Binlerce yıllık Anadolu medeniyetleri halklarının zengin kültürünü
yansıtan ve bu güne taşıyan ve folklorumuzun önemli bir parçası
olan Türk halk müziği bize atalarımızın paha biçilmez bir
mirasıdır. Bu zengin varlığımıza sahip çıkılması önem
taşımaktadır.
Ülkemizde bugün halk bilimi(folklor) bir bilim dalı olarak
akademik niteliğine kavuşmuş bulunmaktadır. Folklorun alanı ilk
zamanlarda oldukça sınırlı olduğu halde bugün hayli genişlemiş
durumdadır. Edebiyat ürünleri, halk türküleri, halk tiyatrosu ve
dini temsiller, gelenek ve görenekler, dinsel ve büyüsel inançlar,
hastalıklı halk hekimliği, evler, ev eşyaları, kap, kacak, gıda
maddeleri ve köy mutfağı, halk sanatları ve teknikleri, taşıt
araçları, halk oyunları, sporlar, oyunlar, eğlenceler, oyuncaklar,
bayramlar. Bütün bunlar bugün folklorun nasıl bir genişlik
kazanmış olduğunu açıkça göstermektedir. Folklorun tarih, edebiyat
tarihi, etnografya, etnoloji, sosyoloji ve psikoloji bilimleriyle
ve arkeoloji, filoloji, diyalektoloji gibi çeşitli disiplinlerle
ilişkisi vardır. Ancak, bu bilim dallarının her biriyle ilişki
derecesi farklıdır. Esasen folklor ile ilişkisi olmayan hiçbir
bilim dalı düşünülemez. Bütün bunlar folklorun alanına giren
konularda yapılacak çalışmaların hangi boyutlarda ele alınması ve
yürütülmesi gerektiğini işaret eder.
Zengin folklor hazinelerine sahip olan memleketimizde, folklorik
ürünlerin süratle kaybolmasına neden olacak koşullar içinde
yaşamak olduğumuz da bir gerçektir. Bu nedenle gerek halk
müziğimizde ve gerekse folklorun alanına giren dallarda derleme,
toplama, inceleme, araştırma, tespit ve tasnif çalışmalarını
bilimsel olarak bir an önce ele almak müze ve arşivlerimizi
oluşturmak ve daha önce atılmış adımları geliştirmektir. Koruma
deyince akla gelen bu olmalıdır. Türkiye’de halk bilimi ve halk
edebiyatı alanındaki araştırmaları kurucularından olan Pertev
Naili Boratav (1907-1988) bu yolda önemli hizmetler vermiştir.
Daha lise yıllarında başladığı derleme çalışmalarını 70 yılı aşkın
bir süre boyunca kesintisiz bir biçimde sürdürerek topladığı
malzeme ile halk bilimi alanının önemli arşivlerinden birini
oluşturmuş olan bir bilim adamıdır. Söz konusu arşivin yurt
dışından Türkiye’ye getirilerek araştırmacılara açılması için
üyesi bulunduğu tarih vakfını vekil tayin etmiş ve getirilen
malzemenin tasnifi yapılarak tarih vakfı bilgi-belge merkezinde
kullanıma açılmıştır.
Konumuz olan Türk halk müziği ile ilgili olarak bu güne kadar
çeşitli ça1ışmalar yapılmıştır. 1926 yılında b-halk melodilerini
derlemeye başlayan İstanbul konservatuarı halk müziği arşivine
bağlı olarak Ankara devlet konservatuarında daha bilimsel bir
şekilde Türk halk müziği arşivi kurulmuştur. Daha sonra bazı
kuruluşlar ve kişiler tarafından derlemeler yapılmış ve halende
yapılmaktadır. Ne var ki bu güne kadar yapılmış olanlar ne derece
yeterlidir? Bu husus yanılgısız olarak saptanmalıdır.
Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde, Rusya da ve Amerika da folklor
çalışmaları ve teşkilatları özel çalışmalardan memleket ölçüsünde
kolektif ve bilimsel çalışmalara ve organizasyonlara, milli
kuruluşlar halinden de uluslar arası dayanışma içinde olan
bilimsel birlik şekline doğru gelişme göstermektedir. Bir örnek
olarak Almanya da 1858 de verilen “folklor bir bilimdir” adlı
program niteliğinde ki konferanstan sonra ilk olarak 1890 da
‘folklor derneği’ kurulmuş bunu diğer dernekler takip etmiştir.
Almanya da ki bütün bu dernekler 1904 te “Alman folklor birlikleri
derneği” adı altında bir birlik halinde merkezleştirilmiştir. 1937
de Almanya da ve eski Alman kolonilerinde bu birliğe dahil olarak
180 dernek, müze ve yüksek okul enstitüleri bulunuyordu.
Almanya’daki halk şarkıları arşivinde herkesin incelemelerine
imkan verecek şekilde tasnif edilmiş 214. 000 halk şarkısı
bulunmaktadır.
