Yöreden yöreye değişen
çalma ve söyleme biçimleri Türk halk müziğinin ne kadar
zengin olduğunu göstermektedir. Geleneksel yapı değiştikçe,
geleneksel ağırlıklı müziğimiz de giderek yok olmakta ve değişen
hayat biçimi kendi müziğini de beraberinde getirmektedir. Bu
nedenle geleneksel müziğin yaşayan kaynak kişilerinin çalıp
söyledikleri ezgilerin derlenmesi ve bu ezgilerin incelenerek çeşitli
tahlil ve tasnif çalışmalarına tabii tutularak bilimsel bir
takım sonuçlara ulaşılması çok büyük önem taşımaktadır.
Ramazan Güngör de gerek çalgısını çalma biçimi,
gerek bağlamadaki doğal çok sesliliği en iyi şekilde yansıtması,
gerekse yöre türkülerinin en iyi icracı ve kaynak kişileri
arasında olması bakımından
önem taşımaktadır. Bu nedenle hem Muğla halk müziği, hem Türk halk müziği hem de daha geniş
anlamda Türk müziği içerisinde özel ve önemli bir yere
sahiptir.
Bilindiği
gibi Muğla ve civarı çoğunlukla ağır ve kıvrak zeybek
ezgilerinin yoğun olarak görüldüğü bölgelerdendir.
Anadolu’nun diğer bölgelerinden olduğu gibi Muğla yöresi halk müziği konusunda da çeşitli çalışmalar
yapılmıştır. Fakat bu çalışmaların büyük bir çoğunluğu
derleme, notaya alma ve derlenen ezgilerin daha çok radyo kanalı
ile tanıtılması şeklinde olmuştur. Bunun ile beraber bazı yörelerden
yapılan derlemeler sırasında, halk müziğinin geleneksel yapısı
içerisindeki çok sesliliği gösterecek veya belgeleyecek bazı ezgiler de kaynak kişilerin
çaldığı şekilde notaya alınmıştır.
Bu çalışmalar sırasında Ramazan Güngör’den de Muğla yöresine
ait sekiz türkü derlenmiştir. Fakat gerek Muğla’dan
gerekse Ramazan Güngör’den derlenen türküler notaya alınırken
Türk halk müziği açısından çok önemli olan bu detaylar
ihmal edilmiştir.
Konu
ile ilgili uzmanların yakın bir geçmişten başlayarak günümüze
kadar sürdürdükleri; Türk halk müziğinde çok seslilik yapılmalı
mı, yapılmamalı mı?, türküler mi çok seslendirilmeli, yoksa
yeni yapılan besteler mi?,dörtlü-beşli sisteme göre mi yapılmalı,
yoksa batı tekniğine göre mi?....v.b. tartışmaları ile zaman kaybederken halk bunu kendine özgü
bir şekilde yapmış ve nasıl yapılacağı konusunda da örnekler
vermiştir. Bu konuya en iyi örneklerden biri Ramazan Güngör’ün
çaldığı ezgilerdir.Tamamen
kendisine özgü bir şekilde çaldığı ezgiler, tek sesliliğin
ötesinde çok sesliliğe de temel teşkil edecek türdedir.
1924
yılında Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kemer
nahiyesinin Kadı köyünde doğan Ramazan Güngör’ün asıl
soyadı “Yanatma”
dır. Fakat bu soyadı hoşuna gitmediği için “Güngör”
olarak değiştirmiştir. Köyünde okul olmadığı için hiç
okula gidememiş fakat kendi kendine okuma yazmayı öğrenmiştir.
Asıl mesleği olan marangozluğu askerden döndükten sonra da yaparken 1949 yılında kaza geçirerek ayaklarından sakat
kalmıştır. Bu nedenle yörede “Topal Ramazan” lakabı ile
de bilinir. Tek odalı evinde hem yaşama savaşı vermekte, hem
de tezene kullanıldığı için çalmayı sevmediği büyük boy
sazların tamirini yapmaktadır.
