|      Halk müziğimizi meydana getiren türkülerimiz
              toplumumuzun aynasıdır. Bu aynaya baktığımızda,
              toplumumuzun acısı, sevinci, kederi, aşkı, gurbeti vb.
              unsurları rahatlıkla görülebilir. Hasılı toplumumuzun duygu
              ve düşüncesinin dile gelme aracıdır türküler.
 Türkülerimiz; kaynağından çıktığı gibi
              kalmamış, halkın dilinde ve telinde nakış işlenerek, özümlenerek,
              yorumlanarak yeni boyutlar kazanmış, çeşitli değişikliklere
              uğrayarak ferdiliklerini kaybetmişler, derleyiciler aracılığıyla
              da bizlere ulaşmışlardır.
              
               Türkülerimizin bu zaman dilimi içerisinde uğradığı
              değişiklikler ''folklorik oluşum'' (anonim olma) dediğimiz
              evreyi meydana getirir. Folklorik oluşumunun meydana gelmesini sağlayan
              en önemli faktör de o zamanda iletişim araçlarının olmayışı,
              iletişimin dil ve tel aracılığıyla gerçekleşmiş olmasıdır.
              İşte bu özellik ferdi olan türkülerimizin anonim olmasını
              sağlamış, anonimlik ilkesi de türkülerimizin vazgeçilmez
              unsuru olmuştur.
              
               Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisinin 6.
              cildinin 1482. sayfasında, Sn. Nida Tüfekçi'nin hazırlamış
              olduğu bölümde Halk Müziğinin özellikleri şu şekilde sıralanmış
              :
              
               1-Sahibinin
              bilinmemesi
              
               2-Halk
              tarafından benimsenip onun ifadesine bürünmüş olması                
                   3-Kulaktan kulağa verilmek suretiyle hayatını sürdürmesi
 4-Gelenek
              haline gelmesi
              
               5-Zaman
              içerisinde derin bir geçmişi olması
              
               6-Halkın
              ortak malı olması
              
               7-Mekan
              içinde yaygın olması
              
               8-Yöresel
              dil ve müzik özelliklerini bünyesinde taşıması9-İddiasız olması
 10-Kişisel
              yapım olmaması
              
                     
              Bu tespitler anonim olan türkülerimizin kıstasları.
              Demek oluyor ki, türkülerimiz. yukarıda belirtilen özelliklere
              sahip olması gerek. Aksi takdirde, bu özellikleri taşımayan
              ezgileri türkü olarak kabul edilmeyecektir.
              
               Şimdiye kadar çeşitli türkülerimiz bu özellikleri
              taşıyarak çalınmış, söylenmiş ve TRT repertuarına girmiştir.
              
                   
              Ama şimdi bu kural ihlal edilmiş. Kuralın ihlal olması
              çağın getirdiği yeniliklerden ve "son sistem" iletişim
              araçlarından kaynaklanmaktadır.
              
               1985 yılında, Senem Matbaası tarafından yayımlanan
              4 ciltlik Müzik Ansiklopedisinin Halk Müziği Bölümünde (2.
              cilt. s. 577) konuyla ilgili şu bilgiler yer almaktadır.
              "Halk Müziği toplumların bütün boyutlarıyla hayatından
              kaynaklanan, duygu, düşünce ve zevklerini işleyerek dile getiren,
              ait oldukları toplumların kültürünü yansıtan sözlü ve sözsüz
              ezgilerdir'' diyerek devam edilmekte.
              
               "Hugo
              Riemann halk müziğini üçe ayırıyor;
              
               1-Ezgisi
              ve sözleri kimin tarafından yapıldığı belli olmayanlar
              
               2-Birçok
              neden ve saiklerle halk tarafından benimsenmiş halk şarkısı
              ifadesi taşıyanlar
              
                   
              3 -Melodik ve armonik bünyesi kolayca anlaşılan ve popüler
              bir ada taşıyan ezgiler
              
                   
              Moser'e göre; Halkın ortak malı olan şarkı ve
              melodiler halk türküsüdür.
              
                   
              Fransız Michelle Brenne Halk türküsünü; Halk tarafından
              benimsenen, kulaktan kulağa verilmek suretiyle yayılan ezgiler
              olarak tanımlar.
              
                   
              İngiliz Prat; Köylü arasından çıkıp gelenek haline
              gelen ezgiler halk türküsüdür demektedir.
              
