|
|
Mirati
Zincir kar eylemez bizlere sofi!
Bin can ile bir canana bağlıyız.
Anlayıp bilmişiz emri marufi
Ol bakii adil han’a bağlıyız.
Seçmedik yarımız ağyarımızdan,
Kimse vakıf değil esrarımızdan.
Dönmedik Mirati ikrarımızdan
Hacı Bektaş Pir Sultana bağlıyız.
|
XIX uncu asrın en kuvvetli saz şairlerinden biri olan Kalecikli,
Mirati hakkında bu gün maalesef elimizde hüccet sayılabilecek bir
vesika yoktur. Gerçi son zamanlarda yazılan edebiyat tarihlerinde
Miratinin adı geçmekte ve bilhassa S. Nüzhet Bektaşi şairleri
eserinde şairden bir nebze bahsetmektedir. Fakat bu kayıtların hiç
birisi Miratinin hayatı etrafında tatminkar bir cevap ihtiva
edebilmekten uzaktır. Kültürü, felsefesi ve üstün şairiyeti ile
büyük bir kıymet olan Miratinin bu derece meçhul kalması edebiyat
dünyamız için bir zarar olmaktan ziyade bu işle uğraşanların lehine
bir hareket olmasa gerektir.
Bu endişe ile çalışırken her müdakkikin uğradığı müşkilattan ben de
vareste kalamamış ve müsbet bir netice temin edememiş bulunmaktayım.
Şu farkla ki bu gün Miratinin hayatı hakkında elde ettiğim malumat
S. Nüzhetin verdiğinden daha etraflı olmak itibarile şair hakkında
bir fikir edinebilmeğe kafidir.
Miratinin hayatını tenvire kafi malumatı şu tarzda elde etmiş
olmaktayım:
Çok değerli başmüddeiumumi Kalecikli B. İlhami Sarıcı, vaki
istirhamım üzerine bizzat tetkikatta bulunmuş ve bana en esaslı
malumatı temin edebilmiştir. Muhterem dostumun müracaat ettiği zevat
arasında Miratinin torunu B. Ali Şevkı da bulunmaktadır.
Bundan başka B. İlhami Sarıcıya gelen A. Gülaçtı imzalı mektup yine
B. Ali Şevki ve B. H. Şakirin rivayetlerine müsteniden bir hayli
malumatı itiva eylemektedir. Bu mektup ve rivayetlere göre:
Miratinin asıl adı Mehmettir; Mirati mahlasını Vasi Şeyh tekkesine
hizmeti esnasında almıştır. Şöyle ki vasi şeyh tekkesine intisabında
“sazı eline almış, birkaç beyit söyledikten sonra şeyh tarafından
müsaade olmuş. Haydi senin ismin Mirati olsun; sazına saz, sözüne
söz uymasın denilmiş ve tarihi malum olmayan bir zamanda çıkmış
gitmiş” Kalecikli A. Gülaçtı.
Miratinin babası ve ecdadı hakkında bir kayde tesadüf edilememişsede
anasının adı Fatma olduğu bildirilmektedir. Miratinin ne zaman
doğduğu ve hangi tarihte vefat ettiği bu gün için benim de
meçhülümdür. Yalnız 1285 de Türabi Ali baba dededen nasip aldığına
ve ustam Aşık Hasanın babası Aşık Kemali ile müşaere ettiğine ve
yine ustamın kanaatine göre Mirati, Kalecikte kendi lakaplarına
izafe edilen Çanşah mahallesinde doğmuş, tahminen 1225 ve 1300
arasında yaşamıştır.
Miratinin temiz giyinir, uzunca boylu, geniş omuzlu, sarı sakallı,
iri gözlü olduğu, kardeşi Çanşah imamına benzediği söylenmektedir.
