ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
       Sururi (Süruri)
 
 
  Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar
    Garip öksüz melil yarsız Süruri
    Gönül bahçesinde taze fidanlar
    Meyvası tükenmiş narsız Süruri

             Ezelden karımız bizim bu yanmak
             Mihnet şarabını nuş edüp kanmak
             Ehli aşka göre nolsun utanmak
             Ko desinler bana arsız Süruri

 

    Süruri, 19 uncu yüz yılının başlarında, Sillenin Karhane şimdiki «Subaşı» mahallesinde doğmuş; ilk tahsilini Sille medresesinde yapmış, 19 uncu asrın yarısında İstanbula gitmiş, Saraya intisap ve yüksek bir mevki işgal etmiştir.

Sururinin bu kudretini çekemiyen diğer halk şairleri onu genç yaşında zehirliyerek ve bu suretle daha önemli eserler vermesine mani olmuşlardır.

Zehirlendiğini anlayan Süruri :

Süruriyim vatanım yok,
Eğlenecek mekanım yok,
Ölürsem bir nişanım yok,
Mezarım gurbet illerde..

Feryadını kopararak 1272 hicri yılında gözlerini ebediyyen kapamıştır.
Sürurinin sülalesine Kurt Mehmet Oğulları denmektedir. Asıl adı Osmandır. Kör Bekir «Zehri», Haci Musa, Berber Mustafa adında üç kardaşı vardır. Bu dört kardaştan Süruri, Zehri, Berber Mustafanın oğlu Nigari şairdirler.

Süruri henüz medrese hayatında iken şiirlerini sazile terennüm ederdi. İlk eserlerinde üstadlarının, bilhassa Şeminin takdirini kazanmış ve muhitteki halk şairlerinin alakasını celbetmeye muvaffak olmuştu.

Sürurinin kendi el yazısı ile yazılmış bir cönkünü, Silleli Abdülcelil efendiden merhum Babalık sahibi Mazhar bey almış geri vermemiştir. Bu cönk, hali hazırda kimde olduğu malum olmamakla beraber neşredilmemiş, gizli olarak kalmıştır.

Bu kıymetli şair hakkında değerli Folklorcularımızdan M.Ferit Uğur, Sadettin Nüzhet Erğun, Konya halk harsiyatında ve yine Sadettin Nüzhet Erğun «19 uncu asır şairlerinden Silleli Süruri» eserlerinde kıymetli fikirler, vesikalar, şiirler neşretmekle beraber; Abdülkadir Erdoğan da Konya mecmuasında neşretmişlerdir.

Gerek M.Ferit Uğur, Sadettin Nüzhet Erğun ve gerekse M.Zeki bu kıymetli halk şairini Türk gençliğine tanıtmak için takdire şayan mesailerde bulunmuşlardır. Bilhassa, M.Ferit ile M.Zeki Dalboyun arasında
(1) bir münakaşa cereyan etmiştir.

Ben burada Sürurinin kendi el yazıları ile (1250) hicri yılında yazdığı divanında mevcut olan Koşma, Divan, Semai, Kalenderi şiirlerini ve şimdiye kadar müteaddit mecmua ve kitaplarda neşredilen şiirlerini bir araya toplayarak neşredeceğim. Bu suretle Türk halk ve hersiyatına ufak bir yardım yapabilirsem bana ne mutlu...

(1) Yeni Fikir Mecmuası 27, 28, 29 sayılarında
 

Sillenin Halk Şairleri
A. Kemal Akca
Konya 1940
 


Eserlerinden bazıları:

-1-
Düşürme sevdiğim beni dillere
Sırrımı aleme ifşadan sakın
Varupda meylini verme ellere
Sevdalı başımı kavğadan sakın

Derdü aşkın gibi bir müşkül beter
Varmıdır dünyada ey kalbi hacer
Hatıra gelmez mi ol havali mahşer?
Huzuru divanda davadan sakın

Bir ah etsem arşı alaye çıkar
Korkarımki çarhı gerdunu yıkar
Nari aşkım benim dünyayı yakar
A kuzum kendini cefadan sakın

Felekten başıma yağsa gam taşı
Dutarım daima açarım başı
Süruridir durmaz gözlerim yaşı
Akar deryalanır dalgadan sakın

-2-
Yine allar geymiş şahi hubanım
Günde yüzbin türlü elvan gösterir
Mestane bakışlı ahu ceranım
Gözleri bağdadı kalkan gösterir

Geyme güzel geyme telli kumaşlar
Aşıkın görürde fığana başlar
Seyfi acem gibi ol siyah kaşlar
Kalemdir katlime ferman gösterir

