Tatyan : Tatyan hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır.
Tatyan dediğimiz türkülerin kaynak kişilerinden Raci Alkır,
Tatyanın; “tatlı dil, tatlı söyleme” anlamında olduğunu
söylemektedir. Yaptığım araştırma neticesinde,, bu tarifin
karşılığını Kaşgarlı Mahmut’un, Divan-ı Lûgat-it Türk eserinde
buldum. Lûgatta “tatgan” sözcüğü yukarıdaki tarifin karşılığı
olarak yazılıdır. Demek lâzım ki, tatlı söyleme gibi anlatımın
belirlediği “tatgan” sözü, değişikliğe uğrayarak “ tatyan” olmuş
çıkmıştır. Ayrıca Ziya Gökalp’ın tatyan hakkındaki tarifi şöyledir
: “Türklerden gayrı olanlar” yada “gayri müslimlere verilen ad.”
Konuya ilişkin olarak, Erzurum Halk Oyunları ve Türküleri Derneği
Başkanı Sebahattin BULUT ise, tatyanın sonradan tasavvuf veya
tekke müziğine dönüştürüldüğünü söylemektedir. Bulut, Erzurum
folkloründe tatyanlar adlı araştırma yazısında: “Erzurum’da kadın
oyun havası olarak bilinen “tatyan” isimli kadın oyun havasının
tarihi akışı içinde kalıp değiştirdiği ve son 60 yılda bir
tasavvuf veya tekke müziği biçimine döndüğü bir gerçektir. Yaşı
benim gibi 70’in üzerinde olan Erzurumlular, tatyanın düğün ve
şölenlerde oynanan bir oyun havası olduğunu çok iyi hatırlarlar.
Oyun sözcüklerinin hâla belleklerde yaşadığına da inanıyorum.
Tatyan isimli bu kadın oyun havasının sözcükleri şöyleydi :
Amman amman amman |
Amman amman amman |
Burç üstüne bayrakları kurdular |
Ey hamamcı bu hamama güzellerden kim gelir |
O zamanda ezelhanı vurdular |
Ne bileyim ay efendim günde yüz bin can gelir |
Hadi leyli leyli leylim gel |
Hadi leyli leyli leylim gel |
Bir tanem gel gel, efendim gel |
Bir tanem gel gel, efendim gel |
Bir devrin oyun havası olarak bilinen bu tatyan havası, tekke ve
zaviyelerin güzel sesli insanları tarafından başka bir kalıba
sokuldu, neticede başka başka tatyanlar karşımıza çıktı. Biz
yaptığımız araştırma ve incelemede tatyan sözcüğünü evvela
lügatlarda aradık. Ferit DEVELİOĞLU’nun Osmanlıca Türkçe lügatinde
“tat” sözcüğünün, “Türklerden gayrı olanlar” anlamını ifade
ettiğini gördük. Bir “yan” ilavesiyle tatyanın Türklerden gayrı
yan olabileceğini düşündük.
Bir başka yaklaşım : Erzurum yöresinin mahalli şive ve sözlükleri
içerisinde bulduğumuz “tat” sözcüğü ise, çorabın boğazdan aşağı
alt veya taban kısmının adı.”Çorapların tabanları yırtılmıştı,
tat’larını değiştirdim” sözcüğü, kadınlar arasında çok söylenen
bir terimdir. Konuya bu mahalli deyimle yaklaştığımızda, bir “yan”
“ayak” anlamı karşımıza çıkıyor. Bu ifade bir oyun benzetmesinden,
bir figür anımsamaktan başka ne olabilir ?”