                   
              İngiliz Bireniers; Halkın ortak malı olan, en basit. düz
              ve yalın şarkılardır ve yapanı belli değildir, tanımını
              kullanır.
              
               Halk müziğinin en belirgin niteliği anonim olmasıdır.
              Bu ürünler söyleyeni bilinmediği için halkın ortak malı
              olarak kalmıştır ve folklor değeri ağır basar .
              
               Dolayısıyla halk müziği; Müzik bilimcilerin
              araştırma alanında olduğu ölçüde, folklorcuların da araştırma
              alanına girer'' denilmektedir.
              
               Türkülerin anonim olma evresindeki iletişim araçlarının
              etkisini yı1lar önce tespit eden Cahit Öztelli Hocamız,
              ''Evlerinin önü'' kitabında (Özgür Yayıncılık, 1983 11,
              Baskı, s. 195) "Yayılmada bugünkü durumda düne oranla şaşırtıcı
              ölçüde değişme ve ilerleme vardır. Radyo, televizyon,
              gramofon, teyp gibi teknik ve ileri araçlar yayılmayı son
              kertede ileri götürmüşlerdir .Bir türkü en kısa zaman içinde
              yurdun en uzak yerlerinde, dağda koyunlarını otlatan çobana
              varıncaya dek yayılmaktadır.
              
               Bu hızlı yayılma bir bakıma iyi olmadı
              denilebilir. Toplumlar sanat isteklerini adı geçen teknik araçlarla
              sağladıkları için yeni türküler pek az çıkıyor .Değişmeler
              hemen hemen olmuyor. Bir merkezden yayıldıkları için de donmuş
              olarak kalıyor'' demektedir.
              
               Cahit Öztelli Hoca'nın yıllar önce türkülerin
              anonim olma konusunda tespit ettiği tehlike günümüzde de gücünü
              bütün haşmetiyle göstermiş, yeni doğan bir türkünün
              anonim olma öze1liğini yok etmiştir .Zira kibrit kutusu büyüklüğündeki
              teyp cihazları, TV , radyo ve uydu yayınlan binlerce kilometre
              uzaklıktaki yerleşim merkezlerine ulaşmaktadır.Türkü yapımcıları
              ve yakımcıları da bu teknolojiden oldukça etkilenmiş, yakılan
              ve yapılan bir türkü hemen teyplere kaydedilerek, kaynağından
              kasete aktarılarak yaşatılması sağlanmıştır. Herhangi bir
              konuyla ilgili yakılan türkü anonim olmadan bize ulaşmaya başlamıştır.
              Çağın teknolojik konudaki gelişmesi, iletişimin dil ve tel
              aracılığıyla olmayışı, türkülerdeki anonim olma özelliğini
              ortadan kaldırmış, dolayısıyla anonim türkü üretimi de
              durmuştur.
              
               Anonim
              türkü üretiminin durduğunu tespit eden ilgililer bu ihtiyacı
              "beste'' ezgilerle karşılamaya başlamışlar , türkü
              karakterindeki "beste'' ezgiler anonimmiş gibi gösterilerek
              TRT Kurulundan geçirilmiş ve de halka sunulmuştur. Bu şekilde
              anonim olmayan ezgilere meşruluk kazandırılmış, dolayısıyla
              bir aldatmaca döneminin de başlaması sağlanmıştır. Bu aldatmacayı
              tespit eden Yalçın Tura ''Türk Müziğinin Meseleleri'' kitabının
              47. sayfasında aynen şöyle demektedir. ''ne yazık ki, bilhassa
              1940'lardan sonra bu iddia (Türk Musikisinin sadece halk
              musikisinden ibaret olduğu iddiası) böl ve hükmet görüşünün
              ajanları ve yardakçıları tarafından bol bol işlenerek masum
              zihinler bulandırılmış ve suni bir halk musikisi icra'ı
              bilhassa radyonun da yardımıyla yaygınlaştırılarak yeni ve
              ayrı tür haline getirilmiştir. Halkı musiki zevki üzerinde
              son derece menfi tesirler yapan bu
              cereyan giderek çözülmesi müşkül bir mesele halinde gelişmiştir.
              Folklor malzemesi ile ciddi sanat mahsül arasındaki fark gözden
              kaybedilmiş, giderek tükenen repertuar, yeni bestelerin
              derlemeymişçesine sunulmasıyla şişirilmeye çalışılmış,
              hatta bestekarı bilinen, dış kaynaklı bir takım yeni
              "mahnıların" Kars folklorundan örnekler yutturmacasıyla
              radyo mikrofonlarına getirilmiş, Kolhoz kahramanı Süreyya için
              bestelenmiş şarkı, Doğu Anadolu türküsü yapılmak istenmiştir''.
              