Şairin tahsil derecesi hususunda elimizde sağlam bir vesika yoksada
S. Nüzhetin Bektaşi şairleri eserinde söylediğine ve halk
rivayetlerine nazaran Mirati icazetli hocalardandır. Manzumalarının
bilhassa kültürel değeri bunu teyit eylemektedir. Kalecikten gelen
mektuba göre de Mirati Kalecik Müftüsü veli zadeden Arabi okumuş,
icazet almadan “At kuyruğundan bir saz uydurarak medresede çalışmaya
başlamış hocası görmüş ve medreseden kovmuş, sonra vasi şeyh
tekkesine hademe olarak girmiş, birkaç ay sonra sazı sözü artırmış.”
Kalecikli A. Gülaçtı.
Bu rivayeti kaydı ihtiyatla telakki etmek lazımdır. Mirati müftü
veli zadeden icazet almamış dahi olsa medreseden uzaklaştırılması
tahsilini ikmaline hiç bir mani teşkil etmez. Fazla olarak Miratinin
icazetnameli olduğunu sadece B. Nüzhet değil pek çok kimseler
rivayet eylemektedir. Biz şuna kaniiz ki Mirati muasırleri dertli ve
zehniden gerek tahsil gerek şairiyet itibarile daha üstündür; Dertli
gibi Mirati sözlerinde lisan hatası yapmaktan sarfınazar imale ve
zihafa bile düşmemiştir.
Netice itibarile Mirati aşık ve Bektaşi edebiyatının, kültürünü
temsil edecek ve divan edebiyatı müntesiplerile boy ölçebilecek
nisbette ilim yapmış bir şairdir.
Miratinin aşıklığa niçin ve nasıl başladığına gelince bu hususta
elde ettiğimiz malumat şudur:
Mirati, Kaleciklilerin bildirildiğine göre saza sekiz yaşında
başlamış ve saz çalmayı kendisine yegane oyun ve eğlence telakki
etmiştir. Aşık usullerinde kimlerden istifade ettiğini henüz tesbit
edemediğimiz şair pek küçük yaşta sazına hakimiyet temin etmiş ve bu
vadide çok genç iken büyük bir şöhret yapmıştır. Şair saz ve sözde
arzu ettiği inkişafa mazhar olduğu bir sırada Kaleciklilerin
aleyhinde yaptıkları dedikoduya kızarak sazını omuzuna almış ve
Babalığa kadar yükselmiştir. Vekur, ciddi ve karşısındakileri hiç
bir şey söylemeden kendine bend ve manyatize edebilecek bir vasfı
haiz olan şair gerek fasıllarında, gerekse tekmil muaşeretinde
herkesin hürmet ve takdirini kazanmış ve namını her tarafa
yayabilmiştir. Bir kaç defa da Kastamonuyu ziyaret eden Mirati,
muhitte saz ve söz meraklılarının olduğu kadar Kemali ve Meydaninin
büyük takdirini mucip olmuştur. O zaman genç bulunan İshak zade
Fevzi Fusuli aşıkan nam mecmuasında Miratiyi (Aleviyülmezhep bir
şair idi) diye tavsif etmektedir.
Mirati ilk defa Kastamonu tarikiyle İstanbul'a gitmiş ve Mehmet Ali
Paşanın himayesi altında uzun bir zaman İstanbul da kalmış, bilhassa
Tavuk pazarında tekellümündeki fesahat ve kudret ile şöhret
almıştır. Mirati Anadolunun bir çok yerlerinde dahi aynı derecede
takdir edilmiş ve sevilmiştir. Şu hadise Miratinin vekar ve
şöhretine de kuvvetli bir delildir. Mirati bir gün Çankırıda Kemali
ile fasıl yaparken araya Tosyalı Mirati isminde biri girmiş ve demiş
ki
- Sen de Mirati, ben de Mirati.. Faslı bırak ta seninle şu
Miratiliği ayırt edelim.
Mirati:
- Baş üstüne buyur meydan senin, ayak senin. Cevabını vermiş.
Kalecikli sazla Tosyalı elindeki deynekle müşaareye başlamışlar.
