| 
               Özet:  
       Bu makale, müzisyenler ve bilgisayar mühendisleri için Temel Akustik 
      ve Sinyal İşleme ile ilgilidir..Eğer hep kendi kayıtlarını yapmak 
      ve ya bilgisayarınızda ses ile ilgilenmek istediyseniz, bu makale tam size 
      göredir.
 Tanıtım Bu makale eğitimi amaçlamaktadır. Okuyucuya temel ses ve ses işleme bilgisini 
vermeyi umar.Tabii ki müzik bizim ilgilenmek istediğimiz konulardan biridir ama 
diğer az memnun edici sesler arasında sadece bazı gürültüdür.İlk önce, sesin 
fiziksel kavramı, onu insan kulağının işlemesi ile sunulur.Sonra, sinyallere 
bakılır.Örneğin Örnekleyiciler veya bilgisayarlar gibi modern dijital araçlarla 
ses kayıt edildiğinde nasıl bir şey olur.
 En son olarak, mp3 veya Ogg vorbis 
gibi güncel sıkıştırma teknikleri sunulur.
 Bu makalede anlatılan konu büyük 
bir okuyucu kitlesi tarafından anlaşılabilirdir. Yazar, kullanımı zor olan 
"normal terminoloji"yi ve müzisyenlerin kullandığı teminolojoyi kullanmayı 
denemiştir. Bazı matematiksel formüller ve bazı resimler kullanılmıştır ama 
bunları fazla dert etmeyin (uuuu!!!ne rahatlama ama) ...
 Birazcık Fizik
 Ses Fiziksel olarak ses, gaz, sıvı veya katı ortamlarda mekanik 
titreşimlerdir. Ortamın elastik özelliği sesin kaynaktan dalgalar halinde 
uzaklaşmasını sağlar, göle atılan bir taş gibi...Bir nesnenin her 
titreşmesinde, bu nesnenin çevresini saran şeyler içinde sese dönüşerek bir 
parça enerji kaybına neden olur.Şu anda diyebiliriz ki vakum oranında ses 
yayılmaz.
 Şekil 1a, titreşen bir kaynağa bağlı iğnenin, altından bir kağıt 
şeridi geçirildiğinde nasıl dalgaya dönüştürdüğünü gösterir.
 
 
 
 
  
  
    | z:±A0 büyüklüğündeki bir titreşen iğne lamda;: dalga 
      boyu
 x:c hızındaki band hızı
 w: Oluşan dalga
 Şekil 1a: 
      Hareket eden bir kağıt şerit üstündeki titreşen 
  iğne
 
 |  Hava göz önüne alındığında, ses bir basınç çeşidi olarak yayılır.Bir 
hoparlör, basınç çeşitlerini çevresindeki havaya iletir.Sıkıştırma (zayıf) hava 
içinde yayılır.Burada havanın değil sadece basıncın iletildiğine dikkat 
edin. Daha önce bahsedilen su dalgası da, dalga ilerlediği halde su yerinde 
kalır.Yüzen nesne sadece yukarı ve aşağı hareket eder.Bu yüzden bir hoparlörün 
önünde "rüzgar" oluşmaz. Ses dalgaları 20°C sıcaklıktaki havada yaklaşık saniyede 
344 metre hızla ilerler ancak hava parçacıkları sadece birkaç mikron ileri ya da 
geri gider.
 
 P: 
Titreşen piston
 T: Tüp
 t: zaman
 Şekil 1b: sıvı içindeki 
titreşen piston
 
 Frekans ve Ses Seviyesi
 Yukarıdaki şekillerden anlayacağımız gibi, ses dalgaları sinüs 
şeklindedir.İki tepe arasındaki uzaklık dalga boyu olarak adlandırılır ve bir 
saniyede gözlenen dalga tepesi sayısına frekans denir.Bu fiziksel terim 
müzisyenlerin ses seviyesi dedikleri şey ile aynıdır.Düşük frekansla bas sesler, 
yüksek frekanslar ise yüksek seviyeli seslerdir.Şekil 2, havada ilerleyen 
ses dalgasının dalga boyu ve frekans değerlerini vermektedir:
 