Benim incelemelerime göre, tatyanları tekke veya tasavvuf musikîsi
içerisinde değerlendirmek uygun değildir. Çünkü tatyanların
sözlerine bakıldığında; çoğunlukla kadın, aşk ve sevgili gibi
temaların işlendiği görülmektedir. Bu temaların tasavvuf veya
tekke müziğinde kabul görmesi imkânsızdır. Bu fikrin ortaya atılma
sebebine gelince: Erzurum ve çevresinde, dini günlerde, (özellikle
ramazan aylarında) halkımızın, güzel sesli hafızlardan ve mahalli
sanatçılardan gazel okumalarını isteme geleneği vardır. Burada
kastedilen, (Seyreyle güzel kudreti Mevlâ neler eyler) tasavvuf
şiirleridir ama, bazılarınca tatyan zannedilmektedir.
Gazelin bizim edebiyatımızdaki örneklerinde; dinî ahlâkî ve
tasavvufî olanları vardır. Ancak bunların tümü için “tatyandır”
demek doğru değildir. Bu sözcük uydurukta olsa, şöyle yada böyle,
halkın belleğine yerleşmiştir. Kısacası tatyan olarak bilinen
repertuarımızdaki eserler, divan şiirinden gelen ve çoğunlukla
kadın, aşk, sevgili gibi temaları işleyen gazellerdir. Zaten
gazellerin toplanıp yazıldığı yer, “Divan” adlı şiir kitaplarıdır.
Örneklediğim tatyanlar arasında “Dün gece yâr hanesinde yastığım
bir taş idi” türküsünün sözlerinde; yâr hanesinde bulunmanın
mutluluğuna ve yaşanan hayata dair, güzel, ahlâkî ifadeler
kullanılmıştır.
Gazel : Divan şiirinin çok sevilen bir nazım şekli ve şiir
tarzıdır. Kelime mânası aşk ve sevgi üzerine konuşmak, sohbet
etmektir. Gazelin bizim edebiyatımızdaki örneklerine, dinî,
ahlâkî, tasavvufî mahiyeti yanında kadın ve aşka dair olanları
bulunmak üzere Anadolu sahasında rastlanır. Bu duyguların gazel
tarzında coşkunca ifade edilmesi, bu yolda yürüyen şairleri
etkilemesi bakımından önemlidir. Böylece gazel; tabii ve beşeri,
maddi ve manevi güzelliklerin, zevk ve eğlencelerin, aşk, heyecan
ve acıların, kader karşısındaki çaresizliklerin, neşeli, yanık,
gururlu, duygulandırıcı bir ifade haline gelerek hüviyetini
kazanmıştır. Gazeller; yaşanan hayata, çevreye ve tabiata dair
aşkı, güzelliği, samimi, zarif ve şuh bir ifadeyle ortaya
koyarlar.
Beyit sayısı dört ila on beş arasında değişmektedir. Kafiye düzeni
bakımından, genel olarak ilk beyit birbiriyle kafiyeli, diğer
beyitlerin ilk mısraları serbest, ikinci mısraları birinci ile
kafiyelidir. ( a a / b a / c a / d a ) Şair, son beyitte, bazen de
bir önceki beyitte “ mahlas âdını verdiğimiz ismini kullanır.
Mahlassız gazele rastlamak da mümkündür. Arûzun şu veya bu
vezniyle kullanılma gibi bir şartı yoktur. Konu itibariyle gazel
beyitleri bütünlük bakımından sınırlanmaz. Mesela, beyitlerden bir
veya birkaçı güzellikten ve aşktan bahsederken, bir başkası toplum
kurallarından, ilkbahardan, insanların vefasızlığından kaderin
cilvelerinden bahsedebilir. Ancak, gazele has bir bağlantı ve
birliğin bulunmasına, bir kompozisyona sahip olmasına dikkat
edilir.
Klasik şiirimizin en lirik örneklerinin başında gazeller gelir.
Gazelin toplanıp yazıldığı esas yer, “ divân “ isimli şiir
kitaplarıdır. Gazeller bestelenerek veya irticalen okunma şekliyle
fiilen mûsikimize girmiş, önemli bir yer kazanmıştır. "Müstezat"
ve "Musammat" adında iki şekli vardır. (Musammat gazel,
ortasından ikiye bölünebilen, eş değerli kalıplarla yazılırlar.