               Şimdi yapılanın da bundan farkı yok. Kaynağı
              ve yapımcısı belli olan türküler anonim diye repertuardan geçirilip
              vatandaşa sunulmaktadır. Bu konuyla ilgili tespit ettiğim bazı
              türküler;
              
               1.
              Türkü :
              
               VARIP
              NEYLEMELİ SILAYI GAYRI TRT Müz. Dai. Nota Yayınları
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 1190
              
               İnceleme Tarihi                  
              : 26.12.1975
              
               Yöresi                  
              : Adana
              
               Kimden Alındığı                  
              : İboş Ağa
              
               Derleyen                  
              : Kenan Şele
              
               Derleme Tarihi                  
              : 3.3. 1 971
              
               Notaya Alan                  
              : Tuğrul Şan
              
               (Ek
              1. Nota)
              
               Bu şekliyle repertuar kurulundan geçen Varıp
              Neylemeli Sılayı Gayrı türküsü. 1989 senesinin Kasım ayında
              kayıp ettiğimiz Adana'nın Halk Müziğine emeği geçen çok
              samimi dostum rahmetli diş doktoru Çetin Ünal Özülkü'ye
              aittir. Türküyü 1971 yılında ben notaya almıştım. 8/4'lük
              olarak notaya aldığım türkü Adana'nın Mahalli Halk Müziği
              Sanatçıları tarafından çeşitli yerlerde çalınıp söylendi,
              Ayrıca 1975 yılında Adana Halk Eğitim Merkezi Halk Müziği
              Korosunda Kazım Sanrı (Şimdi Adana Napoli Gömlekleri Mağazası
              sahibi) tarafından öğrencilere öğretildi. Aynı türkü Çukurova
              Radyosunun mahalli sanatçıları tarafından da defalarca (Ümit
              Öcal) çalınıp okundu. Yukarıda dipnotlarıyla verilen Varıp
              Neylemeli Sılayı Gayrı türküsü TRT repertuar kurulundan geçerek
              Türkiye Radyo ve Televizyonlarından Adana türküsü diye yayınlanmaya
              başlayınca. rahmetli Çetin Özülkü, zannediyorum 1984 yılında
              TRT Genel Müdürlüğüne yazdığı bir yazıyla türkünün
              anonim olmadığını, kendisinin bestesi olduğunu ve telif
              hakkı ödenmesini istedi. TRT rahmetlinin bu yazısı üstüne türküyü
              yayından kaldırdı ve telif hakkı vb. herhangi bir ödeme
              yapmadı.
              
               II.
              Türkü :
              
               AHU
              GÖZLÜM TUT ELİMDEN
              
               TRT
              Müz. Dai. Nota Yayınları
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 2693
              
               İnceleme
              Tarihi                  
              : 18.3.1985
              
               Yöresi                  
              : Çukurova
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : Osman Feymani
              
               Derleyen                  
              : Ankara Devlet Konservatuarı
              
               Derleme
              Tarihi                  
              : ------
              
               Notaya
              Alan                  
              : Ali Can
              
               III.
              Türkü :
              
               ÖLÜM
              Y AKAMDAN DUTMA GİT
              
               TRT
              Müz. Dai. Nota Yayınlan
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 2675
              
               İnceleme
              Tarihi                  
              : 18.3.1985
              
               Y
              öresi                  
              : Çukurova
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : Osman Feymani
              