  λ: Dalga 
boyu
 F: Frekans
 Şekil 2: Havadaki dalga boyu ve 
frekans
 
 
 Genlik ve Seslilik
 Sesin diğer bir karakteristiği ise genliğidir.Sesler yumuşak veya yüksek 
olurlar.Bu havada, havayı sıkıştırmak için kullanılan güce bağlı olan küçük veya 
büyük basınç çeşididir. Akustikçiler ses gücünü desibel ile ölçerler. Desibel şekil 
3a ve 3b'de görüldüğü gibi anlaşılması zor bir birimdir.Bu şekillerin 
seçilmesinin sebebi anlaşılmasının kolay olması ve diğer bölümde göreceğimiz 
gibi bu logaritmik formül kulağın işleyişine karşılık gelmektedir.Şüphesiz 
bilmeden matematik kullanıyorsunuz: 
  
  
    |  |  |  |  
    | Şekil 3a: Gürültü seviyesi ve basınç |  | Şekil 3b: Gürültü seviyesi ve 
güç |  Şimdiye kadar, dB'nin ses gücüyle ilgili olduğunu bilmemiz yeterlidir.0 dB, 
insan kulağının işitebildiği düşük eşit değeridir, gürültünün olamaması 
değildir.Desibel, insanın kapasitesine göre gürültü ölçümüdür.Referans 
noktasının değişimi (Po ya da Wo) yukarıdaki dB değerlerini 
değiştirecektir.Müzik setinizin üzerinde yazan dB değeri akustik seviyeler değil 
cihazın elektriksel çıkış gücüdür.Bu tamamen farklı bir ölçümdür. 0 db sıklıkla 
amplifikatörün maksimum çıkış gücüdür.Akustik işin içine girdiğinde, dB 
cinsinden ses seviyesi çok daha büyük olur.Yoksa bu cihazı almazdınız.Ancak bu 
sizin hoparlörünüzün performansına da bağlıdır. Şekil 4, birkaç sıradan ses 
kaynağını genlik ve frekans olarak tanımlar.Eğriler, insan kulağının hissettiği 
sesliliğin seviyedir.Ayrıntıyı daha sonra anlatacağız: 
 
  Şekil 4: sıradan ses kaynaklarının 
akustik seviyeleri
 
 Aşağıdaki dizi, birkaç sıradan ses kaynağının desibel ve watt cinsinde 
seviyelerini verir. Desibelin notasyonu nasıl kolaylaştırdığına dikkat 
ediniz: 
  
  
    | Güç (Watt) | Seviye dB | Örnek | Güç (W) |  
    | 100 000 000 | 200 | Saturn V Roketi 
 4 jet motorlu uçak
 | 50 000 000 
 50 000
 |  
    | 1 000 000 | 180 |  
    | 10 000 | 160 |  
    | 100 | 140 | Büyük orkestra | 10 |  
    | 1 | 120 | Kullanılan çekiç | 1 |  
    | 0.01 | 100 | Yüksek sesli bir konuşma | 0.001 |  
    | 0.000 1 | 80 |  
    | 0.000 001 | 60 | Karşılıklı bir konuşma | 20x10-6 |  
    | 0.000 000 01 | 40 |  |  |  
    | 0.000 000 000 1 | 20 | Fısıltı | 10-9 |  
    | 0.000 000 000 001 | 0 |  |  |  
    | Tipik ses kaynaklarının ses çıkış 
  güçleri |  Ses genliği değişik yollardan hesaplanabilir.Bu diğer sinyallere de 
uygulanabilir.Şekil 5'te bir örnek verilmiştir:  Şekil 
5: Sinyal seviyesinin çeşitli ölçümleri
 
 
 
 
  
