Yurdumuzda
üretilmekte olan Halk Çalgılarımızda ülkemiz için çok büyük
değer taşıyan kıymetli ağaçlar, bilinçsizce kullanılarak
ekonomimiz trilyonları aşan zararlara uğratılmaktadır.
Her
yıl yurdumuzda yüz binlerce oyma saz teknesi yapılmakta ve bir
o kadarı da yapılırken ziyan edilmektedir.
Sadece
yaprağı her yıl yurdumuza milyarlarca lira döviz kazandıran
"dut ağaçlarımız", saz yapıyoruz diye yok
edilmekte, ayrıca kestane, Meşe ve Kayın (Gürgen) gibi kıymetli
ağaçlarımız da ziyan olmaktadır.
Saz teknesi yapımcıları, ülkemiz ekonomisine korkunç
zararlar vererek, katliamlarına olanca hızlarıyla devam
etmektedirler.
Zararın neresinden dönülürse kardır.
Bu bilinçsizce çalışmanın bir an evvel önüne geçilmeli,
saz ve tekne yapımcılarına verilecek özel kurslarla, konunun
önemi belirtilmeli, yapımcılar bilinçli hale getirilmelidir.
Aksi
halde, köylere kadar giren saz teknesi yapımcılığı,
ekonomimizi büyük zararlara uğrattığı gibi, kısa zamanda
ormanlarımızın yok olmasına, Türk sanatının değer kaybına
ve Folklorumuzun da büyük zarar görmesine sebep olacaktır.
Bu
bilinçsizce çalışmaya dur demenin zamanı gelmiştir. Bu
konuya halkımızın hafızalarına yanlış yer etmiş olan bazı
hususları düzelterek başlanılmasında fayda vardır. Bunlardan
birincisi, saz oyma ağaçtan yapılır, ikincisi ise en iyi saz
dut ağacından oyularak yapılır, düşüncesidir.
Birincisinde
sazın (bağlama ve ailesi sazları) sanki oymanın haricinde bir
başka şekilde yapılamayacağı ve ikincisinde ise dut ağacının
haricinde bir başka ağaçtan yapılırsa güzel olmayacağı kanısı
hakimdir. Artık bu düşünceler iflas etmiştir.
Günümüzde
en güzel sazlar, tekne kısımları dilimler halinde yapılanları
olmaktadır. Hem estetik yönden, hem sıhhatlilik yönünden, hem
de
ses yönünden oyma sazları geride bırakmıştır.
Sanat yönüyle de daha ağır basmakta ve daha da ekonomik
olmaktadır.
Güzel
bir sazın sadece dut ağacından değil, bir başka ağaçtan da
yapılabileceği otuz dört yıl evvel tarafımdan kanıtlanmıştır.
Bugün de kanıtlanmaktadır. 34 yıl evvel pek çok kimsenin
makbul ağaç olarak dahi saymadığı kavak ağacından yapmış
olduğum sazın, olağanüstü güzellikte bir sesi vardı ve o dönemin
önde gelen saz sanatçıları satılık olmayan o sazı, benden
alabilmek için birbirleriyle yarışa girdiler.
Bu
tür konularda tutucu olmak çok yanlıştır. Her ağaçtan güzel
saz olabilir. Yeter ki teknesiyle ses tablosu iyi uyum sağlasın.
Bilhassa kavak, ıhlamur ve kızılağaç gibi yumuşak olan ağaçlardan
elverişli sazlar yapılabilir. İlk kemanlar kavak ağacından
yapılmıştır. Eski kanunların alt tabloları ıhlamur ağacındandı.
Son derece güzel yumuşak ve yuvarlak sesleri vardı. Bugünkü
kanunlarımızda o güzel sesleri duyamıyoruz. Nedeni ise ıhlamur
ağacının yerine, kontrplak tablolar kullanılmakta, kontrplağın
kabalığını kapatabilmek için de üzerine kaplama çekilmekte
ve yansıtıcılık görevi yapan alt tablo oldukça sertleştirilmektedir.
Yansıtıcı sert olunca, yansıyan sesler de sert olmaktadır.
Dikkat edilecek olursa, bugün yapılan kanunların
ekseriyetinin sesi sert ve metaliktir. Gerçek ortadadır. Yansıtıcı
görevi yapar. kısım sert olursa, yansıyan ses dalgalan da sert
olmaktadır.
