Ardanuçlu Aşık Efkari Baba'nın ''Fatma nene tavuğa taş atma nene''li türküleri, Posof'lu Aşık Müdami'nin aruz vezinli telaffuzu bile müşkül şiirleri, Sefil Selimi'nin Anadolu duruşlu posbıyıkları, Çobanoğlu'nun Kiziroğlu Mustafa Bey koçaklamaları geride kaldı. Birer tatlı hatıra olarak. Aşık Mehmet Ağa'nın, Gufrani'nin, Aşık Sem'i'nin ruhları şad edildi, hatıraları yad edildi.
Konya Turizm Derneği bir tarih şuuru içinde Turizm icap ve imkanlarına uygun olarak, özellikle halk sanatım, edebiyatını ve folklorunu halkın katına başarı ile çıkardı. Konyalı hemşehrilerimiz gerçek halk sanatının en taze örneklerini, gerçek halk sanatçılarının sazlarından, sözlerinden bol bol dinlediler ve memnun olarak salondan ayrıldılar.
Türkiye ölçüsünde ilk olarak turizm derneği tarafından bir Aşıklar Bayramı düzenlendi. Dernek yöneticilerinin bu düşüncelerini gerek Milli Eğitim Bakanlığı, gerek Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ilgilileri büyük bir memnuniyetle karşıladılar, her türlü ilgiyi gösterdiler. Şehrimizde de bu mübarek şehrin turizmine gerçekten gönül vermiş kişiler ve müesseseler derneğe her bakımdan yardımcı oldular. Konya Valiliği, Ürdu Komutanlığı, Konya Belediyesi, Konya Zahire Üdası, Ticaret Üdası, Milli Eğitim Müdürlüğü, Mevlana Müzesi Müdürlüğü, Kitaplık Müdürlüğü, bayramın manalı ve güzel bir şekilde sonuçlanmasında söz sahibi oldular.
Jüri, yurdumuzun tanınmış sanatçılarından, folklor uzmanlarından kuruluydu. Harici memleketlerde oldukları için Behçet Kemal Çağlar ve Ahmet Kutsi Tecer şehrimize gelemediler. Buna rağmen Ankara Radyosu'ndan Osman Özdenkçi, Türk Folklor Araştırmaları Dergisi sahibi İhsan Hınçer, Milli Eğitim Bakanlığı Folklor Enstitüsü Müdürü Cahit Öztelli, İstanbul Radyosu'ndan, Halk Türküleri ve Folklor Uzmanı Sadi Yaver Ataman, Halkiyatçı ve Kars Turizm Derneği Başkanı Fahrettin Kırzıoğlu jüri'de yer aldılar.
Bayram üç gün müddetle bir heyecan kasırgası içinde cereyan etti. Jüri dahi kararını güçlükle verebildi. Dinleyiciler ve sanatçılardan bir kısmı için bazı karar1ar sürpriz olarak karşılanmış olabilir. Türkiye ölçüsünde ilk olarak böyle bir bayram düzenlendiği için yarışma şartlarında cidden bazı açıklar olabilir. Mesela "profesyonel sanatçılar ve şairler yarışmaya giremezler, fakat programa iştirak edebilirler'' deseydik daha iyi olurdu.
Önemli olan şu: Hemşehrilerimiz bayramı candan benimsediler. Tarlaya ekilen tohum tuttu demektir. Gelecek yıl
ki bayram için şimdiden müracaatlar, bu bayramı göremeyenler arasında hayıflananlar, üzülenler var. Anadolu'nun gerçek halk sanatçıları ve saz şairleri de bayramı olumlu karşılayıp, jürinin kararına saygılı kaldılar. ''Tecrübelerimiz arttı'' ''usta şair abilerimizle tanıştık'' diyenlerin yanı sıra ''gelecek yıl mutlaka kazanacağım, göreceksiniz ağabey'' diyen şairler de çıktı. Gönül dernek olarak halk sanatının örnek temsilcilerine daha çok yararlı olmak, her sanatçının eserini, ayrı ayrı değerlendirmek isterdi. Neyleyelim ki, maddi imkanlar elvermedi. Elverdiği kadarını da aşıklar hoş gördüler.
Gerçek sanatın beşiği Mevlana diyarından halk şairlerimiz tatlı hatıraların yanısıra, sanat kabiliyetlerine yeni bir güç, yeni bir kişilik katarak ayrıldılar. Sanatçı olmanın, takdir edilmenin mutluluğunu bol bol duydular, yaşadılar.
Türkiye'mizde ilk olarak güçlü ve iddialı bir bayramı tesis etmenin ve yıllar boyu yaşatma azminin peşin sorumluluğunu ve acı tatlı vebalini Turizm Derneği gururla yüklendi. Turizme cidden inanmış ve gönül vermiş müesseseler ve iyi insanların yanı sıra, aydın hemşehrilerimiz de bayramı kıymetli varlıklarıyla manalandırdılar, renklendirdiler. Kıymetli basın mensuplarımız her vesile ile bayramın önemini belirttiler. Sağ olsunlar, var olsunlar, Aşıklar Bayramı bir gelenek halinde her yıl tekrar edilecek... Darısı gelecek yıl'a ve yıllara....
|