               Derleyen                  
              : Ankara Devlet Konservatuarı
              
               Notaya
              Alan                  
              : Ali Canlı
              
               Ben 1987 yılında Mersin Halk Eğitim Merkezi ve
              Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu 1.
              Mersin Milli Kültür ve Eğitim Sempozyumu münasebetiyle, Aşık
              Feymani, Hayatı-Şiirleri ve Türküleri adlı bir tebliğ sunmuştum.
              Ayrıca Feymani'yle ilgili kitap hazırlığım münasebetiyle
              Feymani'yi uzun uzun dinledim. Şiirlerini, hayatını, türkülerini
              kaydettim. Kaydettiğim türkülerin arasında "Ahu Gözlüm
              Tut Elimden ve Ölüm Yakamdan Dutma Git'', adlı türküleri de
              vardı. Feymani'yle sohbetim esnasında bu türkülerin nasıl
              yakıldığını, türkülerin müziğinin kendisine ait olup
              olmadığını sorduğumda "söz ve müzik bana aittir. Daha
              önce yazmış olduğun şiirlerime irticali (doğaçlama) yaptığım
              müzikleri uygulayarak banta kaydettim. Kayda giren müzik hem kalıcı
              oldu, hem de unutulmadı''. Yani ortaya çıkan türkü formundaki
              ezgiler bütün özellikleriyle size ait, bunu mu söylemek
              istiyorsunuz? dediğimde başını sallayarak beni onayladı.
              "TRT Repertuarına giren türkülerim de böyledir. Yani
              benim bestemdir. Anonim değildir", Diyerek türkülerinin
              kendisine ait olduğunu ifade etti. (Bu türküler, Feymani'nin
              bana özel çalıp okuduğu kasette mevcutur, dinletilebilir).
              
               Feymani'nin Ahu Gözlüm Tut Elimden adlı türküsü
              bir hayli popüler oldu. Feymani'nin bu türküsünün popülaritesi
              TV'de yayınlanan bir programa konu oldu. Feymani programda popüler
              olan türküsünün kendisine ait olduğunu, nasıl meydana geldiğini
              de kısaca anlattı.
              
               IV.
              Türkü :
              
               İNCECİKTEN
              BİR KAR YAĞAR
              
               TRT
              Müz. Dai. Nota Yayınlan
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 2692
              
               İnceleme
              Tarihi                  
              : 18.3.1985
              
               Yöresi                  
              : Çukurova
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : Eyüp Tadil
              
               Derleyen                  
              : Ankara Devlet Konservatuarı
              
               Derleme
              Tarihi                  
              : ------
              
               Notaya
              Alan                  
              : Ali Can
              
                
              
               Örnek IV. Türküde kaynak kişi olarak gösterilen
              Eyup Tadil Adana'nın Feke ilçesinin köyünden olup, Aşık
              Eyyubi olarak bilinen genç bir halk ozanımızdır .
              
               Aşık Ayyubi adı geçen türküyü (IV. örnek)
              çeşitli programlarında "kendi bestem'' diye anons ederek
              çalıp söylemiştir. Konuya olan ilgim münasebetiyle bu anonsu
              defalarca duymuşumdur.
              
               Sözleri Karacaoğlan'a ait olan bu türkünün müziği
              ise (bestesi) Aşık Eyyubi'nindir.
              
               V.
              Türkü :
              
               AŞIKLAOA
              OLAN EFKAR
              
               TRT
              Müz. Oai. Nota Yayınlan
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 2129
              
               İnceleme
              Tarihi                  
              : 24.10.1982
              
               Y
              öresi                  
              : Sivas Kangal/Minare Köyü
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : Muhlis Akarsu
              
               Derleyen                  
              : Nida Tüfekçi
              
               Derleme
              Tarihi                  
              :
              
               Notaya
              Alan                  
              : Nida Tüfekçi
              
               VI.
              Türkü :
              
               SİYAH
              PERÇEMİNİ DÖKMÜŞ YÜZÜNE
              
               TRT
              Müz. Dai, Nota Yayınlan
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 2748
              
               inceleme
              Tarihi                  
              : 31,10.1985
              
               Y
              öresi                  
              : Erzincan/Tercan
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : Aşık Davut Sulari
              
               Derleyen                  
              : TRT
              
               Notaya
              Alan                  
              : Erkan Sürmen
              
                
              
                
              
               V. Örnek olarak verdiğim ''Aşıklarda Olan
              Efkar'' türküsü Davut Sulari tarafından okunan ve TRT arşivindeki
              ''Dost Bağından Bir Gonca Gül' türküsünün sözleri değiştirilmiş
              bir kopyesidir.
              
               Son dörtlüğünden Müslümi'ye ait olduğunu
              anladığımız "Aşıklarda olan Efkar" türküsünün
              notasının dip notunda aynen şöyle denilmektedir. " Deyişi
              bu ezgi ile Tercanlı Aşık Davut Sulari de dost Bağından Bir
              Gonca Gül sözleri ile okumuş. Radyo arşivinde mevcuttur. Bu sözler
              kendi deyişidir. Saz bölümleri Davut Sulari'nin çalışından
              yazılmıştır''.
              
