ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
      Sabit İnce 
   Sabit İnce    

 
Yürüsem aşkın bahrinde,
  Balı tatsam yar zehrinde.
  Bir ev alsam pir şehrinde,
  Oturup kalsam mı bilmem?











Aşkın beni derde koydu,
Kavlimiz acep bu muydu?
İNCE bulanık su muydu?
Akıp, durulsam mı bilmem?

 
   1954 yılında Nevşehir ili Kozaklı ilçesi Gerce köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Kozaklı'da, liseyi Kayseri Ticaret Lisesinde okudu. 1976 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinden mezun oldu. 

Özel sektörde çeşitli görevlerde, Toprak Reformu Kayseri Bölge Müdürlüğünde uzman, Toprak Mahsulleri Ofisi Kayseri Bölge Müdürlüğü ve Urfa Bölge Müdürlüğünde Uzman olarak çalıştı. 1999 yılında özel bir kuruluşun genel müdürlüğünden emekli oldu. Vizyon dış ticaret a.ş.nin kuruluşunda görev aldı ve genel müdürlüğünü yaptı. 

Bizim Anadolu, Tercüman, Hergün ve Türkiye Gazetelerinde yazar, muhabir, istihbarat şefi olarak çalıştı. Töre ve Devlet dergilerinde yazılar yazdı. Kayseri de yayınlanan "Kayseri Şairler antolojisi"ne ve Adana da yayınlanan "Ozanlar Güldeste Şairler" antolojisine katıldı. Kayseri de yayın yapan Erciyes, Elif, Başak televizyonlarında, mahalli radyolarda şiir ve edebiyatla ve "Bizim Aşıklarımız" adlı halk aşıkları ile ilgili programlar yaptı konuk olarak bu programlara katıldı. Kayseri de yayınlanan yeni Kayseri, kayseri olay, Kayseri Anadolu Haber, Star Haber, Kayseri Gündem ve Kayseri Hakimiyet Gazetesi İnce Zımbalar köşesinde yazı ve şiirleri yayınlanmaktadır. Gülpınar, Yesevi, Ozan, Bizim Kuşak, Kayseri Çağdaş, Sevgi Yolu, Ana, Erciyes, Çemen, Simav Anadolu, Yalaka gibi dergilerde şiirleri halen yayınlanmaktadır. 

Ve Aynı Rüzgarla Savrulduk adlı ortak şiir kitabından sonra Aşkın Ateşi adlı ikinci şiir kitabı temmuz 1996 da yayınlandı. Sırlı Söz adlı şiir Kitabı, Anadolu hececileri-1, Anadolu Hececileri-2, Anadolu Hececileri-3, Anadolu Hececileri-4, Anadolu Hececileri-5, Anasam 
Şiir Antolojisi-1 , Anasam Şiir Antolojisi-2 şiir kitaplarını 2000 - 2001 yıllarında yayınladı.

Şiir dalında ozan dergisinden mansiyon, Bizim Kuşak dergisinden mansiyon, makale dalında üçüncülük ödülleri aldı. Türk halk müziği ile amatör olarak ilgilenmekte, aşık türünde sözlerini yazıp bestelediği 40 dan fazla türküsü vardır. Halen genel Merkezi Kayseri de bulunan Anasam Anadolu İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri meslek birliğini kurdu ve genel başkanlığını ve Nevşehirliler Derneğinin başkanlığını yapmaktadır. TBMM de Fikir ve Sanat eserleri kanununda meclis alt komisyonunda ve devlet planlama Teşkilatınca hazırlanan 8. beş yıllık plan çerçevesinde Fikri ve Sınai Haklar özel ihtisas komisyonunda üye olarak görev yaptı, Anasam Bülteni adlı bir yayın organının sahipliğini yapmakta, Anasam Yayınları tarafından yayınlanan 45 kitabın editörlüğünü de yürütmektedir. Nurcan hanımla evli, Muhammed ve Çağrı adlı iki oğlu, Nazende isimli bir kız çocuk babasıdır.