  
    | Sembol | İsim | Tanım |  
    | Aortalama | Oralama Genlik | Pozitif sinyalin aritmetik ortalaması |  
    | ARMS | Root mean square | Genliğin enerji içeriğine oranı |  
    | Atepe | Tepe Genliği | Maksimum Pozitif Genlik |  
    | Atepe-tepe | Tepeden Tepeye Genlik | Pozitiften negatife maksimum genlik |  Ortalama genlik sadece teorik bir ölçümdür ve teknik olarak kullanılmaz.Diğer 
yönden, root mean square değeri evrensel olarak eşdeğer sinyalleri ölçmek için 
kabul edilmiştir (genellikle sinüs dalgaları). Örneğin, Evinizde bulunan 
elektrik 220 Volt'a ayarlanmış ve 50 Hz sabitlenmiştir.Burada 220 V RMS 
değeridir ve gerçekte voltaj -311 ile 311 V arasında osilasyon yapmaktadır.Diğer 
tanımları kullanırsak, bu voltaj 311 V tepe değerine ve 622 V tepeden tepeye 
değere sahiptir.Aynı tanım amplifikatörlere de uygulanabilir.10 W RMS değerine 
sahip bir amplifikatör 14 W tepe değerine ve 28 W tepeden tepeye değere 
sahiptir. Bu tepeden tepeye değer satıcılar tarafında müziksel güç olarak 
adlandırılır çünkü satış için güzel bir özelliktir. 
 Zaman ve Boşluk Zaman akustikte önemli bir rol oynamaktadır.Zaman ile boşluk arasında önemli 
bir bağ vardır çünkü ses bir dalgadır ve zamanla boşluk içinde ilerler.Bunu 
hesaba katarsak, üç çeşit akustik sinyal tanımlayabiliriz: 
  Periyodik: Sinyaller zamanla tekrarlanır  
  Rastgele: Sinyaller periyodik değildir. Aşağıda bu sinyallerin bir bölümü 
  ile uğraşacağız; zamana bağlı olarak belirli bir düzeni 
  olanlarla. Müzisyenlerin ve bilim adamlarının beyaz veya pembe gürültü dedikleri 
  sinyallerdir.  
  Darbeler: Sinyaller zamana bağlı olarak tekrarlanmaz ama şekilleri 
  bellidir.   Şekil 6, bazı ses sinyallerini göstermektedir.Spektrum kavramını açıklamak 
için bu diyagramı kullanacağız.Sinyal spektrumları, farklı notaları veya karmaşık 
ses sinyallerini oluşturan saf sinyalleri gösteriri.Eğer bir siren veya ıslık 
gibi sabit peryodik sinyalleri alırsak, spektrum zamana bağlı olarak sabittir ve 
sadece bir değeri gösterir (Şekil 6a'daki tek çizgi). Bunun sebebi, her sesi 
aslında sinüs dalgası olan saf sinyallerin bileşimi olarak 
düşünebilmemizdir.İleride Fransız matematikçisi Fourier'in 19. yüzyılda ses 
sinyallerinin sinüs sinyalleri olarak ifade edilebileceğini gösterdiğini 
göreceğiz.Bu bize müzik işin içine girdiğinde, akorddan bahsetme şansı 
vermektedir.Aynı zamanda, ben sinüs dalgalarına takıldım çünkü sinüs 
dalgalarının çizimi, Jimmy Hendrix'in sololarını çizmekten daha kolaydır. 
 Şekil 6a: Saf sinüs sinyali (basit ve 
periyodik)
 
 
   Şekil 6b: İki sinüs sinyalinin birleşimi
 
 
   Şekil 6c: 
Kare dalga (karmaşık ama periyodik)
 
 
   Şekil 6d: Rastgele 
sinyal (karmaşık ve peryodik değil)
 
 Şekil 6: Ses sinyalleri 
ve spektrumları
 Sesi bilgisayar ile işleme, sesi havadaki basınç değişimlerini 
bilgisayarın 
anlayabileceği sayılara dönüştürmektir.Bunun için bir mikrofon ile basınçtaki 
değişimleri elektrik sinyallerine, bir örnekleyici(sampler) ile elektrik 
sinyallerini sayılara dönüştürürüz.Örnekleyici genel bir terimdi ve 
ADC(Analog to Digital Converter - Analog Dijital Dönüştürücü) elektronik 
anlamındaki adıdır. Bu işlemleri bilgisayarlarda ses kartları yapar. Ses kartının 
noktaları(numaraları) kaydetme hızına örnekleme frekansı denir. Şekil 7, 
örnekleme frekansının ses sinyali ve onun Fourier dönüşümü ile hesaplanmış 
spektrumunu nasıl etkilediğini göstermektedir.Matematik meraklıları için formül 
aşağıdadır:   
  Şekli 7a: İntegral Dönüşümü
 Zaman ve frekans alanında 
sonsuz ve sürekli
 
 
   Şekil 7b: Fourier Serileri.
 Zaman 
içinde periyodik ve freakns alanında ayrık
 
 
   Şekil 7c: 
Örneklenmiş Fonksiyonlar.
 Zaman içinde ayrık ve frekans alanında 
periyodik
 
 
   Şekil 7d: Ayrık Fourier Dönüşümü
 Hem zman hem 
frekans alanında periyodik ve ayrık
 