Saz
çalmaya kendi tabiri ile “Üç Telli Kopuz” çalmaya altı yaşında
iken annesinin beş kuruşa aldığı kopuz ile başlamıştır.
Konya’dan gelen anne tarafındaki akrabaların da üç telli
kopuz çalan olmasına rağmen kopuz çalmayı, kendi köylüsü
Mehmet Fırtına ve Ömer Ali Memici’den öğrenmiştir.
Muğla ve civarında
“Bağlama”veya“Üç Telli Bağlama” adı ile bilinen çalgıya
Ramazan Güngör de daha önceleri bağlama adını kullanmakta
iken
,
daha sonraları gerek
çaldığı ezgilerin, gerekse çalgısının günümüz bağlamalarından
farklı olduğunu görmüş olmalı ki bağlama veya cura adı
yerine kopuz adını kullanmayı tercih etmeye başlamıştır. Bu
çalgının gerek perde yapısı gerek tel sayısı ve gerekse çalış
biçimi göz önüne alındığında bu adlandırmanın yerinde
olduğu görülmektedir. Zira bu çalgı yukarıda saydığımız
nedenlerden dolayı günümüzdeki bağlama ailesinin evrimleşmemiş
şekli ve çalış biçimi gibidir.
Ramazan
Güngör’ün Sazlarının Özelliklleri: Üç
telli kopuzun toplam uzunluğu 59cm dir. Sapı balık sırtı gibi
ovaldir. Bunun nedeni, hem perdeler sapın her yerini aynı
derecede sıktığı için oynamasını engellemekte, hem de orta
telden çaldığı ezgilerde daha temiz ses çıkarmak için yapmıştır.
Üst eşikte orta telin yeri sabit değildir. Üst tele doğru,
orta telin bir yeri daha bulunmaktadır. Boğma düzeni yaptığı
zaman, orta teli üst tele doğru kaydırmaktadır. Bunun nedeni
ise, ezgi çaldığı elinin baş parmağı ile boğma düzeninde
orta ve üst tele devamlı basmasından dolayıdır. Bu tel değiştirme
işlemini sadece boğma düzeninde yapmaktadır. Diğer düzenlerde
ise tellerin yeri sabittir.
Üç
telli kopuzdaki perdeler yarım seslerden oluşmaktadır. Yani
tampere sistemdir.
Fakat, Re-Mi sesleri arası ile sonradan bağladığı fazla
perdelerden olan Sol-La sesleri arası yarım değil tam seslerden
oluşmaktadır. Yani bir oktav içerisinde on perde bulunmaktadır.
Bununla birlikte çalgının ses genişliği akortlara göre değiştiğinden
iki oktav civarındadır. Perde ayarlarını herhangi bir ölçü
aleti kullanmaksızın duyuşuna göre (kulaktan) yapmaktadır.
Ramazan
Güngör’ün Üç Telli Kopuzu Çalma Şekilleri:Ramazan Güngör
üç telli kopuzunu solak çalmaktadır. Hem parmakları ile
tellere vurup çektirerek, hem de ezgi çaldığı elinin
parmakları ile telleri çektirerek sesler çıkarmaktadır.
Tezene yerine kendisinin “Tıska Vurmak” dediği, işaret ve
orta parmağı ile yukarıdan aşağıya doğru vurup,aşağıdan
yukarıya doğru parmaklarını değişik şekillerde çektirerek
değişik ritmlerde sesler çıkarmaktadır. Bazı ezgileri ise küçük
parmağı ve baş parmağı ile kopuzu tutup, işaret parmağı
ile telleri sadece aşağıdan yukarıya doğru çektirerek çalmaktadır.