Eserlerinden bazıları:

Olur mu

Yürü bre deli gönül
Yaz gününde kar olur mu
Yaşlanmaz kocamaz gönül
Aşıklarda ar olur mu

Olur mu dünyada vefa
Çekmedin mi çile cefa
Her mahlukta var ya kafa
İnsana hiç zor olur mu

Olur mu canların sonu
Arif olan bilir bunu
Gramı kilosu tonu
Tartılmadan kar olur mu

Olur mu sevdasız aşık
Anlamaz irfansız şaşık
Olduğumuz su bulaşık
Yanmayınca kor olur mu

Olur mu dağlardan yüce 
Elif ile nundan hece
Cim ve elif ile İnce
Sarmayınca yar olur mu


Dağlar

Eğer sizde biraz merhamet varsa
Dertlerim artıyor yol verin dağlar
Nazlı yar çıkıp da yoluma dursa
Solmasın da gonca gül verin dağlar

Çökmüş dayanmıyor gönlümün damı
Deli mecnun deyi kınaman beni
Sağımda ardıcı solumda çamı
Size tutunayım el verin dağlar

Ben de sizin gibi yoktan olmuşum
Beli demişim de karar vermişim
Mansur misli ben de dara girmişim
İpinen öldürmen dal verin dağlar

Mevla bin bir çiçek sizi süslemiş
Türlü renkler verip gergef işlemiş
Gelen gider olup göçe başlamış
Arıya çiçeği bol verin dağlar

Acımadan yakıp kesip iz ettim
İniş yokuş dinlemedim düz ettim
İnce gönlü göyündürüp köz ettim
Yanan bağrınızdan kül verin dağlar


Çevirir

Şu insan bin türlü hülyaya dalar
Zerreyi katreyi sele çevirir
Kimi de boş boşa fikrini yorar
Harcanıp tükenmiş pile çevirir

Bazıları koşar bir uğraş verir
Her sözü fikriyle çamlar devirir
Kimisi uslanmaz dümen çevirir
Bazısı sırımı tüle çevirir

Çiçekler dökülür gelinir sona
Dallarda meyvalar can verir cana
Bir gülücük bile yeter insana
Arifler manayı dile çevirir

Vakit gelir yaprak solmaya başlar
Uğraşıp rızkını almaya başlar
Ol deyince yoklar olmaya başlar
Rahmet kesilince küle çevirir

Güz gelir tabiat çulunu soyar
Gökteki yıldızlar duramaz kayar
İnce her taşı da yerine koyar
Koca kainatı sala çevirir


AĞLARIM

Sarıdaştan aşağı,
İner iner ağlarım.
Buğdaylarda başağı, 
Okşar okşar ağlarım.

Yılların öncesine,
Karanlık gecesine,
Sevginin hecesine,
Döner döner ağlarım.

Varsın deli desinler,
Keyfime değmesinler,
Varsınlar sevmesinler,
Seve seve ağlarım.

Sevda yelkeni açtım,
Kötülerden hep kaçtım,
İNCE deryaya ulaştım,
Dala dala ağlarım.


AĞLASIN DURMASIN

Gel sazım seninle muhabbet edek,
Mızrap vursun, tel ağlasın durmasın.
Binek aşk atina, o yare gidek
Kamçı vursun, yol ağlasın durmasın.

Gel yarin aşkına badeler olsun,
Dudak içsin, mey ağlasın durmasın.
Huri gılmanlarda sakimiz olsun,
İnce sussun ney ağlasın durmasın.


AŞIK 

Gelin aşık olan erler,
Kardeş olalım gelin de.
İnlesin yol ile yerler,
Yoldaş olalım gelin de.

Sevgi badesin içelim,
İçip de serden geçelim.
Dost bayrağını açalım,
sırdaş olalım gelin de.

Erler, pirler bizden doğsun,
İlim karanlığı boğsun.
Sevgi rahmetleri yağsın,
Haldaş olalım gelin de.

Birlik kanadın açalım,
Nurlu ışıklar saçalım,
Kötülerden hep kaçalım,
İydaş olalım gelin de.

İnce nereye göçelim,
Hak gömleğini biçelim.
Zulümsüz bayrak açalım,
Koldaş olalım gelin de. 


AVŞAR GÜZELİ

Kirpikleri kalem gözleri hurma,
Ben başka görmedim avsar güzeli.
Gözleri süzerek bakışıp durma,
Gönlüm yenemedim avsar güzeli.

Kara gözlerinde zindana girdim,
Direndim dayandım göğsümü gerdim,
Cehenneme götürseydin giderdim,
Kıyıp soramadım avsar güzeli.