 
 Bu (inanın bana), sürekli dalganın ayrık noktalar serisine dönüşümü spektrumu 
periyodik yapar. Eğer sinyalde periyodik ise spektrum da ayrık(noktalar serisi) 
olur ve sadece sonlu sayıdaki frekans için hesaplamak yeterlidir.Bu iyi bir 
haberdir çünkü bilgisayarlar sadece sayıları hesaplayabilirler dalgaları 
değil.Şimdi Şekil 7d'deki durumla karşı karşıyayız. Ses sinyali ve spektrumu 
noktalar serisi olarak biliniyor ve bu noktalar zaman ve frekans alanında 0 
Hz'den örnekleme frekansının yarısına kadar değişiyor.
 Bütün bu şekiller 
sonunda orjinal ses biraz kayba uğruyor.Bilgisayar sadece önemli zamanlardaki 
sesi biliyor.Bu kaydın çalınabilir ve yeterince iyi olduğundan emin olabilmek 
için sesi örneklerken dikkatli olmalıyız.Yapılacak ilk iş, kaydedilecek en büyük 
frekansın örnekleme frekansının yarısına küçük olmasına dikkat etmektir.Bu şart 
sağlanmazsa yüksek frekanslar daha düşük frekans gibi kaydedilir ve berbat bir 
kayıt olur.Bu durum Şekil 8'de gösterilmektedir:
 
  Şekil 8a: Aliasing
 Üstteki: Örnekleme frekansı maksimum 
frekansa eşittir ve örnekleyici tarafından DC sinyal olarak görünür.
 Aşağıda: 
fs frekans örneği değerindeki frekans bileşeni DC sinyal gibi 
yorumlanır.
 
 
   Şekil 8b: Aliasing.
 Üstte: (1/N)fs değerindeki 
frekans
 Aşağıda: [ (N+1)/N ]fs değerindeki frekans bileşeni (1/N)fs olarak 
yorumlanır.
 
 
 -Örneklenmiş sinyali bu belirli davranışı, en iyi Shannon teoremi olarak 
bilinir.Shannon, bu olayı açıklayan matematikçidir.Aynı durum genellikle western 
filmlerindeki arabaların tekerlerinde de görünür.Bu tekerlerin sanki ters tarafa 
dönüyormuş gibi görünmelerinin sebebi, filmlerdeki stroboskobik etkidir.Bunun 
anlamı örnekleme frekansının yarısından büyük frekansları elemeniz gerekir.Bunu 
yapmazsanız, orjinal ses yanlış seslere bölünür.CD'lerin örnekleme 
frekansını(44.1 KHz) ele alalım;22 KHz üzerindeki frekansların yok olması 
gerekir ( yarasalarınıza sessiz olmalarını söyleyin çünkü onlar ultra ses ile 
konuşurlar.). İstenmeye frekanslardan kurtulmak için süzgeçler kullanılır.Süzgeçler, sesin 
bir kısmını ileten veya koruyan cihazlardır.Örneğin alçak geçiren süzgeçler, 
duyulmaya ancak örneklemeyi bozan yüksek frekansları (yarasaların 
fısıltıları) geçirmez.Daha fazla detaya girmeden süzgeçlerin 
karakteristiklerini gösteren şekler bir göz atalım:   
 Şekil 9: Prtaikte süzgeç ve ideal süzgeç
 I: İdeal 
süzgeç
 P: Pratikteki süzgeçr
 R: Ripple
 B: Etkin bad genişliği
 Süzgeç, sinyallerin hem zamanını hem de spektrumunu değiştiren cihazdır.200 
Hz'de alçak geçiren filtreden geçen 100 Hz'lik kare dalga, sinüz sinyali olur 
çünkü spektrumunun üst kısmı yok olur.Benzer şekilde, 1000 Hz'lik bir piyano 
notası 1200 ya da 1500 Hz'lik filtreden geçtiğinde, fısıltı gibi duyulur.Bir 
sesin en alçak frekansı, temel frekans olarak adlandırılır.Diğerleri bileşendir 
ve harmonik frekanslar olarak adlandırılırlar.Zaman alanında, süzgeçler, 
bozulma(distorsiyon) adı verilen değişikliklere neden olurlar.Bunun temel nedeni 
harmonikler arasındaki zaman farklarıdır.
 Bir süzgecin bir sinyal üzerindeki etkisini görebilmek için basit bir kare 
dalgana (şekil 10a), spektrumunun genliğine(şekil 10b), spektrumunun 
fazına(şekil 10c) bakalım.Bu kare dalga, bir süzgeç gibi t=0'dan t=T anına kadar 
sesi geçirir.Bu darbenin spektrumu, süzgeçin frekans tepkisini 
gösterir.Gördüğümüz gibi sinyal frekansı ne kadar büyükse frekans bileşenleri 
arasındaki zaman farkı o kadar büyük olur ve genlik de o kadar küçük olur. 
  Şekil 10a: Zaman sinyali. t=0 anındaki dikdörtgensel 
darbe
 
 
   Şekil 10b: Sektrum (Genlik)
 
 
   Şekil 10c: Spektrum 
(Faz).
 