Özel olarak çaldığı “Çömlek Kırdıran Havası”
dediği ezgide ise, sesleri kopuzun göğsünde değil, sap üzerinde
telleri işaret parmağı ile telleri çektirerek ve yine işaret
parmağı ile tellere vurarak çalmaktadır.
Ramazan
Güngör’ün Kopuzda Yaptığı Akortlar (Düzenler):
Ramazan Güngör’ün çaldığı ezgiler kadar yaptığı
akortlarda ilgi çekicidir. Yaptığımız derleme çalışmalarında
üç telli kopuzunu yedi değişik şekilde akortladığını
tespit ettik.
1. Boğma
Düzeni: Ramazan
Güngör, bu düzeni kopuzu çalış biçimine göre
|
|
Alt Tel Orta Tel
Üst Tel
|
isimlendirmiştir.
Bu düzendeki ezgileri çalarken, baş parmağı ile hem üst
teli, hem de orta teli devamlı boğmaktadır. Bu nedenden dolayı
bu düzene “Boğma Düzeni” demiştir. Baş parmağını üst
tel ile birlikte orta tele de aynı anda basabilmek için orta
telin üst eşikte,üst tele doğru bir yeri daha vardır. Bu düzeni
yaptığı zaman orta teli üst tele doğru yaklaştırmaktadır.
Böylece orta teli de üst tel ile birlikte daha kolay boğmakta
ve tellerin bu konumu çalış kolaylığı sağlamaktadır.
2.
Kopuz
Düzeni: Ramazan
Güngör, kopuzun asıl düzenin bu düzen
|
|
Alt Tel
Orta Tel
Üst Tel |
olduğunu
belirtmektedir. Bu nedenden dolayı bu düzene kopuz düzeni adını
vermektedir. Anadolu’da Veysel Düzeni veya Bağlama Düzeni adı
ile bilinen düzenin aynısıdır.
3.
Zeybek
Düzeni: Ramazan
Güngör bu düzene “Zurna Düzeni” de
|
|
Alt
Tel
Orta Tel Üst Tel |
demektedir.
Bu düzenden çaldığı ezgilerin çoğunluğunu zeybek ezgileri
oluşturmaktadır. Bilindiği gibi bölgede zeybek ezgileri çoğunlukla
iki zurnacı tarafından çalınmaktadır. Bunlardan birisi dem
sesinde (karar sesinde) dururken diğeri melodiyi çalmaktadır.
Ramazan Güngör’de gelenekteki bu icra biçimini çalgısı ile
taklit etmektedir.
4. Bozuk
Düzen: Ramazan
Güngör’ün bu düzene bozuk düzen demesinin
|
|
Alt Tel
Orta Tel
Üst Tel |
sebebi,
tellerin her birinin sesinin diğerinden farklı olmasından dolayıdır.
Bu düzenden çaldığı ezgilerde işaret parmağı ile Si
perdesinde orta (Mi sesi) ve alt tele devamlı basmaktadır. Alt
telde bastığı Si sesini ise, üst telde bir oktav pes sese de
akortlamaktadır. Bu düzenden daha çok Si kararlı ezgiler çaldığından
tonik sesi veya karar sesini
çiftlemektedir.
5. Çiftetelli
Düzeni: Çok
az kullandığı bu düzenden sadece “Çifte Telli”
|
|
Alt Tel
Orta Tel
Üst Tel |
adını
verdiği ezgiyi çalmaktadır. Aynı adla başka bir ezgiyi de
zeybek düzeninden çalmaktadır.
6. Kaval
Düzeni: Bu düzen
de Ramazan Güngör’ün “Çifte Telli Düzeni”
|
|
Alt Tel
Orta Tel
Üst Tel |
gibi
az kullandığı düzenlerden birisidir. Bu düzende kavalın
horlatmalı çalım şeklini çalgısı ile taklit etmektedir.