Hurilerin hepisini topladım,
Güzelleri söyle bir hesapladım,
Ayıldimda bir kendimi topladım.
Adin soramadım avsar güzeli.

Güneş yere mi'ndi ay mi parladı,
Gönül laf dinlemez inan zorladı,
Dengeyi bozdu da akil zirladi,
Orda duramadım avsar güzeli.

Sekiz cennet onsekizbin alemde,
Nasil yazdı seni levhi kalem de?
Güzelliğin parça parça bölemde,
El'e veremedim avsar güzeli..

Esin menendini görmedim billah,
Seni hangi nurdan yarattı Allah?
İNCE aşk elinden dedi illallah,
Ondan sevemedim avsar güzeli..


BENİ...

Kahbe dünya ne acayip işin var,
Derin düşünceye daldırdın beni.
Ne insafın, ne kocamaz yaşın var,
Kırkına geldim de soldurdun beni.

Yalan dünya sana aldananın var,
Heveslenmem sana kandırdın beni.
Zengine çok geniş, fakire de dar,
Bundan sonra kandıraman sen beni.

Yüce dağlarıyın başında karlar,
Yazın yakıp, kışın dondurdun beni.
Dünya diye çok da methin yaparlar,
Kaç kere mezara koydurdun beni.

Ateşin var, toprağın da suyun var,
Gaflete daldırıp yandırdın beni.
Ben Adem torunu bende ruh da var,
Şakıyan bülbüle döndürdün beni.


BAŞKADIR

Bülbül gibi zar ederim
Figanım başkadır benim
Her güzeli yar ederim
Sultanım başkadır benim

Yolcuyum handan giderim
Göçüm bir başkadır benim
Gurbet elde ah ederim
Suçum bir başkadır benim..

Aşkın sazını çalarım
Telim bir başkadır benim
Gece gündüz hep cağlarım
Selim bir başkadır benim

İki ayakla yürürüm
Yolum bir başkadır benim
İki gözümle görürüm 
Körüm bir başkadır benim

İNCE'yim ince söylerim,
Dilim bir başkadır benim
Ateş ile dans eylerim
Külüm bir başkadır benim
  İnsan olamaz

Her bedende can vardır ya
Sevmeyen insan olamaz
Suret beden insandır ya
Sevmeyen insan olamaz

Okumuştur ilmi vardır
Kar dediği hep zarardır
O aslında canavardır
Sevmeyen insan olamaz

Sureti haktan görünür
Türlü libaslar giyinir
Din imanıyla övünür
Sevmeyen insan olamaz

Hak kelamından dem vurur
Her yanı kibirle gurur
Sırça sarayda oturur
Sevmeyen insan olamaz

İnce doğruları söyler
Hani nerde gaddar beyler
Hal bilmeyen aşkı neyler
Sevmeyen insan olamaz


Yoruldum

Su fani dünyaya geldim geleli 
Bir sevda peşinde koştum yoruldum
İnsan olup kendim bildim bileli 
Azgın seller gibi coştum duruldum 

Sevgi sevgi diye türküler yaktım 
Sevda ülkesinde ben bir duraktım 
Nem var nem yok ise size bıraktım 
Sarmaşık misali açtım sarıldım 

Kırk beşinde koca belim büküldü
Saçlarım yolundu tel tel döküldü
Umutlarım iplik iplik söküldü 
Buzdağları gibi dondum kırıldım

Hayat penceresin kapayıp açtım 
İnce bir han idi çok gelip geçtim 
Sevda ırmağından bir zerre içtim 
Vefasız bir yare taptım vuruldum


BİLİR Mİ?

Yunus olsam hak kapıda otursam,
Yarin bahçesinde güller bitirsem.
Şu dağlardan düzgün odun getirsem,
O yar beni kul deyip de bilir mi?

Mansur olup dar ağacına otursam,
Dikenler içinde güller bitirsem,
Malı, mülkü hak yolunda batırsam,
O yar beni sar deyip de bilir mi?

Pir Sultan olup da Cem'e otursam,
Ehl-i Beyti tüm dergaha getirsem.
Hak kelamın okuyup da bitirsem,
O yar beni sor deyip de bilir mi?



BİLMEM 

Yürüsem aşkın bahrinde,
Balı tatsam yar zehrinde.
Bir ev alsam pir şehrinde,
Oturup kalsam mı bilmem?