 
 Şekil 11, dikdörtgensel süzgecin sinüs sinyali gibi basit bir sinyal 
üzerindeki etkilerini göstermektedir. 
  Şekil 11a: Dikdörtgensel darbe.
 t=0 anındaki 
darbe.
 
 
   Şekil 11b: Ses darbesi.
 
 
 Sesi T anında aniden keseme, sinüs dalgasının spektrumunda yeni frekansları 
oluşturur.Eğer süzülmüş sinyal, fazla karışık(şekil 6c'deki kare dalga gibi) ise 
frekans bileşenleri, süzgecin çıkışında bozukmuş sinyaller oluşturur.     Fiziko-akustik İnsan Kulağı Akustiği ve sesi daha iyi anlamak için, sesi duyduğumuz organımıza 
odaklanalım:Kulak Şekil 12, kulağın enine kesitini görebilirsiniz.Ses, 
pinna'da toplanır ve az çok mikrofon gibi çalışan kulak zarına doğru 
yönlendirilir.Kulak zarının titreşimleri, itme-çekme şeklinde çalışan üç küçük 
kemik yardımıyla yükseltilir.Bu kemiklerin adı çekiç, örs ve üzengidir.
 
  
  
    |  |  | a) Dış kulak b) Orta kulak
 c) İç kulak
 d) Pinna
 e) Kulak 
      kanalı
 f) Kulak zarı
 g) Stapes
 h) Malleus
 i) Incus
 j) Oval 
      Pencere
 k) Yuvarlak Pencere
 l) Eustachian Tube
 m) Scala 
      Tympani
 n) Scala vestibuli
 o) Cochlea
 p) Sinir Fiberi
 q) 
      Yarımdaire kanalı
 
 |  
    | Şekil 12: Kulağın ana 
  parçaları |  Üzenginin hareketleri, oval pencere aracılığıyla cochlea'ya iletilir. Cochlea, 
basilar zar ile ayrılmış iki odadan oluşur.Bu zar işitme sinirlerine bağlı 
hassas kıl hücreleri ile kaplanmıştır(Şekil 13 ve 14'de görülebilir). Basilar 
zar, bir süzgeç gibidir çünkü cochlea'nın çeşitli yerleri çeşitli frekanslara 
hassastır. Böylece beyin notaları ayırt edebilir. 
  
  
    |  |  | f) Kulak Zarı g) Üzengi
 h) Çekiç
 i) Örs
 j) Oval 
      Pencere
 k) Yuvarlak Pencere
 m) Scala Tympani
 n) Scala 
      vestibuli
 r) Basilar Zar
 s) Helicotrema
 
 R) Bağlı Cevap
 F) 
      Frekans Cevabı
 D) Zar boyunca uzaklık
 
 |  
    | Şekil 13: Cochlea'nın Boyuna 
      Kesiti |  
 
 
  
  
    |  |  | m) Scala Tympani n) Scala vestibuli
 p) İşitme Siniri
 r) 
      Basilar Zar
 t) Scala media
 u) Kıl Hücresil
 
 |  
    | Şekil 14: Cochlea'nın yatay 
      kesiti |  Algılama Beyin çok önemli bir rol oynamaktadır çünkü beyin, sesi tanıma -ses 
seviyesine göre ve sesin süresine göre- için bütün analizleri yapar.Beyin, 
ayrıca sesin yerini tayin etmek için iki kulaktan gelen bilgileri 
birleştirir.Böylece sesin, hangi müzik aletine veya kişiye ait olduğunu ve 
yerini anlayabiliriz. Beynin yaptığı bütün işler sonradan öğrenilmiştir. Şekil 
15, frekanslara göre nasıl duyduğumuzu göstermektedir..
  Şekil 
15: Eşit seslilik sınıları
 