Bağlama
ailesi sazlarının telleri metaldir. Yansıtıcı gövdeye
(tekneye) dut ağacı gibi sert ağaçlar kullanıldığında,
yansıyan sesler sert ve metalik olmaktadır .Bu da yapımcıyı
ve icracıyı üzen önemli hususlardır .İcracılar devamlı
olarak sazlarının sesinden şikayet ederler ve bundan dolayı da
gelip gidip yapımcılarını rahatsız ederler. Dut ağacından
olmasını da kendileri istemişlerdir. Yapımcılar da şikayetlerden
kurtulabilmek için ses tablosu (göğsünü) çok yumuşak köknar
(göknar) ağacından yapıp seslerin biraz yumuşamasını sağlama
yoluna giderler. çok yumuşak olan ses tablosu zamanla üzerindeki
gerilim ve basınca tahammül edemez, direncini kaybeder ve çöker,
tablo çökünce sazın dengesi de bozulur.
Ses tablosu çöken sazı ise çalmak
oldukça zordur. Tezene derine batar ve icracının bileğini
yorar. Bu duruma gelmiş bir saza mutlaka yeni bir ses tablosu (göğsü)
takmak gerekir. Halbuki iyi bir saz istikbal vadeden saz olmalıdır.
Üç gün sonra tablosu çöktü diye kaldırılıp bir kenara
atılmamalıdır. İyi bir sazın sesi, eskidikçe açılır ve güzelleşir.
Teknesi mutlaka dut ağacından olsun diye yapımcıyı zor
durumda bırakmamalıdır. Her sanatçı yapmış olduğu sazın
herkes tarafından, beğenilmesini, güzel sesli ve uzun ömürle
olmasını ister. İcracılarımız iyi bir saza sahip olmak
istiyorlar ise, yapımcılarımızın görüş ve düşüncelerine
saygı göstermeleri gerekir. İcracılar ağaç seçimini yapımcıya
bıraktıkları takdirde, yapımcılar kendilerine göre en
uygun malzemeden yapıp, herkesin beğenisini kazanacak, güzel
sesli ve istikbal vadeden bir saz yapmaya gayret edeceklerdir.
Tekne
kısmına yumuşak ağaçlar kullanıldığında, yansıtacağı
sesler de yumuşak olacağından, ayrıca ses tablosuna yumuşak ağaç
kullanma zorunluluğu da ortadan kalkacaktır. Hangi ses tablosu
takılırsa takılsın, normal ses alınacak ve uzun ömürlülük
sağlanmış olacaktır.
Oyma
ve dilimli sazların birbirleriyle mukayesesi yapıldığında,
dilimli sazların her bakımdan daha üstün ve avantajlı olduğu
meydana çıkar. Dilimli saz veya bir başka deyimle yaprak saz
denildiğinde, eskiden kalma bazı kimselerde bir soğukluk
hissedilir. Bunun nedeni de vaktiyle Konya yöresinde yapılan
dilimli sazlardan gelmektedir. O dönemlerde Konya'da yapılan
dilimli sazlar çok ince yapılmış ve sazdan ziyade uda yakın
ses vermesi bazı icracılarımızı dilimli sazdan soğutmuştur.
Günümüzde yapılan dilimli sazlarda böyle bir şey söz konusu
değildir.
Teknede
kullanılan dilimlerin et kalınlıkları en az 4-5 mm olmakta ve
sesi daha kolay yansıtmakta ve de sazdan alınması gereken sesi
vermektedir. Dilimli saz yaparken katiyen dilimlerin et kalınlıkları
ince tutulmamalıdır. Aksi halde sazdan istenilen sesi elde
etmek zorlaşır. Sazların ses tabloları için de aynı şey söz
konusudur. Onları da 4-5 mm. nin altına düşürmemelidir .
Sazların ses tablosunda genel olarak
ladin ağacı kullanılmalı, ladin ağacının bulunmadığı
hallerde yerine köknar ağacı kullanılmalıdır. Her zaman ön
sırayı ladin ağacı almalı, ikinci tercihi köknar ağacına bırakmalıdır.
