Geleneksel bir müzik türü olan tasavvuf halk
müziği ürünlerinin en başında yer alan nefesler genellikle bir
oktavlık ses genişliği içinde seyir eden basit melodilerden
oluşabilmektedir. Trakya’dan tespit ettiğimiz örneklerde de olduğu
gibi bazen bir oktavı aşan; dizi ve tartım yönünden çeşitlilik,
zenginlik gösteren örneklere de rastlanılmaktadır. Sipsi, mey,
zurna, kemane gibi halk müziği çalgıları bu müzik türünde yer
almamıştır. Bunun nedenlerini şu şekilde açıklamak mümkündür:
Öncelikle bir ibadet biçimi olan “Ayin-i Cem”lerde asıl amaç müzik
yapmak ve eğlenmek olmayıp, birlik ve beraberlik içinde Hakka
yaklaşmak; Allah, Resulullah ve ehl-i beyt’in sevgisini kazanmak
üzere erkan ve adabı içinde nefes söyleyip semah etmek... Ayin-i
Cem erkanlarında insan sesi ve sözü (doğal olarak) daima ön
plandadır. Atalarımızın yadigarı olan “kopuz”un Anadolu’daki ve
Rumeli’deki devamı olan “bağlama” meydanlarda daima yer almıştır.
Orta Asya’da şaman geleneklerinde varlığını sürdüren kopuz,
Anadolu’ya ve Balkanlara gelirken, Şamanların yerine Alevi
dedelerinin, Bektaşi canlarının dizlerinde yer alarak Ayin-i Cem
meydanlarına girebilmiştir. Diğer halk sazlarının bu meydanlara
giremeyişlerinin en makul sebeplerinden biri bu olmalıdır.
Trakya’da Seyyid Ali Sultan kolu olarak bilinen Edirne civarı köy
Bektaşileri, geleneklerine uygun olarak “zakir” adı verilen ve
bağlama çalıp nefes söyleyen en az iki kişiyi muhabbetlerinde
mutlaka bulundurmaktadırlar. Kırklareli ve Tekirdağ’ın Bektaşi
köylerinde de durum aynı olup, bağlama çalan kişiler meydanlarda
babaların ve dedelerin hemen yanı başında yer almakta; bu kişilere
çok değer verilmektedir. Anadolu’da yaygınlaşma eğilimi gösteren,
kısa saplı ve “çöğür” tabir edilen bağlama tipi yerine, Trakya
Bektaşi meydalarında Rumeli’li Tanburacı Osman Pehlivan ve
Kırklareli’li Tanburacı Aşık Ali’nin çaldıkları tanburalara benzer
yapıdaki uzun saplı bağlamalar kullanılmaktadır. Halen
Kırklareli’ne bağlı Terzidere’li Aşık Hasan Uslu Kırklareli’li
Bektaş dervişi Hasan Hüseyin Aslan’ın Edirne’ye bağlı Musulca
Köyü’nde meskün Bektaşi zakirlerinden Mustafa Çetin, İlhan
Demiralay, Mustafa Koç, Hasan Kaçar ve daha bir çoğunun
kullandıkları bağlamalar, Türk Halk Müziği’nde kullanılan
geleneksel uzun saplı bağlamalardır.
Kısa saplı bağlamaların Trakya bölgesi tasavvufi halk müziğinde
pek kullanılmamasının bizce en önemli nedeni, Anadolu’lu
aşıklarının deyişlerde kullandıkları aşık tarzı tabir edilen ve
Aşık Veysel Şatıroğlu ile adeta kalıplaşan deyiş ezgilerinin dar
çerçevesine -sekileme ezgi stilinde olduğu gibi- karşılık Trakya
nefeslerinin ezgi yapısındaki zenginlik ve dizi çeşitliliğidir. Bu
ezgileri uzun saplı bağlamalarla yöreye ait tavırla icra kolaydır.
Aşağıda da görüleceği üzere tasavvuf şiirlerin bazılarında ‘saz”
veya çalmak” ifadeleri de yer almaktadır:
HÜSNÜ BABA EYLER CANDAN NİYAZI
DEM SUNSUN SAKİLER KILSINLAR BAZI
OKUNSUN NEFESLER ÇALSINLAR SAZI
ALİ’NİN DOĞDUĞU EYYAM BU DEMDİR
Bu konuda bir başka örneği de şair Sulhi’den verelim:
HAKK’TAN BİZE HER DEM HİDAYET OLUR
MUHAMMED ALİ’DEN İN OLUR
SAZ ÇALSAK ALLAH’A İBADET OLUR
DAVUD PEYGAMBERDEN REB VAR
Tasavvufi Halk Edebiyatı Türk Halk Edebiyatı’nın bir dalı olduğu
gibi, Tasavvufi Halk Müziği de Türk Halk Müziğinin bir dalıdır.
