Hicabı 15 Nisan 1939 yılında Kars’ın Akyaka ilçesinin Karahan
köyünde dünyaya geldi. Asıl adı Muharrem ERBEK’tir. Babasının adı
Osman, anasının adı Salatın’dır.
İlkokulu köyünde okudu. Gençlik yıllarında baba mesleği olan
kunduracılık ve çiftçilik ile uğraştı.
Askerlikten sonra Kars Özel İdare Müdürlüğü’nde sekiz yıl memur
olarak çalıştı. Bu görevini bırakarak Hollanda’ya işçi olarak gitti.
65 yaşını dolduruncaya kadar Hollanda’da çalıştı ve oradan emekli
olup Türkiye’ye dönüş yaptı. İzmir/Bornova’da oturmaktadır. Evli
olup Gönül, Mehtap, Çetin, Metin, Güven adında çocukları olmuştur.
Ozanlık geleneğini Kars yöresinin usta âşıklarını dinleyerek
öğrendi. Şiirlerinde Hicabı mahlasını kullandı.
Dede Korkut’tan bu yana köklü bir gelenek olarak yaşatılan halk
ozanlığı zincirine kendisini bir halka olarak eklemeyi başaran
Hicabı yazdığı şiirlerde arı bir Türkçe, akıcı bir üslup, sağlam bir
kafiye kullanmıştır. Halk kültürünü özümseyerek, mısralarında
onların dertlerini, üzüntülerini, sevinçlerini, duygularını dile
getirmiştir.
Şiirlerinin birçoğu mahalli gazete ve dergilerde yayınlanmış, yöre
âşıkları tarafından kasetlere okunmuştur.
Hazırlayan:
Sait Küçük
Eserlerinden bazıları:
|
BARIŞ VAR İKEN
İnsan olan insanlığa kıyar mı
Bu güzel dünyada barış var iken
Kardeş gibi gidek aya güneşe
İlimde irfanda yarış var iken
Gel uyalım zamanına çağına
Sakın düşme menfaatın ağına
Bir gül dikek insanlığın bağına
Toplayıp koklayıp deriş var iken
Hepimiz kardeşiz hepimiz bacı
Bu tatlı dünyaya katmayın acı
İnsanlık çok güzel sevgi baş tacı
Öpüşüp sevişip sarış var iken
HİCABI der ben ağlarım zamana
İnsanlığı getirmeyin âmâna
Kimse karışmasın dine imana
Belli bir noktaya varış var iken
BENİ BENDE BULAMAZSIN
Sevdiğim arama beni
Beni bende bulamazsın
Sevmedin ki sevilesin
Seni bende bulamazsın
Bulamazsın bulamazsın
Beni bende bulamazsın
Sevmedin ki sevilesin
Seni bende bulamazsın
Kimler bağlar bu yarayı
Sabırla buldum çarayı
Boş kaldı gönül sarayı
Seni bende bulamazsın
Bulamazsın bulamazsın
Beni bende bulamazsın
Sevmedin ki sevilesin
Seni bende bulamazsın
Yalan sevgiden usandım
İnandım sözüne kandım
Alevsiz dumansız yandım
Seni bende bulamazsın
Bulamazsın bulamazsın
Beni bende bulamazsın
Sevmedin ki sevilesin
Seni bende bulamazsın
HİCABI der bu mu kader
Gözyaşıyla hesap öder
Ağlama olursun heder
Seni bende bulamazsın
DOĞRU YÜRÜ
Doğru yürü şaşkın el seni görür
Hakka giden yolun düzü bellidir
Salâvatla nur gelir mi şeytana
Allah’ı sevenin yüzü bellidir
Haram kazan helal görün millete
Senin inancın yok farza sünnete
Aldatma kendini düşme gaflete
Gerçek müslümanın özü bellidir
Dinle bu sözümü neler var daha
Desinlerle gitme o kıblegâha
Hiç kimseye çamur atmam vallaha
Dertli HİCABI’nın sözü belledir
DUR MERHAMETSİZ
Eylen güzel eylen bende geleyim
Biraz beni bekle dur merhametsiz
Sana baki kalmaz bu güzel çağlar
Her şeyin bir sonu var merhametsiz
Aşka düştüm yoktur derdin önemi
Harman oldum yel götürdü danemi
Senin için hedef ettim sinemi
Doldur silahını vur merhametsiz
HİCABI muhtaçtır dertten bilene
Kurban olum gözyaşımı silene
Mezarımı kazdır beyaz sinene
