|
|
Ozan Sinemi
Çok görmeyin dostlar bana
Bir ceylanın vurgunuyum
Tükendim ben yana yana
Bir ceylanın vurgunuyum
Sinemi'yim aklım şaştı
Özüme bir çıngı düştü
Gönlüm kanatlanıp uçtu
Bir ceylanın vurgunuyum
|
1961 Yılında Sivas ili Divriği ilçesine
bağlı Karakuzulu köyü Hıdırlık Mezrasında doğdu. İlk okulu komşu
köyü olan Güneş köyü ilk okulunda okudu. Askerlik çağına kadar
köyünde çiftçilikle uğraştı bu dönemde yöresinin ozanları olan
Feyzullah Çınar, Mahmut ERDAL, Mehmetali Karababa ve Ozan Rehberi
gibi ozanların etkisinde kaldı.
Daha ilkokul yıllarında iken sesinin güzelliği yöre halkı tarafından
tespit edilmişti. Düğünlerde bayramlarda türkü söyletirlerdi küçük
yaşta iken kendi imkanlarıyla saz çalmayı öğrendi.
Uzun yıllar usta malı yani, Pir Sultan Abdal'ın, Ruhsati'nin, Devriş
Kemal'ın Mihneti'nin ve Feyzullah Çınarı'nın eserlerini seslendirdi.
Askerlik dönüşü Ankara'ya yerleşti. Daha önceleri asıl adı olan Ali Cavit Coşkun olan ozanımız daha sonra değerli ozanımız Ozan Dergahi'nin önerisiyle Sinemi mahlasını almıştır.
1995 yılında Halk Ozanları Kültür Vakfı'na üye oldu. Aktif olarak
vakfın etkinliklerine katıldı. Ozanlık geleneğine hizmet eden bütün
ozanlarla tanıştı. 1999 yılında Ozanlar
Vakfı Genel Başkanlığına seçildi. Uzun yıllar bu görevine devam
etti. Bugüne kadar çeşitli yarışmalarda onlarca ödül aldı. 'Mahkum
ettin' 'Güzel Dost' adlı iki kaset yaptı. 'Güzel Dost' adlı bir
kitabı yayınlandı.
2005 yılında Anadolu Halk Ozanları Kültür Derneğini 25 ozan arkadaşı
ile birlikte kurdu. Halen bu dernek faaliyetlerinde çalışmaktadır.
Ozanlık geleneği'nin sürdürülmesinde aktif olarak çalışmaktadır.
|
LAİKLİĞİ İŞLEDİK
Hünkar Hacı Bektaş Veli'den beri
Özümüze Laikliği işledik
Kendimize önder seçtik o piri
Sözümüze laikliği işledik
Bektaşilik ikiliğe son verdi
Aleviler canan için can verdi
İnsanlığa yol gösterip yön verdi
Hazımıza laikliği işledik
Karşı çıkanlara şaşırdık kaldık
Gururla yaşadık şerefle öldük
Horasan'dan beri yürüdük geldik
İzimize laikliği işledik
Sevgi bahçesinde yeşerdik bittik
Ayrık otlarını yolduk yok ettik
Gönül yaylasında çok sürü güddük
Kuzumuza laikliği işledik
Kapımız açıktır kapalı değil
Elimiz kalemli, sopalı değil
Mülkümüz engindir, tepeli değil
Düzümüze laikliği işledik
Birlik fidanını diktik bu yurda
Hiç medet ummadık cahilde körde
Döşüne tel taktık koluna perde
Sazımıza laikliği işledik
Aşıklar taşımaz kini benliği
Hoşgörüde bulur zevki şenliği
Yırtılmaz sökülmez aşkın önlüğü
Bezimize laikliği işledik
Karanlığa ışık tutar dünümüz
İlim öğrenmekle geçti günümüz
Atatürk'ün İlkeleri konumuz
Tezimize laikliği işledik
Cehalete karşı tavır takınca
Ey Sinemi korkma yoktur sakınca
Cumhuriyet meşalesin yakınca
Közümüze laikliği işledik
2005 yılı Hacı Bektaş Veli'yi anma
Törenlerinde "Alevi Bektaşilerin
Laikliğe Bakışı " Konulu Şiir Yarışmasında 1.lik ödülünü alan
şiiridir.