Neticede Tosyalı mat olmuş ve kahveden uzaklaştırılmış; Aşıklıktan
başka sanatı olmayan Mirati, hayatının sonuna kadar Bektaşi bir saz
şairi olarak kalmış ve henüz tesbit edemediğimiz bir tarihte
İstanbul da vefat ederek Tavuk pazarı civarına defnedilmiştir. Sazı
bir müddet Asmalı meyhanesinde hatıra olarak muhafaza edilmişse de
yangında yanmıştır.
Miratinin edebi hüviyetine gelince şair, evvelce bilmünasebe
söylediğimiz gibi Bektaşi edebiyatında olsun Aşık tarzında olsun
tarihe maledilebilecek bir kıymettir. O, kuvvetli dimağının ve
zengin kültürünün gölgesi altında duyuşlar ile bize rakipsiz bir çok
eserler bırakmıştır.
Fakat esef edilebilecek bir hadisedir ki bu çok kıymetli şairin
matbuat aleminde çok mahdut şiirleri neşrolunabilmiştir. Ben de
bütün çalışma ve çabalamama rağmen Miratinin ancak “19” parçasını
temin edebilmiş olmaktayım. Bu parçalar kısmen hususi kütüphanelerde
ve marak sahiplerinin ellerindeki mecmualarda diğerleri de başka
vilayetlerde yazılmış ve tarafımdan ya istinsah veya satın alınmış
cönklerde mukayettir. Bana Kalecikler yalnız iki parça
verebilmişlerdir. Miratinin Ankara ve Çankırı köylerinde halkın
ezberinde pek çok parçaları varsa da benim için şimdilik bu havalide
tetkikat yapmağa imkan yoktur. Olsa dahi bu derleme vazifesi benden
ziyade Kalecik münevverlerine düşer ki böyle bir kıymeti ihmal etmek
Milli Harsiyatımızdan ziyade muhit ve hemşehrilik namına karlı bir
hareket değildir.
Ben burada elimden geldiği kadar milli ve mesleki vazifemi yapmak
istediğimi zannetmekteyim. Bu etüdü yapmaktan yegane maksadım henüz
takdir ve tesbit edilmemiş bir kıymeti tebarüz ettirebilmektir.
Ortada bir noksan varsa hepimize ait olmak lazımdır.
İhsan Ozanoğlu
XIX uncu asır saz şairlerinden Kalecikli Mirati
Kastamonu 1940
|
|
Eserlerinden bazıları:
|
-1-
Amenna dedik biz ıkrareyledik
Erenler bezminde laşekcesine.
Bağ ı hakikatta yetiştik, bittik,
Buyaldık her gülden çiçekçesine;
Söylesem kelamım gelmez tahrire;
Ikrar verdik, iman ettik bir pire.
Nutk ı derunumuz sığmoz tefsire
Er evladı eriz laşekçesine
Vücud i mutlaktır heryerde iyan;
Körler zannederler-didarı nihan.
Elhakku ezharu mineşşemsiken
Sofi inadeder eşekcesine.
Mirati sözlerin canlı muamma;
Arif olanlara olur hüveyda,
Elsiziz, belsiziz, dilsiziz emma
Gezeriz alemde erkekcesine.
-2-
Noktanın sırrına vakıf olalı
Zikr ü fikrim oldu bai bismillah.
Vücudum allemelasma bileli
Heryüzden göründü semme vebhullah.
Kaf u nundan hitap edince ehad
Ehadden var oldu ol nur i Ahmet.
Şeriat ahkamın sürdü ced beced;
Nazildir şanında “kul kefa billah”.
Mirati bendendir ey nur i cemil.
Taatim kalildir ısyanım kesir.
Mücrimler hakkında buyurdu celil:
Geldi “La taknetu min rahmetillah”.
-3-
Ey şahi risalet, sultan ı kevneyn!
Buyruldu şanına “Levlake levlak..”