 Yukarıdaki eğriler, ortalama bir popülasyon için çizilmiştir ve saf tonlar 
için 18-25 yaş grubundan insanlar tarafından oluşturulmuş bir istatistiksel 
sonuçtur.Aşağıdaki sebepler nedeniyle kişiden kişiye değişebilmektedir: 
  tecrübe: örneğin müzisyen olmak ya da olmamak.  
  gürültüye maruz kalma.  
  yaş.  
  ...   Şekil 16, yaşın duyma kaybı üzerindeki etkisini değişik frekanslar için 
göstermektedir.Kaynaklara göre sonuç da faklı olmaktadır.Bu, bir popülasyon 
içinde gözlenen çeşitlilik ile kolayca açıklanabilir çünkü bu çalışmalar sadece 
yaşı kolayca hesaba katamazlar.Yaşlı ama genç kulaklara sahip müzisyen az 
rastlanır bir durum değildi.Aynı şekilde, genç ancak konserler veya gece 
klüpleri gibi yüksek sese uzun süre maruz kaldıklarından dolayı duyma kaybı olan 
kişiler de oldukça fazladır.  Şekil 
16: Spoor ve Hinchcliffe'ye göre yaş ile duyma kaybı ilişkisi
 
 Gürültünün duyma kaybına neden olması, maruz kalma süresine ve gürültünün 
yoğunluğuna bağlıdır.Burada sadece rahatsızlık verici seslere değil bütün 
seslere gürültü denmektedir.Kulaklık ile yüksek sesli müzik dinleme ile konmakta 
olan bir uçağı dinlek, işitme hücreleri üzerinde aynı etkiye sahiptir.Şekil 
17, gürültüye maruz kalmanın duyma üzerindeki etkisini göstermektedir.Etkinin, 
kulakların yüksek frekanslara karşı hassaslığını kaybettiği yaşlarla aynı 
şekilde etkilenmediğine dikkat ediniz.Diğer taraftan, duyma kaybına neden olan 
gürültü, 3-4 Khz'ler civarında frekans hassasiyetini azaltır.Bu frekanslar, 
kulağın en hassas olduğu frekanslardır.Bu tür duyma kayıpları genelde silah 
kullananlarda görünür.
  Şekil 
17: Duyma kaybına neden olan gürültünün gelişimi
 Exp.: Maruz kalma 
yılları
 Eğer desibel ve desibel ölçümlerinin anlatıldığı bölüme bakarsanız, 10 
desibel civarının çok büyük akustik basınç değişiminin olduğunu 
görürsünüz.Lineer bir desibel skalası, eksponansiyel bir basınç skalasına denk 
gelir. Bu yüzden kulaklar ve beyin, gemlikte ve frekansta çok büyük değişimlerle 
uğraşmak zorunda kalır. İnsan kulağını duyabildiği en yüksek frekans, duyabildiği 
en küçük frenaksın 1000 katıdır. Duyabildiğin en yüksek ses, duyabildiği en küçük 
sesin bir milyar katıdır (yoğunluk oranı, 1'e 1012'dir).Basıncı 
ikiye katlamak sadece 3dB'lik bir değişimi ifade eder. Bu duyulabilir ama sesin 
yoğunluğundaki 9 dB'lik bir atış, insan kulağı için sesin iki katına çıkması 
demektir.Bu akustik basıncın 8 kat daha fazla olması demektir.
 Frekans 
alanında, oktavın değişimi, frekansın iki kat artması demektir.Burada da, 
fiziksel olayın eksponansiyel artımı lineer olarak duyulur.Hemen hesap 
makinelerine sarılmayacağız, notaların ses seviyelerini daha sonra 
hesaplayacağız.
 
 Kayıt Ses kayıtlarının teyp kaydediciler ile veya vinil disklerle yapılması, dijital 
sistemlerin olmasına karşın hala yaygındır. Her iki durumda da, sesin manyetik osilasyon şekline veya dijital veriye 
dönüştürülmesi, kayıt cihazına göre bazı 
sınırları beraberinde getirir.Daha önceden, örneklemenin, ses spektrumu 
üzerindeki etkilerini konuşmuştuk.Diğer etkiler kayıt sırasına 
beklenmektedir: Dinamik aralık "Dinamik", kayıt cihazının kaydedebildiği en küçük ve en büyük genliği temsil 
eder.Genellikle mikrofon ile başlar, sesi elektrik sinyaline dönüştürür, kayıt 
ortamına (disk, teyp, bilgisayar) gider.Oranları belirleyen desibelleri 
hatırlayın.Dinamik aralık düşünüldüğünde, bu değer, en küçük değer olan 0 dB'e 
karşılık gelir.Birkaç örnek verelim:
 