Kalbinde yok mudur yer merhametsiz
TOZ KABUL ETSİN
Seher yeli söyle sevdiğim yara
Beni ayağında toz kabul etsin
Ne zaman gelecek gözlerim yolda
Sabırım kesildi tez kabul eyle
Bu gönül şehrinde onu ararım
Gelin güvey olur hayal kurarım
Yıllar yılı ikrarımda durarım
Yeminli gerçekli söz kabul etsin
Gözyaşımla yar yar deyip anarım
Ellerini ellerimde sanarım
Aşkın ocağında yandım yanarım
Kıyamete sönmez köz kabul etsin
HİCABI dünyada gülmeyen kuldu
Vadem tamam oldu günlerim doldu
Demesin bir yarım vardı ne oldu
İş işten geçmiştir yüz kabul etsin
YAZ BAŞTAN BAŞTAN
Beni bu dünyaya getiren Allah
Sil kara bahtımı yaz baştan baştan
Güldürmedin gülemedim ağlarım
Sil kara bahtımı yaz baştan baştan
Derde düşen kullar Mevla’yı sesler
El açar yalvarır bir derman ister
Benim senden başka kimim var göster
Sil kara bahtımı yaz baştan baştan
Kime edim bu derdimi şikâyet
Karar verdim sana geldim nihayet
Allah’tan kuluna olur inayet
Sil kara bahtımı yaz baştan baştan
Senin gücün yeter cümle âleme
HİCABI’yı kalburunda eleme
Bir emir ver elindeki kaleme
Sil kara bahtımı yaz baştan baştan
YOBAZ
Ulan softa ne utanmaz yüzün var
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
Kul hakkıyla gelme demiş yaratan
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
Muska yazar fala bakar hu çeker
Yalandan ağlayıp gözyaşı döker
Parayı duyunca hemen diz çöker
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
Şeytana taş atma şeytan utanır
Şeytanda dinlese o sana kanır
Saf insanlar seni melayke sanır
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
Akıl ermez kelmesine sözüne
Tükürsen utanmaz çirkin yüzüne
Saf insanı o kestirir gözüne
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
Nedir senlik benlik nedir bu dava
Irkçılık dincilik yıkıyor yuva
Babamız Âdem’dir anamız Havva
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
İnanmam duvara inanmam taşa
İnsanlığı öğren insanca yaşa
Allah’a yok demem diyemem hâşâ
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
Yalan söz Allah’ın hoşuna gitmez
Yaptığın kötülük saymakla bitmez
Lanet olsun desem o sana yetmez
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
HİCABI her zaman hakka inanır
İlim irfan insanlıkla donanır
Kötü insan her toplumda kınanır
Allah’ın adıyla kul soyulur mu
YORULMADIN MI
Nedir bu çektiğim senin elinden
Deli gönül daha yorulmadın mı
Seni hep aldattı boş hayal ile
Yalancı dünyaya darılmadın mı
Gözyaşını kaderine bağlarsın
Mademki derdin yok neden ağlarsın
Yıllar yılı boz bulanık çağlarsın
Vurup taştan taşa durulmadın mı
HİCABI faydasız ateşe yanma
Seni sevmeyenin ismini anma
Bu dünya kimseye yar olur sanma
Gerçek bir dost bulup sarılmadın mı
KALMADI
Hakkın bahşettiği güzel dünyanın
Bak nasıl bozuldu tadı kalmadı
Doğruluk sevilmez yalan baş tacı
Namuslu insanın şadı kalmadı
Dinle bu sözümü uzağa gitme
Düşündüğün kinle murada yetme
Menfaatin için kul ayırt etme
Cümle âlem kardeş yâdı kalmadı
Bende HİCABI’yım ağlamak kârım
Gözlerimin yaşı devletim varım
Bir Allah’tan başka yok sadık yarım
Kalbimde kimsenin adı kalmadı
LAL OLDU
Lal oldu fakirin dili