Nedeni ise ladin ağacı köknar ağacına göre daha uzun ömürlü
olmasındandır. Köknar ağacı ilk anlarda ladin ağacından
da daha açık ses verir. Fakat uzun ömürlü olmaz, belirli bir
zaman sonra sazın dengesi bozulur. Ladin ağacında ise durum
tamamen olumlu yöndedir, bu nedenle birinci tercih ladin ağacına
verilir.
Neden dilimli saz tercih edilmelidir.
1. Ekonomik açıdan
2. Zaman açısından
3. Ülkemiz ormanlarının korunması açısından
4. Sanat
açısından
5. Folklorumuz açısından
1. Oyma saza göre dilimli saz daha
az malzeme ile yapılır. Bir oyma saz teknesine harcanan ağaçla
en az on dilimli saz yapılabilir. Bu da malzemeden on misli
tasarruf sağlanması demektir. Yüz binlerce oyma sazın yapıldığı
düşünülecek olursa milyonlarca sazın malzemesi tasarruf edilecektir.
Bu tasarruf edilecek malzeme, bir başka şekilde karşılaştırılması
yapılacak olursa, bir kasabanın kurulmasında kullanılan
keresteye yakın malzeme demektir ki bu da küçümsenecek yekun
olmasa gerek.
2. Oyma saza göre dilimli saz
teknesi daha kısa zamanda meydana gelir. Eli alışmış, işin
kolaylığını kazanmış bir yapımcı, bir oyma teknesi yapılıncaya
kadar 2-3 dilimli tekne yapması mümkündür.
3. Bilinçsizce yapılan oyma tekne
yapımcılığı ormanlarımızı büyük zararlara uğratmaktadır.
80-100 yıllık bir ağaçtan ancak 5-10 tekne yapabilen yapımcılar
kullanmış oldukları ağaçlan odun olarak satsalar daha çok
gelir sağlarlar. Yaptıkları tekneleri 1.500 ila 3000 lira arasında
satan yapımcılar bir ağaçtan yapmış oldukları tekneler ile
ancak 20-30 bin lira gelir sağlamaktadırlar. Halbuki bu kadar ağaçla
dilimli tekne yapılmış olunsa en küçük da11arma kadar değerlendirilir
ve 100-150 tekne çıkarılır. Her biri 3-5 bin liraya satılsa,
400-500 bin lira gelir bağlanır. Ayrıca bir yılda dilimli
tekne yapımından sağlanan ağaç tasarrufu da, bir şehrin bir
yı1lık odun ihtiyacını karşılar. Böylelikle fuzuli israftan
kaçınılmış ve de ormanlarımız korunmuş olur. Konu buraya
gelmişken dut ağaçlarımızın önemini bir kere daha
belirtmeden geçemeyeceğim.
Delerli
yapımcılarımız ve icracılarımız, sadece dut ağacından güzel
saz olmaz, her ağaçtan güzel saz olur. Yeter ki bilinçli yapılsın
ve teknesine uygun ses tablosu seçilsin, iyi olmaması için hiç
bir neden yoktur.
Saz
yapıyoruz veya yaptırıyoruz diye, ülkemize altın akıtan kıymetli
dut ağaçlarımızı ziyan etmeyelim. Sadece yaprağından
yurdumuz milyarlarca lira döviz sağlıyor .Saz yapacağız diye
altın yumurtlayan tavuklarımızı kesmeyelim. Milli gelir
kaynaklarımızı kurutmayalım. Bunları korumak her Türk
vatandaşının görevidir. Sizlerin de bu konuya hassasiyetle eğileceğinize
bütün kalbimizle inanıyoruz.
4.
Oyma tekne ile dilimli tekne arasında sanat açısından da çok
büyük farklar vardır. Dilimli tekneler, simetrik, yapısı ve
albenisiyle daha fazla ilgi çekiyor Sanat yönünden daha fazla
değer taşıyor .Dilimli tekneler Türk sanatını dışarı
tanıtma açısından da büyük önem taşımaktadır .
5.
Dilimli tekneler ile yapılan sazlarımız estetik yönüyle pek
çok kimsenin ilgisini çekiyor .Sazımıza duyulan ilgi,
folklorumuza da yansıyor ve bizlere dünyanın en zengin, en güzel
folkloruna sahip olmanın kıvancını yaşatıyor.
|