Ey nur i nebüvvet ceddülhaseneyn
Senin için var oldu zemin ü eflak..
Sen şahlar şahısın, şehinşahısın;
Tarikat burcunun mehru mahısın.
Nice mücrimlerin sen penahısın
Münkir olan seni edemez idrak..
Vasıflar vasfeder ali zatini,
Nakşederler daim hup sıfatını.
Dur etme babından bu Miratını
Değildir rahında zerrece şekkak..
-4-
Zahit bize ol feyyaz ı mutlaktan
Mevid i didarı aşk olmuştu peyk.
Vad i akdeste Musaye haktan
Erişti hitabı “Fahla’ naleyk.”
Temenni kıldıkta aşık rahmana,
Nağmesi erişir heft asümana..
Batın dıyarına guy i canana
Aksetti saday ı lebbeyke lebbeyk..
Hızırdan nuş eden ab i hayatı
Dareynde bulur elbette necatı.
Bibasarlar görmez eşki Mirati!
Hezaran söylesen “Etabu ileyk.”
-5-
On sekiz bin alem icad olmadan
Lamekan elinde ilmettim tahsil.
Mefhari kainat bünyad olmadan
Bana irşad oldu o sırr ı kandil..
Vermeden ademin ism ü resmini,
Anasırdan halketmeden cismini,
Ol demde okudum rezzak ismini
Kısmeti hak kıldı rızkımı tahvil...
Mirati zatinle rahata düştüm
Zatimi zat bilip anda buluştum.
Bir hitap erişti Layakıl düştüm
O demde lebbeyk çağırdı cibril. |
|
-6-
Ne hikmet arifler salus gözüne
Daim hor görünür mütekerrihtir.
Arifler nazırdır kendi özüne
Niyyetine göre müteşebbihtir,
Zahida taş atma aşıkanlara
Kavlinde, filinde sadıkanlara,
Emri nehyi tarıf etme anlara,
Anlar her umurda mütenebbihtir.
Mirati görene gör neler vardır?
Ol yarı görmeyen daim ağyardır.
Zahirde itikaf kuru dıvardır;
Aşıklar cemale müteveccihtir.
-7-
Sefine i ömrüm girdab ı gamde
Lengerendaz yatar havasın bekler.
Mecnuni aşk olan guh i sitemde
Başında aşiyan mevlasın bekler.
Şimdi bir tutarlar altunu pulu,
Şeker ile şab’ı har ile gülü.
Karga ile bir görürler bülbülü,
Serçe de ankanıu yuvasın bekler
Ne hikmet pirlerden olmadı himmet
İlahi feth olsun babi mürüvvet
Herkes maksuduna erdi selamet
Mirati mevlanın rızasın bekler.
-8-
Dünyalıktan halim sorar bazısı
Bizde sim yerine emraz bulunur.
Böyle imiş alnımızın yazısı
Elde santur, keman ya saz bulunur.
Sanma ki Aşıklar beyhude gezer
Eloğlu ariftir adamı sezer.
Harabat ehliyiz bizde sim ü zer
Ne kışın bulunur, ne yaz bulunur.
Mirati kıssadan hıssadır pendim;
Şimdi bir kimseye inanma kendim.
Fikirsizlik benim kendi efendim
Zamanede adam pek az bulunur.
-9-
Zincir kar eylemez bizlere sofi!
Bin can ile bir canana bağlıyız.
Anlayıp bilmişiz emri marufi
Ol bakii adil han’a bağlıyız.
Lamekandan fi mekana gelmişiz;
Her bir sıfat ile mükim olmuşuz.
Noktai sır kafu nunu bilmişiz,
“Küllü men aleyha fan” a bağlıyız.
Seçmedik yarımız ağyarımızdan,
Kimse vakıf değil esrarımızdan.
Dönmedik Mirati ikrarımızdan
Hacı Bektaş Pir Sultana bağlıyız.
|
|
|
|
|
|