Şükür demekten demekten
Arpa ekmek acı soğan
Öldü yemekten yemekten
Vatan namussuz dolmuş
Aracı yolunu bulmuş
Nice şeytan hacı olmuş
Bizim emekten emekten
Tutmuyor fakirin dizi
Her yanını aldı sızı
Bu düzen kurtarmaz bizi
Bitli gömlekten gömlekten
Fakirlik başımdan gitmez
Namussuza gücüm yetmez
Ömrüm bitti gurbet bitmez
Gidip gelmekten gelmekten
Oyumu namussuz aldı
Hakkımı şerefsiz çaldı
Fukaralık bana kaldı
Cahil olmaktan olmaktan
Sabır ettim sabrım bitti
Yoksulluk canıma yetti
İnsanlığım isyan etti
Hergün ölmekten ölmekten
Derdinen dolup taşarsın
Aç susuz nasıl yaşarsın
Söyleme derde düşersin
Hakkı bilmekten bilmekten
HİCABI Mevla’ya kuldu
İçerim derdinen doldu
Didelerim yara oldu
Gözüm silmekten silmekten |
|
FELEK
Ne verdin ki bana ne istiyorsun
Bir can verdin alacaksan al felek
Minnetim yok senin gibi birine
İster beni taştan taşa çal felek
Gerçeği görmeden ararsın neyi
Neden hep seversin zengini beyi
Fakir bulamazken soğan ekmeği
Ağalarda beğenmiyor bal felek
Yüz yerinden yırtık giyilmez abam
Hasırda yatıyor yetmişlik babam
Hep sana güvendim boşuna çabam
Bilmem beni kim yaratmış kul felek
Sen düşmansın hakikati yazana
Acımazsın hayatından bezene
Lanet olsun adaletsiz düzene
İsyan ettim haksızlığa bil felek
Yalancıyla yoktur benim pazarım
HİCABI der gerçekleri yazarım
Sağ iken evim yok ölsem mezarım
Vicdanınla bir baş başa kal felek
GEREK YOK
Beni dinler misin dertli kardeşim
Kötülerle dalaşmana gerek yok
İnsanlar fanidir dünya kalıcı
Her necise bulaşmana gerek yok
Haniya dünyanın şahı sultanı
Gerçek insanların kalacak şanı
Bırak gitsin adilerin kervanı
Koşup ona ulaşmana gerek yok
Az konuş çok dinle bozuldu zaman
Kimseye sır verme kalmadı güman
Şerefsizden derde olur mu derman
Gülüp ona yılışmana gerek yok
HİCABI gerçeği görmesi çok zor
Cahil meclisine gitme kenar dur
Sen bir hasta isen bende bir doktor
Tabip tabip dolaşmana gerek yok
GİTME SEVDİĞİM
Beni ağlar koyup gitme sevdiğim
Ne olur elimden tut bende gelim
Bir teselli bin tabipten iyidir
Derdimi derdine kat bende gelim
Gel götürüm duvağınla anama
Dostlar gelsin düğünüme kınama
Aşkın neşterini bana sınama
Kalbimdeki kini at bende gelim
HİCABI der beni koyma çarasız
Çok aradım kul görmedim yarasız
Alan varsa vereceğim parasız
Bu aşkı sevdayı sat bende gelim
GÖZLERİNDE BİRİ VAR
Ahu gözlüm neden şaşkın bakarsın
Güzel senin gözlerinde biri var
Avcı görmüş ceylan gibi kaçarsın
İnkâr etme izlerinde biri var
Kime gönül verdin kim’ettin dilek
Kaderini kara yazmasın felek
Giyinmiş kuşanmış olmuşsun melek
Yemin etme pozlarında biri var
İnanma bu aşka sende yanarsın
Gün gelir ki ağlayanı kınarsın
Her nefeste yar yar deyip anarsın
Anlaşıldı sözlerinde biri var
HİCABI ölecek aşkın ağında
Baykuş mekân tuttu gönül bağımda
Farz etki uyudum yar kucağında
Ninni söyle dizlerinde biri var
GÜCÜM YETMEZ OLDU
Gücüm yetmez oldu deli gönlüme
Gitme gurbet ele dönülmez dedim
Her güzele gönül verip bağlanma
Sevdiğin her güzel sevilmez dedim
Bülbül feryat eder aşıktır güle
Aşkın pazarında olur mu hile
Söyleme derdini yadlara ele
Ağlasan gözyaşın silinmez dedim
Düşün gurbet eli tez verme karar