  Vinil disk: 65 dB  
  Manyetik tape: 55 dB  
  16 bit örnekleme (CD): 96 dB  
  8 bit örnekleme: 48 dB   Bir semfoni orkestrası, 110 dB'lik bir aralıkta çalabilir.Bu yüzden, disk 
editörleri, sıkıştırma sistemleri kullanır.Böylece çok yüksek sesler kırpılmaz 
ve küçük sesler yok olmaz. Ground Gürültüler
 İnsan kulağından daha yeteneksiz olmalarına ek olarak, kayıt cihazlarının 
zorluk çıkarakn yanları, kendi gürültülerini çıkarmalarıdır.Bunun sebebi, 
elmasın vinil disk üzerinde kayması veya amplifikatörün kendi hırıltısıdır.Bu 
tür gürültüler çok küçüktür ancak alçak seslerin kaydedilmesini engeller.En iyi 
kaliteli bir kulaklık ile şelale gibi bir ses olarak duyulur.Çünkü geniş bir 
frekans spektrumu vardır. Bozulma
 Daha önce de gördüğümüz gibi süzgeçlerin spektrum fazı üzerinde önemli bir 
etkisi varır.Çünkü sinyalleri, frekansına göre kaydırırlar.Bu tür bozulmalara, 
harmonik bozulma denir.Çünkü sinyallerin harmonik frekanslarını etkiler.Her 
ses kaydeden cihaz, bir süzgeç olarak davranır ve böylece bozulmalara neden 
olur.Tabii ki bu, kaydedilmiş her sinyali dinlerken de olur.Fazladan gürültü ve 
bozulma eklenir.
 Sıkıştırma
 Bu algoritmaların yıkıcı oldukları söylenebilir çünkü bu algoritmalar sesin 
bazı kısımlarını yer açmak için yok eder.Sesin duyulmayan kısımları yok etmek 
için sıkıştırma algoritmaları, insan kulağının bilgisayar modelini 
kullanır.Örneğin, Birbirine yakın iki frekans varsa bunlarda az duyulanını 
atabilirsiniz çünkü baskın olan diğerini maskeleyecektir.Bu yüzden bazı testler 
ve tavsiyeler, bu algoritmaların en iyi kullanımı için internette 
yayınlanmaktadır.Çoğu mp3 sıkıştırması, 16 KHz'de alçak geçiren süzgeç olarak 
çalışır ve 128 KiloBit/saniye'den daha yüksek hızlara izin vermez.Bu, çoğu zaman 
CD kalitesinin yakalanamaması demektir.Diğer taraftan, gzip, bzip2, lha veya 
zip verileri değiştirmez ancak daha az sıkıştırma sağlar.Dahası, bütün kaydı 
dinleyebilmek için önce sıkıştırılmış veriyi açmak gerekir.Bu bir walkman ya da 
başka dinleme cihazları için istenilen bir şey değildir.
 Peki ya müzik?
 Kavramların oturması için, müzisyenler ve bilim adamları tarafından kullanılan 
terimleri karşılaştıralım.Çoğu zaman, karşılaştırmalar sınırlıdır çünkü 
müzikseverlerin kullandıkları terimler insan kulağı ile ilgidir, fiziksel 
olaylarla değil. Notalar ve saf frekanslar
 Bir nota, diğerleri arasında, kendi ses seviyesi olarak 
tanımların ve bu ses 
seviyesi notanın temel frekansı olarak düşünülebilir.Bunu bilerek, notaları 
frekansları, aşağıdaki formülle hesaplanabilir: FREKANS (hertz olarak)= REFERANS × 2( (OKTAV - 4) + ( TON - 10) 
/ 12 )
 B>REFARANS olarak 440 Hz'deki 4. oktavdan A notasını kullanırsak, 
diğerlerini 1'den 12'ye kadar (C'den B'ye kadar) hesaplayabiliriz:   
  
