Aşık Ceyhuni, Ceyhuni Baba ve Ceyhuni diye de
anılan Zileli Ceyhun 1847’de Zile’nin Çıkrıkçı mahallesinde doğar.
Asıl adı Ömer’dir. Babası Çördükoğulları’ndan Ahmet’tir. (Kimi
yazarların Ceyhun’yi Çorumlu göstermeleri yanlıştır, belki de bu,
onun Çorum’da Kahyaoğulları’ndan Meryem’le evlenmesinden doğmuştur.)
Ceyhuni bir süre Aşık Tokatlı Nuri’ye çıraklık etmiş. (Ceyhuni adını
da kendisine ustası takmış.) Sesi güzel, kendisi de uzun boylu, yakı
şıklıymış. İyi saz çalar, geçimini bu yolla sağlarmış. Düğünlerle
derneklerde, kahvelerde çöğür denen 12 telli sazı beceriyle
kullanırmış. Çevre köyleri, kentleri dolaşır, sık sık yolculuğa
çıkarmış. Bu arada Sivas, Çorum, Ankara ve İstanbul’a kadar gitmiş.
Çayırcı ve Veliefendi çayırları ile semai kahvelerinde saz çalmış,
karşılaşmalara katılmıştır. Ankara’da iken Vali Faik Memduh Paşa
Aşık Cemali ile onu konağına çağırmış, saz çaldırıp bağışta
bulunmuştur.
Ceyhuni Tokatlı Nuri ile Erzurumlu Emrah’ı çok sever, ikisini de
ustası sayarmış. Kendisi de birtakım şairlere ustalık etmiştir:
Niksarlı Bedri ve Cesuri, Zileli Mevci ve Nagami, Tokatlı Cemali ve
Hicri, Yozgatlı Mes’udi ve Seyhuni, Sivaslı Pesendi vb. Bu ünlü
çıraklar Ceyhuni’nin çevrede ne denli sevildiğini ve etkili olduğunu
göstermektedir.
Ceyhuni 1912’de Çorum’un Alaca ilçesine bağlı İsa Hacılı köyün de
ölmüştür.
Bektaşiliğe bağlanan Ceyhuni şiirlerinde, hem inançlarını yansıtmış,
hem de aşk, doğa, ayrılık temlerini işlemiştir. Arada bir çevresinde
ki olaylardan (sıtma vb.) söz etmiştir. Dilinde Osmanlıca sözcüklere
de yer vermiştir. Gazeller ve şarkılar da yazmıştır.
YAPITI
Ceyhuninin şiirleri cönklerle dergilerde (Çorumlu, No.6-7; Yeni
Türk, No.37; Halk Bilgisi Haberleri, No.9 vb.) kalmıştır,
kitaplaşmamıştır.
Asım Bezirci
Türk Halk Şiiri
|
EL VURUP TABİBE İNCİTME BENİ
El vurup tabibe incitme beni
Zira aşk derdine derman bulunmaz
Ne derttir bilmezem sızlatan beni
Can gider visüle canan bulunmaz
Var iken sinede hezaran dağlar
Aşk oduna düştüm can evim yanar
Yar ile sine saf olacak dağlar
“At bulunur meydan bulunmaz”
Çok gördüm feleğin serencamını
Murat üzere kimler aldı kanımı
Kanda nuş ederse ecel camını
Göçen Ceyhuni’ den nişan bulunmaz
TIFL-I NAZIM YİNE GELDİN HATIRA
Tıfl-ı nazım yine geldin hatıra
Gurbet elde ağlayayım bir zaman
Muhabbet namemi kimler götüre
Kime halim anlatayım bir zaman
Yine mevce geldi derun kaynaşır
Hasret ateşiyle gönül tutuşur
Eller bayram eder gülüp oynaşır
Ben karalar bağlayayım bir zaman
Kan karıştı Ceyhun yine seline
Gönül arzu çeker can iline
Körpe kuzum bakar kimin eline
Kan ağlayıp çağlayayım bir zaman
SEVDANA TUTULDUM BEN BİLE BİLE
Sevdana tutuldum ben bile bile
Ey nar-ı muhabbet yan içerimde
Firak-ı mihnetle derd-i hasretle
Uyuştu bağrımda kan içerimde
Dilber zülfü gibi aklım perişan
Gezerim alemi mest ü sergerdan
Yarı ağyar ile gördüğüm zaman
Boğazıma gelir can içerimde
Ceyhun elde teber başta bir külah
Gezerim alemi dergah-be-dergah
Zeminden semaya çıktı suz u
Bir külhan-ı aşk var san içerimde
İKLİMİ CANANIN SOLDU GÜLLERİ
İklimi can soldu gülleri
Bağı vuslat gülizarsız olur mu
Hal ehli halleder bu müşkülleri
Gonca harsız bülbül yarsız olur mu
Reftara çıktıkça kaşı kemanım
Sulasın yolları çeşmi giryanım
Bir gör endamını hüsnü tabanım
Çin güzeli müşkibarsız olur mu
Vefa resmin hublar etseler resid
Can verip Ceyhuni eyler yine iyd
Harabat ehline ta’neder zahid
Aşık olan şivekarsız olur mu |
|
EVVEL ATEŞ PÜSKÜRÜRKEN AĞZIMDAN
Evvel ateş püskürürken ağzımdan
Şimdi bir pamuğu yakamaz oldum
Tab ü fer kesildi iki gözümden
İpliği iğneye takamaz oldum
İçip içip asla bakmaz idim ben
Kimsenin hatırın yıkmaz idim ben
Evvel meyhaneden çıkmaz idim ben
Nedendir bugünler çakamaz oldum
Diyar-ı gurbette çürüyüp kaldım
Ömrüm telef edip Sürüyüp kaldım
Kupkuru kaskatı kuruyup kaldım
Ceyhuni’yim lakin akamaz oldum
ISITMA DESTANI
Isıtma tutunca hiç tutmaz elim
Yakar bu tenimi kurutur dilim
Otuz dokuz yorgan kırk sekiz kilim
Örtünsem ısınmam yine ısıtma
Sen beni tutarsın olurum mestan
Verirler yiyemem bir dilim bostan
Her günün başına tek sana destan
Söyleyim de vazgel benden ısıtma
Yakalarsın beni kalırım dona
Cevr ü cefa etme yazık bendene
Temessüklü borcum var ise sana
Göster senedini verem ısıtma
Birdenbire gelme ansız gelirsin
Ağu gibi azılarım sökersin
Altın mı istersin sen ne sezersin
Söyle de vereyim vazgel ısıtma
Nişan ettin sabah gölgeleyince
Afitab semayı ortalayınca
Saat dört buçukta orta olunca
Tuttun Ceyhuni’yi yine ısıtma
AKIL BERİ GEL BERİ GEL
Akıl beri gel beri gel
Bir gönüle nazar eyle
Ağız söyler kulak dinler
Ölen dile nazar eyle
Baştır gövdeyi götüren
Ayak menzile yetiren
Kalmış işleri bitiren
İki ele nazar eyle
İki elim kızıl kanda
Çok günahlar vardır bende
Mürüvvetle kerem sende
Düşmüş kula nazar eyle
Bezirgan olup da satma
Sermeyene hile katma
Yolun eğrisine gitme
Doğru yola nazar eyle
Ceyhuni’yem gevher kani
Hak sendedir özün tanı
İptid yokla sen seni
Sonra ele nazar eyle |