Sayılı günlerin edersin zarar
HİCABI ölünce kim arar sorar
Cenaze namazın kılınmaz dedim
GÜLMEDİ DEYİN
Yar gelir köyüme beni ararsa
Sensiz hep ağladı gülmedi deyin
Gözyaşıyla tabip tabip dolaştı
Derdime bir derman bulmadı deyin
Gönül bağım viran bülbüller sustu
Gülmeyen aşığın sabırdır dostu
Kimi sevdim ise o benden küstü
Daha muradını almadı deyin
Bir ateş yanıyor cismi bu serde
Dert eksik olur mu aşk olan yerde
Eğer sorar ise HİCABI nerde
Gitti gurbet ele ölmedi deyin
HAKKI SEVENLER
Gerçeği görenler hakkı sevenler
Adaleti vicdanında tartandır
Çöplüklerden ekmek toplar fukara
Şükreder yer ağalardan artandır
Mekke gezer yüz binlerce hacımız
Ekmek arar beş kıtada acımız
Avrupa’ya işçi gitti bacımız
Kanı bozuk bu ayıbı örtendir
Asker isen cephelerde överler
İşçi isen hak isteme severler
Açım dersen yığılırlar döverler
Bu nasıl adalet nasıl ortamdır
HİCABI der vatanımda talan var
Tezgâh hazır sömürüye plan var
Koltuk için yobazlık var yalan var
Aydın insan bu maskeyi yırtandır
HASRET KALDIM
Yüzün dönder bak sevdiğim
Gözlerine hasret kaldım
Ya evet de ya da hayır
Sözlerine hasret kaldım
Getir gözyaşın sileyim
Sana kavuşmak dileyim
Sen yürü bende geleyim
İzlerine hasret kaldım
HİCABI arıyor seni
Olur mu bu aşkın kini
Ninni söyle uyut beni
Dizlerine hasret kaldım
İNKÂR OLUR MU
Seyret bu cihanı bak bu âleme
Hakkın hakikati inkâr olur mu
Var olan insanın şefaat nuru
Serverı enbiya inkâr olur mu
Çeker devesini kendisi ölü
Cenneti elanın kırmızı gülü
Haktan geldi zülfükârı düldülü
Aliyül Murtaza inkâr olur mu
Yaralı HİCABI dertlidir dili
Canımın cananı Bektaşi Veli
Dedesi Muhammed babası Ali
O güzel imamlar inkâr olur mu
KADİR MEVLA’M
Kadir Mevla’m nedir benim günahım
Neden ettin gözyaşımı çay bana
Sana minnet etmem boş dünya için
Kara günü hep ömrümden say bana
Kaldım bir ummanda görünmez ada
Çağırdım Mevla’yı gelmedi dada
Sağ yaşadım ölü gezdim dünyada
Oturup da ağlamalı vay bana
Engel oldum gözyaşımı silende
Ne olurdu ben fukara gülende
Feleğinen ak günleri bölende
Merhametsiz hiç vermedi pay bana
HİCABI der bir murada ermedim
Şadlık bahçesinden bir gül dermedim
Sağlığımda düğün bayram görmedim
Ben ölünce yaparsınız toy bana
ŞADLIK PAYLANIRKEN
Şadlık paylanırken güzel dünyada
Gülmek benim nasibime düşmedi
Ömür boyu derde derman aradım
Bulmak benim nasibime düşmedi
Bilmem var mı bu derdinen gülenler
Sabır edip gözyaşını silenler
Çok nasihat verdi aşkı bilenler
Almak benim nasibime düşmedi
Gözüm kalsın bu dünyanın neyinde
Kara giydim bayramında düğünde
Bir gece misafir yarın köyünde
Kalmak benim nasibime düşmedi
HİCABI bu dertle dillere düşme
Tabipsiz yarayı el vurup deşme
Ben bir kırık desti yar susuz çeşme
Dolmak benim nasibime düşmedi
KERBELA
Bir güzel seyrettim ahu bakışlı
Beytullah var didesinin içinde
Sabah seherinde oturmuş ağlar
Kerbela var nidasının içinde
Yaratan yaratmış eylemiş serdar
Dilinde Mustafa kalbinde Haydar
Piri Şah-ı Merdan ikrar-ı kerrar
Murtaza var edasının içinde
HİCABI bu melek cennetten inmiş
Mevla’nın aşkına badeler içmiş
Ne güzel okumuş ne güzel yazmış
Muhammed var sedasının içinde
|