GİTSİNMİ BÖYLE
Doğruyu söylemek suç olur diye
Susalımda kervan gitsinmi böyle
Onurlu yaşamak güç olur diye
Her gelen bir tokat atsınmı böyle
Yalan gerçek hep bir tutulup gitti
Kurtlar kuzulara katılıp gitti
Deve hamuduyla satılıp gitti
Herkes bir köşeyi satsınmı böyle
Kimi kiralanmış can alan asi
Kimi sindirilmiş çıkmıyor sesi
Kimine vermişler sarığı meshi
Uyan demiyelim yatsınmı böyle
Bölüp parçalamak zalimin huyu
Çağdaş geleceğe kazarlar kuyu
Gemi her taraftan alıyor suyu
Görmezden gelelim batsınmı böyle
Ozan Sinemi'yim halkıma kıyıp
Emeğini üç beş soyguncu yeyip
Alaca kargaya bülbülsün deyip
Verelim meydanı ölsünmü böyle
YÜRÜMÜŞ
Ozanlar tarihi binyıllar öte
Kıl kamış bir destan yazmış yürümüş
Kayalar kestirmiş Şirin Fehata
Vuslat arzusunu sezmiş yürümüş
Muhittin Arabi isyan eylemiş
Mansur darda En-el Hakk'ı söylemiş
Nesimi yüzülüp çok yol boylamış
Zulmün oynunu bozmuş yürümüş
Şaman topuz çalmış türkmen bağlama
Şarab ilham olmuş Ömer Hayyam'a
Hatayi kavgada yenilmiş ama
Hayatın sırrını çözmüş yürümüş
Bedret'din ömrünce gerçeği demiş
Börklüce çarmığa boyun ermemiş
Kalender çelebi bir sınav vermiş
Hakkı sevenleri üzmüş yürümüş
Dadaloğlu ozanların serveri
Köroğlu kavgadan dönmemiş geri
Celali Başbuğu sözünün eri
Bolu Beyliğini ezmiş yürümüş
Fuzuli çileyi bağrına basmış
Sürmeli sevdiği Senem'e küsmüş
Seyrani sazını duvara asmış
Taze karılar gibi tozmuş yürümüş
Yunus Emre doğru sözü eğmemiş
Koca Haydar zulme ödün vermemiş
Nazım Hikmet memlekete sığmamış
Ömrünce haksıza kızmış yürümüş
İşte böyle ozanların töresi
Mazlumun isyanı aşkın çırası
Sinemi'nin hicran olmuş yarası
Günbegün bağrında azmış yürümüş
NELER GÖTÜRDÜ
Ben seyir ederken zevki sefayı
Yıllar benden neler neler götürdü
Sırtlayıp giderken bunca cefayı
Beller neler neler götürdü
Ne bahar yaşadım ne de yazını
Hep taşıdım kahrını nazını
Çok dinledim muhannetin sözünü
Diller benden neler neler götürdü
Kimisine köle oldum kul oldum
Bazen acı bazen tatlı dil oldum
Çoğunada yoldaş oldum yol oldum
Kullar benden neler neler götürdü
Hep çırpındım türlü işe bulaştım
Kendim yordum ne menzile ulaştım
Göçüm alıp diyar diyar dolaştım
Yollar benden neler neler götürdü
Ozan Sinemi'yim yağdım yatışdım
Zalim ile cebelleştim atıştım
Kim çağırsa sazım ile yetiştim
Teller benden neler neler götürdü
MAHKUM ETTİN
O mahsum bakışın ile
Gözlerine Mahkum ettin
Hayran oldum baka kaldım
Yüzlerine mahkum ettin
Belaya koydun başımı
Çıkmaza sürdün işimi
Kestin ekmeğim aşımı
Nazlarına mahkum ettin
Sevenler beslermi kini
Yıktırdın sarayı hanı
Alev gibi sardın beni
Közlerine mahkum ettin
Dost Sinemi bu ne halın
Bir sevdaya düşmüş yolun
Gahı acı tatlı dilin
Sözlerine mahkum ettin
KURBAN OLDUĞUM
Neredesin dönde gel sen
Yoluna kurban olduğum
Sohbetine hasretim ben
Diline kurban olduğum
Sevdan işledi özüme
Sensiz Dünya boş gözüme
Siyah saçın dök yüzüme
Teline kurban olduğum
Viran ettin sen bu yeri
Uğruna koymuşum seri
Önüm sıra sallan yürü
Beline kurban olduğum
Sensin Sinemi'nin canı
Damarında dönen kanı
Sür yüzüme okşa beni
Eline kurban olduğum |
|
VURGUNUYUM
Çok görmeyin dostlar bana
Bir ceylanın vurgunuyum
Tükendim ben yana yana
Bir ceylanın vurgunuyum
Leyla Şirin Aslı soylu
Gönlü engin melek huylu
Gül yanaklı selvi boylu
Bir ceylanın vurgunuyum
Yokluğu boynumu eğer
Ölüm ayrı koyam eğer
Gülüşü Dünya'yı değer
Bir ceylanın vurgunuyum
Sinemi'yim aklım şaştı
Özüme bir çıngı düştü
Gönlüm kanatlanıp uçtu
Bir ceylanın vurgunuyum
UTAN
Çağdaş laikliğe vesile olmuş
Bu Cumhuriyet'i kurandan utan
Bunca özgürlüğü hep sana sunmuş
Vatana canını verenden utan
Olmazdı ibadet kalmazdı ezan
Çıkmazdı İstiklal Marşı'nı yazan