Mısraların ortasında da kafiyeler bulunur. Aşağıda Erzurum
yöresinden örnekler verilmiştir.)
Erzurum Yöresine Ait, Ölçü Değeri 4 Zamanlı ( 4/4 ), Bir “Gazel”
Örneği :
Kaynak: Faruk KALELİ
(Yörede “Tatyan” olarak tanınır, Sözleri
Fuzuli’ye aittir, aruzlu türkülerdendir.)
Aman aman aman
aman aman aman |
|
Bende mecnundan füzûn
aşıklık istidadı var |
Ey ey ey ey
efendim, aman |
|
Aşık-ı sadık benim, Mecnun’un
ancak adı var |
Adı leyli leyli
leyli, bir tanem |
|
◊◊◊◊◊
Aman aman aman
aman aman aman
|
Kıl tefâhür kim senin var hem benim
tek aşıkın |
Ey ey ey ey efendim,
aman |
Leyli’nin Mecnun’u Şirin’in eğer Ferhad’ı
var
Adı leyli leyli
leyli, bir tanem gel
|
Vezni : ---- v ---- ---- / ---- v ---- ---- / ---- v ----
---- / ---- v ----
Fâ i lâ tün fâ i
lâ tün fâ i
lâ tün fâ i lün
Erzurum Yöresine Ait,
Ölçü Değeri 2 Zamanlı ( 2/4 ), Bir “Gazel” Örneği :
Kaynak : Hulusi
SEVEN
(Yörede
“Tatyan” olarak tanınır, sözleri Kâmi’ye aittir, aruzlu
türkülerdendir.)
Yandı canım tende
ey rûh-i revânım bir su ver
|
Kurudu saki
hararetten dehanım bir su ver |
(
Aman aman aman aman aman aman efendim gel gel ) |
Tesne-i ol lâl-i
lebin ruhlerinden isterim |
Yandı dil pişti,
ciğerler nevcivanım bir su ver |
(
Aman aman aman aman aman aman efendim gel gel ) |
Sıva beyaz
kolların altun bulaktan Kâmi’ye |
Ey dudağı havzı
kevserden nişanım bir su ver |
(
Aman aman aman aman aman aman efendim gel gel ) |
Vezni : ---- v ---- ---- / ---- v ---- ---- / ---- v ----
---- / ---- v ----
Fâ i lâ tün fâ i lâ
tün fâ i lâ tün fâ i lün
Erzurum Yöresine
Ait, Ölçü Değeri 10 Zamanlı ( 10/8 ), “Gazel” Örneği :
Kaynak : Raci
ALKIR
Seyreyle güzel
kudreti Mevlâ neler eyler |
Allah’a sığın
adli teala neler eyler |
|
Meyl’eylemezem
gayrısına Hazreti Hak’tan |
Şol yüzleri dost
özleri düşmandan usandım |
Vezni : ---- ---- v / v ---- ---- v / v ---- ---- v / v
---- ----
Mef’ û lü me fâ î lü me
fâ î lü fe û lün
Erzurum Yöresine
Ait, 4 Zamanlı ( 4/4 ), “Gazel” Örneği : ( Musammat Gazel )
Kaynak : Raci
ALKIR
(Yörede “Tatyan” olarak tanınır, aruzlu türkülerdendir.)
Vezni : ---- v ---- ---- / ---- v ---- ---- / ---- v ---- ----
/ ---- v ----
Fâ i lâ tün â i lâ
tün fâ i lâ tün fâ i lün
Erzurum Yöresine Ait, 4 Zamanlı ( 4/4 ), “ Gazel
“ Örneği : (Musammat Gazel)
Kaynak : Raci
ALKIR
Vezni : v ---- v
---- / v ---- v ---- / v ---- v ---- / v ---- v ----
Me fâ i lün me fâ i lün me fâ i lün me fâ i lün
1 Erzurum Radyosu THM Sanatçısı
|