Türk Halk Müziği genel bir kavram olarak müzik tasnifinde yer
alırken tasavvuf konulu şiirlerden oluşan ve mahalli müzikten
etkilenen tür de Tasavvufi halk müziği olarak adlandırılmaktadır.
Türk Halk Müziği’nde “türkü” ne kadar yaygın bir tür ise Tasavvufi
Halk Müziği’nde “nefes” de o kadar yaygındır. Halk şiiri olarak
türkülerin yapısı ile nefesle yapısı arasında büyük bir benzerlik
mevcuttur. Hemen hemen bütün türkülerde söz ve müzik unsuru
anonimdir. Buna karşılık nefes olarak bilinen şiirlerinin
yaratıcıları belli olup en son dörtlükte (şah beyitinde)
mahlasının veya isminin geçmesi, en belirgin farklılık olarak
çarpar.
Hem türkülerin hem de nefeslerin müziği anonim olup, yaratıcıları
bilinmemektedir. Ayrıca bazı eserler, Türk Sanat Müziği (TSM) ile
Türk Halk Müziği (THM) arasında bir köprü vazifesi görmektedirler.
Tıpkı klasik Rumeli türkülerinin TSM örneklerine yakınlığı gibi...
Hacı Bektaş Veli’nin feyizli pınarından yetişerek, milli kültürün
halka anlatılabilmesi için eğitilmiş ozanlar çok defa elde saz,
başta külah, köy köy, kent kent dolaşıp halkı etkilemekteydiler.
Halk da kendi konuştuğu dille, dini ve sosyal sıkıntılarını
getiren bu dervişleri, Arap ve Fars dilleriyle konuşan zahiri
bilginlere ve onların öğretim biçimlerine tercih ediyordu.
Bunların en önemlisi de Anadolu’da halkın bağrından çıkarak Türkçe
tasavvufi şiirler söyleyen Yunus Emre’dir. Yunus’un içten ve
duygulu sözleri, Türk insanını çok derinden etkilemiştir. Bir
şiirinde O da zamanında yaygın olan ve Türklerin en köklü
sazlarından “kopuz” için bir şiirinde şunları söylemiştir:
BEN ORUÇ NAMAZ İÇÜN
SÜCÜ İÇDÜM ESİRDÜM
TESBİH-Ü SECCADEYÇÜN
DİNLEDİM ÇEŞTE KOBUZ
Yunusun ardından Kaygusuz’lar, Sait Emreler birbirini düzenli bir
biçimde izlemişlerdir. Bunlar milli vezni kullanarak, çok sade bir
dille şiirler söylemmişler; halk da kendi diliyle söylenen bu
şiirleri candan benimsemiştir. Giderek bu tür şiirlerin yer aldığı
edebiyat içinde farklı bir şiir tipi meydana gelmiş ve genel
olarak “nefes” adıyla anılır olmuşlardır. Bunların nefes diye
adlandırması, “Enfas’ül şuara mıftah’ül cenne" (Şairlerin
nefesleri, cennetin anahtarıdır...) anlamındaki onurlu hadisin
ruhuna ve özüne oldukça uygundur. Tanbura sazını ve yapıldığı
ağacı konu eden bir nefes Trakya’da yaygın olup aynı semah
nefesleri arasında yer almaktadır:
ÖT BENİM SARI TANBURAM
SENİN ASLIN AĞAÇTANDIR
AĞAÇ DERSEM (ŞAH ) GÖNÜLLENME
KIRMIZI GÜL AĞAÇTANDIR
ALİ FATİMENİN YARİ
ALİ ÇEKTİ ZÜLFÜKARI
DÜLDÜL ATININ EĞERİ
O DA YİNE AĞAÇTANDIR
ALİ GİTTİ HAKKA YETTİ
ZÜLFÜKARI DERYA YUTTU
SADİ VAKKAS BİR OK ATTI
O DA YİNE AĞAÇTANDIR
Bir tasavvuf okulu olan Bektaşilik içinde yaşayan bu şiirler
zamanla Anadolu’dan Balkanlara doğru giderken, coğrafi konumu
itibarıyla Trakya Bölgesi bir köprü görevi üstlenmiştir. Trakya’da
belli ezgilerle icra edilen bu şiirlerin müziği de “Tasavvufi Halk
Müziği”nin Trakya stili”ni oluşturmuştur.
Trakya Bölgesinin Tasavvufi Halk Müziği
Hüseyin Yaltırık
T.C. Kültür Bakanlığı-2002
|