Bütün sınırları kanıyla çizen
Göksünü düşmana gerenden utan
Anan bilinirdi baban olmazdı
Biterdi Türklüğün adı kalmazdı
Ata ejdadını kimse bilmezdi
Kanayan yarayı sarandan utan
Bitmişti Osmanlı teslim olmuştu
İnglizler dört bir yana dolmuştu
Kocaman İzmir'i ele almıştı
Yunanlı'yı yurttan sürenden utan
Ozan Sinemi'yim gafletten uyan
Cepheden cepheye hep zafer diyen
Lozan Belgesi'ne imzayı koyan
Sevr zincirini kırandan utan
HACI BEKTAŞ ÖĞRETTİ
Gönül sarayına sevgi harcını
Karmasını Hacı Bektaş öğretti
İlmek ilmek medeniyet hurcunu
Örmesini Hacı Bektaş öğretti
Anlayınca hürriyetin farkını
Onun için derin kazdık arkını
Kin ile nefretin paslı çarkını
Kırmasını Hacı Bektaş öğretti
Bu millete eşit diye hür diye
Bölenlere cahil diye kör diye
Cümlesini kucaklayıp yar diye
Sarmasını Hacı Bektaş öğretti
Gönülden Bağlıyız o ulu cana
Kadın ile erkek geldik yan yana
Erenlerin sofrasını meydana
Sermesini Hacı Bektaş öğretti
Aziz dostum kaçma gel olalım cem
İkilik her zaman getirir elem
Aşkın yarasına ilahi bir em
Sürmesini Hacı Bektaş öğretti
Erken kalkan varır yolun sonuna
Bazen binbir engel çıkar önüne
Benlikten arınıp dostun yanına
Varmasına Hacı Bektaş öğretti
Bir daha dönmemek için dünlere
Bilim kapısını açtık canlara
Böyle aydınlığa muıtlu günlere
Ermesini Hacı Bektaş öğretti
Kişi devam eyleyince okula
Kör düşünce hükmedemez akıla
Cumhuriyet kavuşunca şekile
Kurmasına Hacı Baktaş öğretti
Neler yaptık Atatürk'ün gününde
İlkeleri çiçek açtı sonunda
Sadık dostun kapısnın önünde
Durmasını Hacı Bektaş öğretti
Türk Milleti önder seçti Ata'yı
İmar ettik doğu ile batıyı
Sinemi'ye hakikatten öteyi
Görmesini Hacı Bektaş öğretti
2004 Hacı Bektaş Anma Şenlikleri'nde
"Aydınlanma sürecinde Hacı Bektaş
ve Cumhuriyet konulu Şiir Yarışması'nda
3.lük ödülü alan şiirdir "
BOZUK DÜZEN
Sahtekara kulluk edersen eğer
Senide alkışlar bu bozuk düzen
Hırsıza hayduta verirsen değer
Seni de alkışlar bu bozuk düzen
Laikliğin ilkesinden saparsan
Gericiye hurafaya taparsan
Atatürk’çü düşmanlığı yaparsan
Senide alkışlar bu bozuk düzen
Rüşvet al rüşvet ver alıştın ise
Yiyip ense göbek geliştin ise
Kirli pazarlıkta buluştun ise
Senide alkışlar bu bozuk düzen
Hergün kuruyorsan sinsi planı
Aklıyorsan çete mafya talanı
Ömrün boyu söylüyorsan yalanı
Senide alkışlar bu bozuk düzen
Sinemi’yim derdim içimde birgün
Benim gibi böyle kalmışsın yorgun
İnsan haklarını çiğnersen hergün
Senide alkışlar bu bozuk düzen
ERENLER
Ben kenidimi bilip aklım yeteli
Hep güçlüye esir oldum erenler
Dağdan taştan sızdım aktım engine
Derince bir göle doldum erenler
Mazlumsun dediler sığındım kaldım
Tokmaksız davulu bir zaman çaldım
Hayat mektebinde dersimi aldım
Herşeyi kendimde buldum erenler
Kin ile kibiri bir yana attım
Yüklendim yükümü menzile yettim
Dikenler içinde gül gibi bittim
Açmadan goncayı soldum erenler
Sinemi zalimin kaldım çölünde
Yıldım fetvasında acı dilinde
Kendini bilmeyen cahil elinde
Günde yüzbinkere öldüm erenler
GÜZEL DOST
Sendeki varlığı arayıp durma
Sen sana dön sen sendesin güzel dost
Gidipte kendini kimseye sorma
Sen sana dön sen sendesin güzel dost
Bütün canlı cansız kendi halında
Levhi kalem emir bekler elinde
Kahinatı sen var ettin dilinde
Sen sana dön sen sendesin güzel dost
Kalbin ayna gibi sözünde senin
Kudret dediğin nur yüzünde senin
Ne cevherler vardır özünde senin
Sen sana dön sen sendesin güzel dost
Bilimsel değilse bırak geride
Medet umma cinde minde peride
Canavar yer ayrı kalma sürüde
Sen sana dön sen sendesin güzel dost
Sinemi'yim sözüm giderse boşa
Bunda ötesine karışmam haşa
Gel itibar etme hayla düşe
Sen sana dön sen sendesin güzel dost |
|
|
|
|
|
|