Folklor bir bilim olduğuna göre bu biliminde kendine özgü
metotları vardır. Çalışmalarda bilimsel metotların gerektirdiği
koşulların özenle yerine getirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Folklor malzemesi toplandıktan ve incelenerek tasnif (bölümleme,
sınıflama)edildikten sonra ancak işe yarayabilir. Halk müziği ile
ilgili olarak bütün bu derleme, toplama, inceleme, araştırma,
tespit, ve tasnif işlemlerini gereği gibi yapacak ve müze ve
arşivleri oluşturacak bir kuruluşa ihtiyaç vardır. Bu kuruluşta
işin teknisyenleri denilebilecek teknik bilgilerle donanmış
yardımcı elemanlar, folklor bilimine sahip halk bilimi uzmanları,
sanatçıları ve idari personelden oluşan bir kadronun görev yapması
söz konusudur. Halk müziğini amatörlerin işi olmaktan çıkarmak
bilimsel olarak ele almak ve bu zenginliği gerektirdiği
çalışmaları sürdürecek kuruluşu gerçekleştirmek zorunluluğu ile
karşı karşıya bulunuyoruz.
Bu çapta bir faaliyetin sürdürülebilmesi için gerçek hak sahibinin
isabetle belirlenmesi ve aşağıda yazılı yasal düzenlemenin
yapılması halinde gereken kaynağın yaratılması da güç
olmayacaktır. Şöyle ki:
Bütün folklor ürünleri gibi folklorumuzun önemli bir parçası olan
halk müziğimizde halk tarafından oluşturulmuş, meydana getirilmiş
“halk ürünleri” dir ve atalarımızın milletimize mirasıdır. Adı
Türk halk müziği olan bu varlığın sahibi Türk milletidir. Türk
milleti devleti ile birlikte yaşamaktadır ve dünya durdukça
yaşayacaktır. Milletimize ait olan bu zengin varlığa millet adına
ancak devlet sahip çıkabilir, çıkmalıdır.
Yasal düzenleme olarak:
-Yukarıda sözü edilen halk müziğini ele alacak kuruluşun resmi
nitelikte devlete (tercihen TBBM başkanlığı) bağlı olarak
kurulması,
-Bugüne kadar çeşitli kişi ve kuruluşlar tarafından derlenmiş olan
halk müziği eserleri ile ilgili derlemeci ve diğer halk
sahiplerinin hakları konusu bir şekilde çözümlenerek eserlerin bu
kuruluşa devredilmesi,
-Asıl sahip olan devletin eli olarak görev yapacak bu kuruluşa
devredilmiş bulunan eserler üzerindeki hakların kuruluşun seçeceği
bir “musiki eserleri sahipleri meslek birliği” tarafından takip ve
tahsil edilmesinin temini,
-Elde edilecek gelirin tamamının kuruluşun yaşaması ve halk müziği
varlığımızın gerektirdiği derleme, tespit, inceleme, araştırma,
tasnif, arşivleme, vb. her türlü hizmetin yerine getirilmesi için
ayrılması,
-Kuruluşun mali ve idari denetiminin her yıl TBMM tarafından
yapılması konularını düzenleyen bir yasa daha fazla zaman
kaybedilmeksizin gündeme alınmalıdır. Aslında olması gereken,
böyle bir düzenlemenin folklor varlığımızın tümünü kapsayacak
biçimde gerçekleştirilmesidir. Ülkemize yaraşacak olan da budur.
Halk müziği eserlerinin yukarıda sözü edilen kuruluşa devredilmesi
gündeme geldiğinde öncelikli olarak;derlemeci, kaynak kişi, notaya
alan vb. kişi ve kuruluşların haklarının ne tür bir hak olduğu, bu
gibi hakların yasal karşılıklarının ne olacağı ve nasıl teslim
edileceği, gerçek hak sahiplerinin tespiti konuları çözümlenmesi
gerekir. Bu yapılırken konuya bilimsel olarak yaklaşılması, fikir
ve sanat hukukunun temel unsurunun fikir ve sanat eserinin
yaratıcısı olduğu, bu hukukun yaratıcı faaliyetin ürünlerine
korunma sağladığı hususu göz ardı edilmemelidir. Yukarıda halk
müziğinin yaratıcısı olan millet adına devletin sahipliğini ve
devlet adına faaliyet gösterecek bir kuruluşu gerekli gören öneri
hayata geçirildiği takdirde ancak, derlemeci ve benzeri kişi ve
kuruluşların hakları sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilir. MESAM
(Musiki eserleri sahipleri birliği) ilk kuruluş yıllarında bu
konuyu gündeme getirmiş, uzmanlarında katıldığı çeşitli
toplantılar yapılmış fakat çalışmalar devam ettirilememiştir.
Bugün MESAM tarafından düzenlenmiş olan bu sempozyumun sadece halk
müziğimiz için değil tüm folklorumuz için yararlar getirerek devam
edecek hayırlı ve verimli çalışmaların bir başlangıcı olmasını
temenni etmekteyiz.
Halk müziği sanatçılarımızın ve bu müziği kullanmakta olan yapımcı
yayıncı vb. kişi ve kuruluşların müzikten sadece kendileri için
yararlanmak değil, müziğin hizmetinde olmak ve bu varlığımızın
olanca zenginliği ile ortaya çıkarılmasına ve ileriye taşınmasına
katkıda bulunmaktan mutluluk duyacak inancı içinde teşekkürlerimiz
bildirir saygılar sunarız.
Kaynaklar
-Pertev Naili BORATAV, Halk Edebiyatı Dersleri, Tarih Vakfı
Yayınları, İstanbul Mart 2000 ve Eki Arnold van Gennep, FOLKLOR,
Çeviren: Pertev Naili BORATAV
-Dr. Nuşin AYİTER, Hukukta Fikir ve Sanat Ürünleri, Sevinç
Matbaası, Ankara-1972
-5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, T.
C. Kültür Bakanlığı.
|