut Işıtman, “Karaca Oğlan’ın Yayınlanmamış dört şiir”, TFA 12,251 (Haziran 1970), 5645. (Işıtman bu şiiri Hüzni’ nin
cöngünden aldığını belirtmektedir.)
142 M. Şakir Ülkütaşır, “Delen bu sinemi kara taş ile”.
143 M. Şakir Ülkütaşır, “Emedim leblerin barını”.
144. M. Şakir Ülkütaşır. “Veremedim has bahçemdem narımı”.
145 M. Şakir Ülkütaşır. “Karacaoğlan bu sevdaya doyamam”.
146 M. Şakir Ülkütaşır. “Yozgatlı Karacaoğlan”; Mahmut Işıtman”
“Karaca Oğlan’ın Yayınlanmamış dört şiir”, 5645. (Işıtman
yayınladığı bu şiirde Hüzni’nin cöngünden alınmıştır.)
147 M. Şakir Ülkütaşır. “Yozgatlı Karacaoğlan” Ahali Gaz. 29 Ekim
1933. Yozgat’ın tanınmış türküleri arasında bulunan bu şiir Yozgatlı
ses sanatkarı Hafız Süleyman tarafından Cumhuriyetin ilk yıllarında
plağa okunmuştur. (Yılmaz Göksoy. “Yozgatlı Karacaoğlan”, Erciyes
10, 112 (Nisan 1987) .s.21
Dr. M. Öcal Oğuz
Yozgat'ta halk şairliğinin dünü ve bugünü
Kültür Bakanlığı yayınları-1994
|