7. Misket
Düzeni: Bu düzenden
çaldığı ezgiler, yörede herkes tarafından
çalınan
ve söylenen türkülerdir. Kaval ve çiftetelli düzeni gibi az
kullandığı bu düzeni, bölgede cura veya bağlama çalan diğer
mahalli sanatçılardan öğrendiği düşüncesindeyim.
Ramazan Güngör,
yaptığı akortların hepsini alt tele göre düzenlemektedir.
Alt tel bazı düzenlerde biraz pes olmakla birlikte diyapazonun
La’sına yakın bir şekilde tınlamaktadır. Yani Ramazan Güngör’ün
çalgısı taranspoze bir çalgı değildir. Bu sesi ise tellerin
gerginlik durumuna göre ayarlamaktadır. Teller fazla tiz (ince)
olduğu zaman, tezene gibi kullandığı parmaklarını acıttığından
veya kestiğinden pesleştirmektedir. Fazla pes yaptığı zaman
ise, “sesler cızırtılı çıkıyor” diyerek telleri tizleştirmektedir.
Yaptığı akortlarda bazen alt tel ile orta tel, bazen orta tel
ile üst tel, bazen de alt telin oktav sesini üst tele yaparak
aynı sesi(genellikle tonik sesi) çiftleştirmektedir. Yani aynı
sesi iki tele akortlamaktadır. Bazen de aynı sesi üç tele
birden akortlamaktadır. Akortlarındaki bu çiftlemeleri, bazen
La, bazen de Re sesinde yapmaktadır. Üç telli kopuzun akortlarındaki
aralıklar temel sesin (alt telin) dörtlüsü, beşlisi, ikilisi
ve aynı sesin çiftlenmesi şeklindedir.
Bu akorları aynı
zamanda çaldığı ezgilerde de oldukça sık kullanan Ramazan Güngör,
ezgilerinin icrasında temel ses veya karar sesin çiftlemesine
ayrı bir önem vermektedir. Bizim yaptığımız derleme çalışmalarında
bunu tespit ettiğimiz gibi, daha sonra yapılan derleme çalışmaları
sırasındaki icralarında üç telli yerine dört telli çalgısını
daha fazla kullanmayı tercih ettiğini gördük. Bu çalgıdaki dördüncü
teli ise, daha çok dem ses veya çaldığı türkülerin karar
sesine akortladığı üst telin yanına bağlamaktadır.
Ramazan Güngör,
halk müziği repertuarına kazandırdığı ezgilerin ve
repertuara henüz girmemiş bir çok halk türküsünün kaynak kişisidir.
Gerek çalgısı gerekse çaldığı ezgiler bugün halk müziği
ile ilgili bir çok konuya ışık tutacak niteliktedir. Dileğimiz
bu ezgilerin değerlendirilmesi ve gün yüzüne çıkmamış
Ramazan Güngörlerin de ortaya çıkarılmasıdır.
YARARLANILAN
KAYNAKLAR:
ÇEVİK,
Doğanay, Fotoğraf ve
Video Filmler; Kültür Bakanlığı HAGEM Arşivi No:
F.91.0157-0192 arası ve B.V.B.90.0081, 0082, 0083.
ÇİNE,
Hamit, Üç Telli Bağlama
Metodu, İzmir.
EKİCİ,
Savaş, Derleme Bantları,
Kültür Bakanlığı HAGEM Arşiv No: B.90.0222, 0223, 0224,
0225, 0226, 0227, 0228.
EKİCİ,
Savaş, Ramazan Güngör ve
Üç Telli Kopuzu, Kültür Bakanlığı, HAGEM Yayınları:188,
Halk Müziği ve Oyunları Dizisi:10, Ankara, 1993.
EKİCİ,Savaş,
Bağlama İçin Etütler ve
Tezene Çalışmaları, Gaziantep Üniversitesi Yayınları,
Gaziantep, 2000.
Ege
Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı Öğretim Görevlisi
Abdurrahim, KARADEMİR’in
özel derleme çalışmaları ve video bant arşivi.
|