               Sonuç olarak türkünün müziği ve sözleri Aşık
              Davut Sulari'ye ait olup; Müslümi tarafından bir başka sözle
              lanse edilmiş ve radyo repertuarına da o şekilde geçmiştir.
              Şunu ifade etmek istiyorum ki bu türküde kaynak ve yapımcısı
              belli olduğu halde anonim ezgiler grubu içerisinde kendini
              bulmuştur.
              
               Örnek olarak verdiğimiz (VI. türkü) yapımcısı
              belli türkülerden biri de ''Siyah Perçemini Dökmüş Yüzüne''
              TRT arşivlerine ölmeden önce Davut Sulari tarafından çalınıp
              söylenen bu türkü Erkan Sürmen tarafından repertuara kazandırılmış,
              Belkıs Akkale tarafından da banta okunmuş ve de epeyi popüler
              olmuş bir ezgidir. Aslında bu türkü de sahibi belli olup da
              repertuara giren, anonimlik evresini geçirmeden bize ulaşan türkülerimizden
              biridir. Türkü sözüyle, müziğiyle Davut Sulari'ye aittir.
              
               Keşke mümkün olsa da rahmetli Aşık Davut
              Sulari mezarından kalksa gelse de TRT yetkililerine Çetin Özülkü'nün
              dediği gibi ''Bu türkünün söz ve müziği bana aittir, ya
              bana telif hakkımı verin ya da yayından kaldırın'' dese;
              kaynak kişisi Davut Sulari olarak bilinen bütün türküler
              ''Varıp Neylemeli Sılayı Gayrı'' türküsü gibi muhakkak yayından
              kaldırılacaktır. Dikkat edilecek olursa Davut Sulari'nin yaklaşık
              bütün çalıp okuduğu kendine ait türküleri öldükten
              sonra notaya alınıp repertuar kurulundan geçmiştir. ''Davut
              Sulari'nin ölmeden önce anonim olmayan türküleri, ölümünden
              sonra mı anonim oldu?'' diye istemiyerek düşünesi geliyor
              insanın.
              
                
              
               VII.
              Türkü :
              
               CAN
              ÖZÜMDEN BESMELEYİ ÇEKİNCE
              
               TRT
              Müz. Dai. Nota Yayınları
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 3130
              
               İnceleme
              Tarihi                  
              : ------
              
               yöresi                  
              : Orta Anadolu
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : Ekrem Çelebi
              
               Derleyen                  
              : Can Etili -Erol Parlak
              
               Derleme
              Tarihi                  
              : ------
              
               Notaya
              Alan                  
              : Can Etili
              
               Bu türkünün sözleri Kahramanmaraş ilinin
              Elbistan İlçesinin Cela kasabasından şair Sayın Abdurrahim
              Karakoç'a (Şiir, Karakoç'un ''Dosta Doğru'' kitabında Bayram
              Bilge Toker'e izafeten ''İkinin Biri'' adı altında 7 dörtlük
              olarak yayınlanmış) bestesi ise Kırşehirli mahalli sanatçı
              Ekrem Çelebi'ye aittir. Ekrem Çelebi'nin ilk yayınladığı
              bantlarından "Sultanım'' türküsünü hatırlayacaksınız.
              Banttan sonra aynı türkü radyo repertuarına geçti ve günün
              en sevilen türküleri arasında yerini aldı. Ekrem Çelebi
              Karakoç'un "Mektup Derken Şiir Oldu Bak Gene'',
              "Doktor Benim Derdim Bambaşka Bir Dert'' diye başlayan şiirlerini
              bozlak formunda, "Sultanım'' (İkinin Biri) Şiirini ise kırık
              hava tarzında bestelemiştir (istenildiği takdirde adı geçen
              türküler banttan dinletilebilir). Adı geçen besteler şimdi çalınıp
              söylenmekte ve de tutulmaktadır. Ama anonim değildir. Türkünün
              sözleri Abdurrahim Karakoç'a, müziği ise Ekrem Çelebi'ye aittir
              (her iki sanatçı da sağ olup Ankara'da ikamet etmektedirler).
              
