1861 yılında Erzurum’un Narman ilçesine bağlı, Samikale
köyünde doğmuştur. Âşık Edebiyatının önde gelen şairlerindendir.
Yaşadığı devirde etkisi Orta Asya’ya kadar ulaşmıştır. Halk
kültürünü iyi bilmesinden, insanlara daima doğruyu, güzeli, iyiyi
telkin etmesinden ötürü “Sümmanî Baba” adıyla da anılmaktadır. Sümmanî adı, zamanla bir tavrın, bir makamın, bir ezginin adı
olmuştur. Âşık toplantılarında âşıklarla karşılaşmalar yapan Sümmanî, söz söyleme üstünlüğü yanı sıra, daima mütevazilik ve
olgunluk göstermiştir.
Saza ve deyiş söylemeye küçük yaşta başlamıştır. Deyişleri oldukça
güzel, edebi değeri yüksektir. Klişeleşmiş ve mertebeli ezgi
yapısına sahiptir. Berrak bir dille ve ahenkli olarak söylediği
şiirlerle yaşadığı çevrenin odak noktası olmuştur. Kıvrak bir
zekâya, kuvvetli bir hafızaya sahiptir. Tasavvuf, aşk, yokluk gibi
çok değişik konulara ait şiirler söylemiştir. Eserleri arasında
koşma, semaî, destan, divan, gazel, müstezatlar bulunmaktadır.
Yani, hem hece vezni, hem de aruz vezni kalıplarını kullanmıştır.
Akıcı üslubuyla, kuvvetli ifadeleriyle, az kelimeyle çok şey
anlatma becerisiyle Halk Edebiyatında kendisine önemli bir yer
sağlamıştır. Bunun içindir ki, 19. Yüzyılın usta halk şairi
Sümmanî’nin izinden yürüyen sayısız âşık vardır.
Ben razı değilem hicrana gama
Garip gönlüm haldan hala salan var
Sebavetten beri bir yol gözlerim
El zanneder uzaklarda kalan var
Akıttım gözümden kanlı yaşımı
Kasavetten kurtulmadım başımı
Gönül kalesinin mermer taşını
Hicran kalemiyle kırıp delen var
Sümmanî’yem ya Rab gönlüm hoş eyle
Ya sabır ver yada bağrım taş eyle
Ya bir çift kanat ver ya bir kuş eyle
Tez ulaşam yâr bağında talan var
Sümmanî, değişlerini kendisine has bir üslupla, özel bir tavırla,
oldukça ritmik söylemiştir. Bu çalıp söyleyiş biçimi, yöresinde
ezgi karakterini taşıyan mükemmel bir yapıya sahiptir Halk
Müziğinde “ Sümmânî ağzı” adıyla bilinmekte ve icra edilmektedir.
Sümmanî’nin ezgi yapısına geçmeden önce âşık-saz şairi tarzı
hakkında burada birkaç söz söylemek gerekir:
Âşık-saz şairi tarzı Türk Halk Müziğinde geleneksel bir tarzdır.
Âşıklar; koşma, destan, semaî, güzelleme, koçaklama, muamma,..gibi
kendi değişlerini, uzun ve kırık hava düzeniyle ezgilerler ve
bunları bölgelerinin özelliklerini yansıtarak, belli kalıplar
içinde çalıp söylerler. Erzurumlu Emrah, Karacaoğlan, Sümmanî, Pir
Sultan Abdal, Veysel, Dertli, bu türlerin en güzel örneklerini
vermişlerdir. Âşıkların müziğimize önemli katkıları olmuştur.
Mahalli ezgiler içinde “Âşık Makamları” adı altında yüzlerce ezgi
geliştirmişler, deyişlerini bu ezgiler eşliğinde söylemişlerdir.
Bugün bizler müzik zevkimizi bu ezgilerle tatmin etmekteyiz.
Yöresel ağızlar, müziğin ezgi yapısını ve ritm yapısını doğrudan
etkilerler, kişi adıyla da anılmaktadırlar.
Sümmânî tarzı
Sümmanî ağzı deyişlerinin süresi hızlı, oldukça ritmiktir.
Karar perdesi < La > dır.5/8’lik usulde söylenmektedir. ( 2+3 )
donanımına ( Si ) için ( b ) konur. ( Re ) güçlüdür. Ezginin
icrasında, her dörtlüğün başında “ Amman ey “ ya da Âşık Veysel’in
söyleyişindeki gibi “ Ah “ bulunur. Bu “ Amman ey “ usullü olduğu
gibi, serbest şekilde de olabilir. Usullü söylendiğinde iki
ölçülük 5 zaman süresi içinde ( 2+3 )+( 2+3 ) “Amman ey “ icra
edilir.
Sümmanî geleneği, geçmişte olduğu gibi, günümüzde de bir çok halk
şairinin sazında, sesinde terennüm edilmektedir. Emrah’ın “El çek
tabip el çek yaram üstünden” Âşık Veysel”in “Bir küçük dünyam var
içimde”; Ruhsati’nin “Duldalanma yar mevlâyı seversen” Sümmanî’nin
“Kalksak bu yerlerden hicret eylesek” mısraları ile başlayan
koşmalar, hep Sümmanî ağzı ile okunmuştur.
Sümmanî’in torunları Hüseyin Sümmanoğlu ve Nusret Torunî,
Bardız’lı Âşık Nihanî, Mevlüt İhsani, Erol Ergani, Fuat Çerkezoğlu,
İhsan Yavuzer.. bu geleneği sürdüren âşıklardandır..Sümmanî
Narman’ın Samikale köyünde 5 Şubat 1915 tarihinde vefat etmiştir.
Sümmani dünyadan uçmuş gidiyor
Ecel şerbetinden içmiş gidiyor
Cümle yarenleri kalmış gidiyor
Mahşerde görürsüz siz beni beni
Sümmânî’ye Ait Türküler :
Ben razı değilem hicrana gama, Kalksak bu yerlerden hicret
eylesek, Elli gündür altmış gündür yüz gündür, Ervah-ı ezelde
levhi kalemde, Narman kazasında bir gelin gördüm
Sümmânî Ağzı ile Söylenmiş Türküler :
Ruhsati’den Bir Deyiş :
Duldalanma yâr Mevla’yı seversen
Sümmânî Ağzı ile Söylenen Emrah’a Ait Bir Deyiş :
El çek tabib el çek yaram üstünden
Sümmânî Ağzı ile Söylenen Âşık Veysel Şatıroğlu’na Ait Bir Deyiş :
Bir küçük dünyam var içimde benim
*
Erzurum Radyosu THM Sanatçısı
|