Deli gönül gene coşma,
Ağyarın peşinden koşma.
Çıldırıp da bendi aşma,
Durup, yorulsam mı bilmem?

Aşkın beni derde koydu,
Kavlimiz acep bu muydu?
İNCE bulanık su muydu?
Akıp, durulsam mı bilmem?



BİLİR M'OLA?

Gül dikensiz biter m'ola,
Ocak harsız tüter m'ola?
Haktan nida gelse kula,
Yaradanı bilir m'ola?

Bülbülde ağlar dilinden,
Yiğit ayrılsa yarinden.
Ah çekerim de derinden,
Dertlerimden bilir m'ola?

Hüdanın aşkı serimde,
Ateş yanar ciğerimde.
Neşe ile kederim de,
Kulum derde bilir m'ola?

İNCE dertlerinden bizar,
Gönül ummanları gezer.
Levh-i kalem ile yazar,
Defterimi bilir m'ola.



BİR 

Hele gelin aşık geçinen beyler,
Hakdan söyleyelim diyelim mi bir?
Sevdaya tutulan hayrısın neyler,
Hüdadan desduru alalım mı bir?

Aşıklar sırdandır sırrı vermezler,
Kırklar kapısına girelim mi bir?
Zehir de içmezsen manen vermezler,
Pir elinden bade içelim mi bir?

Çilesiz, cefasız aşıklık olmaz,
Gelin şu hiraya girelim mi bir?
Ehli-beyt gömleği kanı, alınmaz,
Karbela da Hüseyin olalım mı bir?

Sakın saz çalınca aşığım sanma,
Şu gönül teline vuralım mi bir?
Aşık pul istemez, yal'a aldanma,
Açlıktan ip İNCE olalım mı bir?



BİZ YOĞİKEN

Şu yalan dünyada kalırım sanma,
Makama, mevkiye sakın aldanma.
Evlada, iyale, mala güvenme,
Kim varımış biz burada yoğiken?

Anandan üryanda geldin dünyaya,
Kullan aklını da bağlan hüdaya.
Gaflete düşüp de uyman modaya,
Kim varımış biz burada yoğiken?

Nic'oldu da Karacaoğlan nic'oldu,
Dünya boşalıp kaç kere doldu.
Sultan Süleyman'a acep ne oldu?
Kim varımış biz burada yoğiken?

Yedi defa devran döner durulur,
Sanki "Dünya Benim" derde kurulur.
Çok yakında sur düdüğü vurulur,
Kim varımış biz burada yoğiken?

İNCE'yim insanım, halifeyim ben,
Ahsen'i takvimsin eğer bilirsen,
Yaradana sağlam ikrar verirsen,
Ölmez baki kalır bu can sağ iken.



BELLİ DEĞİL

Ne olacak rabbim böyle halimiz?
Hakim belli değil, hak belli değil.
Açılmadan solacak mı gülümüz?
Avcı belli değil, fak belli değil.

Pahalılık büktü belimiz bizim,
Gençlerin dilinde bilmem ne iz'im,
Kirlendi göllerim, hem de denizim,
Kirli belli değil, pak belli değil.

Vicdanlar körelmiş, insaf kalmamış,
Attığımız tek taş yerin bulmamış.
İşin ehli yönetecek gelmemiş,
Varı belli değil, yok belli değil.

Kimi çöplüklerden ekmek topluyor,
Zengin kazanç için hop hop hopluyor.
Kurnaz tilkiler de kümes yokluyor,
Açlar belli değil, tok belli değil.



BAYRAM GELDİ

Bayram geldi barışalım,
Sevgi için yarışalım,
Dostlar ile kavuşalım,
Bugün bayram geldi dostlar.

Zengin yoksul bir arada,
Hem denizde hem karada,
Bosna Hersek, Karabağ da,
Bayram kara geldi dostlar.

Kimi garip kimi yaşlı,
Duymuyor kulaklar paslı,
Kerem yanmış duymaz Aslı,
Bayram ateş yaktı dostlar.

Gurbette garipler ağlar,
Yaşıyor mu bilmem sağlar?
Çeçenistan yürek dağlar,
Kime bayram geldi dostlar?

Bayram gelmiş gülemiyom,
Yaşlar sel sel silemiyom,
İNCE'm yalan diyemiyom,
İşte bayram geldi dostlar. 

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com