Aklımı şaşırdı bir hüsnü melek
Sarsılır yüzünü görse ne felek
Sırmalı sim düğme ilikli yelek
Geçer karşımızda pistan gösterir

Süruri derdine nice dayasun
Hicri firakınla game boyansun
Layıkmıdır böyle kül olsun yansın
Her bir edan günde bin kan gösterir

-3-
Selam eylen varın söylen o dosta
Garip halim gelsin seyran eylesin
Mihnet firaşında yatarım hasta
Çaresiz dertliyim derman eylesin

Feleğin sillesi eyledi sersem
İflah olman derler her kime sorsam
Beni bir ağlar yok eğer ölürsem
Meğer nazlı yarim figan eylesin

Bir nefri gam benim düştü tabrıme
Görse Lokman tahsin eder sabrıma
İhtimaldır bile gider kabrime
Başıma taş deyü nişan eylesin

Süruri der dilber konup göştükce
Unutmasın beni gelüp geştikce
Ziyaret etmiye yolu düştükce
Ruhuma fatiha ihsan eylesin

-4-
Nice bir yaş döker ağlarsın kanlar
Garip öksüz melil yarsız Süruri
Gönül bahçesinde taze fidanlar
Meyvası tükenmiş narsız Süruri

Temelden kurumuş olmuş tarumar
Kabil olmaz yüzbin eylesen timar
Zevalını bulmuş cümle hep eşcar
Evi harap bağı yarsız Süruri

Sırrını bildirme sakın namerde
Başını uğradır onulmaz derde
Olur olmaz elin erdiği yerde
Niçün böyle gezen karsız Süruri

Ezelden karımız bizim bu yanmak
Mihnet şarabını nuş edüp kanmak
Ehli aşka göre nolsun utanmak
Ko desinler bana arsız Süruri
  -5-
Nazar etsem güzel yüzünü örter
Lebi mercan bana eylemez ülfet
Beraber taşila zümrüdü tutar
Cevahir incuye kalmadı rağbet

Fakirlik ademe olursa hail
Acep mümkünmüdür vuslata nail
Zemane dilberi zengine mail
Ederler itibar var ise devlet

Siyah zülfün gölğesinde dolanmaz
Safayı zevkedüp bir dem gülünmez
Hakikatli civan şimdi bulunmaz
Nafile kendine eyleme zahmet

Süruri söylenir aşka gelince
Arabi Farisi Yunan dilince
Erenlerden destur izin olunca
Benim sevdiğimi verirler elbet

-6-
Bu aşkın ateşi yaktı vücudum
Düşürdüm gönlümü mahi tabane
Bütün emlakimi yoluna koydum
Dahi canım feda şahi hubane

Bulandım bir zeman aktım duruldum
Kuytulara geçüp şimdi dur oldum
Yeni baştan bir huriye vuruldum
Keman ebru gözü ahu cerane

Cefakar okunu sıneme çaktı
Çevirüp yüzünü kahrile baktı
Derune göz koyup aşıkı yaktı
Bıraktı akibet ahu süzane

Camı fikrat beni eyledi berbat
Heman bülbül ğibi eylerim feryat
Süruri bendesin eylemez azad
Kah hapse koyar kah zindane

-7-
Kadir mevlam beni düşürdün derde
Bu derdime sen dermanı yetiştir
Beni muhtaç etma olur bir derde
İnayet et şol lokmanı yetiştir

Bahri sevmekten ilacın gönder
Dertli vücudumu sıhhata dönder
Ayni hayat şerbetin sen bana sundur
Hızır elidden şol peymanı gönder

Ecelin hırhasın egnime aldım
Ömrüm sefinesin engine saldım
Girdabı gam içre firkatte kaldım
Nuh gibi bir keşti bani yetiştir

Haşa kudretinden bahsetmek mehal
Bahri himmetinden olurmu süal
Hazreti Eyyube olursa misal
Süruriye sabrı ihsanı yetiştir

-8-
Dinlen hey ağalar derdimi bugün
Sözü şeker lebi bale vuruldum
Hatırımdan gitmez lalei gülgun
Ruylarında olan ale vuruldum

Eğnine geymiş mücevher diba
Maarif sadelik mahbubi ziba
Yaktı vücudumu kameti tuba
Boyu servi gibi dale vuruldum

Mecnun gibi daim gezerim sahra
Cihane gelmemiş böyle dilara
Kemandır ebruler ruhları hamra
Zenehdinde olan hale vuruldum

Süruri der aşkın bahrı boşandı
Beyaz gerdanına benler döşendi
Kırmızı levharı kuşak kuşandı
İnce belde olan şale vuruldum


 

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com