               VIII.
              Türkü :
              
               KANADIM
              DEYDİ SEVDAYA (Oy Tabip) 
              
               TRT
              Müz. Dai. Nota Yayınlan
              
               THM
              Repertuar Sıra No : 2855
              
               İnceleme
              Tarihi                  
              : 31.10.1986
              
               y
              öresi                  
              : K. Maraş
              
               Kimden
              Alındığı                  
              : ------
              
               Derleyen
              : ------
              
               Derleme
              Tarihi                  
              : ------
              
               Notaya
              Alan                  
              : Nazmiye Özgül
              
                
              
               Bu türkü de Aşık Mahsuni'ye aittir. Aşık
              Mahsuni'ye ait olduğunu vurgulayan üçüncü söz :
              
               Yan
              Mahsuni sine sine
              
               Düştüm
              güzeller içine
              
               Bugün
              bana noldu yine
              
               Kendim
              kendim seçemedim
              
               diye
              devam etmektedir.
              
                
              
               1970'li yıllarda adı geçen türkü Aşık
              Mahsuni tarafından plağa okunmuş plakta söz ve müziğin
              Mahsuni'ye ait olduğu, eserin kopye edilemeyeceği açıkça
              belirtilmiş.
              
               Ama maalesef repertuar kurulundan geçen ''Kanadım
              Deydi Sevdaya'' türküsünde yöresinden başka Mahsuni'yi hatırlatan
              hiç bir emarenin olmayışı dikkate değer bir konudur.
              
               Ayrıca türküyü kimin hangi kaynaktan derlediği
              de belli değil. Peki hiç bir kaynağı olmayan bu türkü nasıl
              ortaya çıkmıştır? Notası nasıl yazılmıştır? Notası
              yazılırken hangi ses bantından yararlanılmış? Yöresi nasıl
              tespit edilmiştir? soruları, repertuar kurulundaki
              yetkililerimizin hiç mi aklına gelmedi? 
              
               Bu sorulara cevap bulamayınca türkünün gaipten
              geldiğine neredeyse inanasım geliyor. Ama derleyici, türkünün
              kişiye ait olduğunu ifade eden bilgiler, vesikalar bulundursaydı
              türkü repertuar kurulundan ''beste'' türkü diye geçmeyecek,
              bizler de bu türküyü dinleyemeyecektik.
              
               Görülüyor ki çağın getirdiği yenilikler
              anonim türkü üretimini durdurmuş yerini beste türkülerin
              üretimine bırakmıştır. Halk müziğinde yıllardır devam
              eden beste ve anonim türkü kavgası modem iletişim araçları
              vasıtasıyla kendiliğinden çözümlenmiş, bizler istesek de
              istemesek de anonim türkülerin çıkmayacağı hükmüne vardırmıştır.
              
               Anonim türkü üreten kitleyi bir fabrikaya
              benzetirsek, bu fabrikada anonim türkü üretilmiyor diye müessesenin
              kapısına kilit vurup kaderiyle baş başa bırakmak mı gerek?
              yoksa bütün imkanları kullanarak fabrikanın üretiminin devamını
              sağlamak mı? Sorusuna, zannediyorum hepiniz başka kaynaklan
              da değerlendirerek üretimin devam etmesini istersiniz.
              
               O halde anonim türküyü üreten halkımız beste
              türküleri de üretecektir. Halihazırda Türkiye'de uygulanan
              ve yapılan budur.
              
               Benim bu düşüncelerimden anonim türkülere karşı
              olduğum imajı çıkarılmasın. Zira ben türkü hayranı
              birisiyim. Hele de anonim türkülere. Hiçbir müzik eğitimi
              olmayan halkımızın, türkülerdeki duygu, melodi ve usul
              zenginliğini gördükçe hayranlığım bir kat daha artmaktadır
              .
              
               Amacım "beste'' olan türkülerin anonim
              olarak sunulması sonucunda, ortaya çıkan aldatmacanın
              kalkmasıdır. "Beste'' türkü TRT repertuarından geçmiyor,
              yayınlanmıyor. Ama kişi "beste'' türküye anonim prosedürü
              uygulayarak kuruldan geçmesini ve yayınlanmasını sağlıyor.
              
               İşte "beste'' türkülerin kıstasları
              belirlenir, yozlaşmayı önleyecek tedbirler alınır, değerlendirmeler
              çok iyi yapılırsa, bu aldatmaca (anonim olmayan türkünün
              anonim diye sunulması) ortadan kalkacak, şarkılardaki gibi,
              Ahmed'in, Mehmed'in Ayşe'nin türküsü diye kayıtlara geçerek
              Radyo ve TV de çalınıp söylenecektir.
              
               Dileriz ki bundan sonra yetkililerimiz bu konuya
              bir açıklık getirerek, gerekli tedbirleri alırlar ve bu
              aldatmacaya da son verirler . 
              
               |