  
    | Nota | Oktav |  
    | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |  
    | C | 32,70 | 65,41 | 130,8 | 261,6 | 523,3 | 1047 | 2093 | 4186 |  
    | C # | 34,65 | 69,30 | 138,6 | 277,2 | 554,4 | 1109 | 2217 | 4435 |  
    | D | 36,71 | 73,42 | 146,8 | 293,7 | 587,3 | 1175 | 2349 | 4699 |  
    | E b | 38,89 | 77,78 | 155,6 | 311,1 | 622,3 | 1245 | 2489 | 4978 |  
    | E | 41,20 | 82,41 | 164,8 | 329,6 | 659,3 | 1319 | 2637 | 5274 |  
    | F | 43,65 | 87,31 | 174,6 | 349,2 | 698,5 | 1397 | 2794 | 5588 |  
    | F # | 46,25 | 92,50 | 185,0 | 370,0 | 740,0 | 1480 | 2960 | 5920 |  
    | G | 49,00 | 98,00 | 196,0 | 392,0 | 784,0 | 1568 | 3136 | 6272 |  
    | A b | 51,91 | 103,8 | 207,6 | 415,3 | 830,6 | 1661 | 3322 | 6645 |  
    | A | 55,00 | 110,0 | 220,0 | 440,0 | 880,0 | 1760 | 3520 | 7040 |  
    | B b | 58,27 | 116,5 | 233,1 | 466,2 | 932,3 | 1865 | 3729 | 7459 |  
    | B | 61,74 | 123,5 | 246,9 | 493,9 | 987,8 | 1976 | 3951 | 7902 |  Gerçek müzikseverler, diatonik ve chromatic arasında bir ayrım yapmadığımızı 
fark edeceklerdir.Küçük bir değişiklikle, aynı hesap, yarım tonlar yerine 
alt bölümler olarak virgülleri kullanarak yapılabilir.Notaların frekans 
olduğunu düşünmek, bir notanın bir aletten diğerine nasıl değiştiğini 
açıklamaktan uzaklaşırız.Aynı zamanda, notanın nasıl çalındığını(pizzicato yada 
legato), hangi alette çalındığını, glissando, vibrato gibi efektleri hesaba 
katmalıyız.Bunun için, notalar, zamana karşı spektrum olan sonogram yardımıyla 
incelenebilirler.Sonogram, zaman karşı bütün harmonik frekansların görünmesini 
sağlar.
 
 
 
  
  
    | Şekil 18: Bir sonogram |  
    | T: Zaman | A: Genlik | F: Frekans |  Bugünlerde, elektronik ses kayıt ve çalma cihazları, ses oluşturmak için 
sentezleyiciler(synthesizers) veya ses depolayan ve değişik ses seviyelerinde 
çalan örnekleyiciler gibi tamamen yapay cihazlar kullanmaktadırlar. Örneklenmiş 
sandalye gıcırtısından bir çello konseri vermek mümkündür.Bunu herkes yapabilir 
ve bir enstrüman çalabiliyor olmanız gerekmemektedir.Tek bir notanın 
karakteristiği aşağıdaki şekilde verilmiştir:    
 
  
  
    | Şekil 19: Bir notanın karakteristiği: Zarf |  
    | 1: Yükselme | A: Pozitif Genlik |  
    | 2: Durma | T: Zaman |  
    | 3: Kaybolma |  |  Eğri, sesin zamana karşı küresel sesliliğinin evrimini gösterir.Bu tip 
eğrilere zarf denir çünkü sinyal(şeklin gri parçası) tamamen 
paketleniyor.Yükselen kısmına yükselme denir ve enstrümana bağlı olarak birçok 
değişik şekilde olabilir.İkinci kısım durma denir ve notanın asıl 
kısmıdır.Perküsyon enstrümanları dışındakiler için en uzun süren kısımdır.Üçüncü 
kısım, enstrümana göre şeklini ve uzunluğunu değiştirebilir.Enstrümanlar, 
müzisyenlerin bu üç kısmı istedikleri gibi değiştirme şansı vermektedir. Piyanonun 
tuşların farklı hızlarda basmak, notanın yükselme alanını, pedallar ise kaybolma 
alanını etkiler. Her üç kısım da ses çeşitliliğini sonsuz yapan kendi 
spektrumuna(rengine) sahiptir.Harmonik frekanslar, yanı seviyede değişmezler.Bas 
frekanslar daha uzun sürmek isterler ve sesin rengi başlangıcında ve sonunda 
aynı olmaz.
 Aralık
 Tanıma göre, bir cihazı frekans aralığı, enstrümanın frekans aralığıyla 
ilintilidir.Her iki durumda da terimler, bir enstrümanın çalabileceği frekans 
veya ses seviyesi aralığını tanımlar.Bununla birlikte, enstrümanın çalabileceği 
en yüksek frekans, yukarıdaki dizide verilmiş olan temel frekansa eşittir.Yani, 
eğer sesin bütün renklerini kaydedebilmek için enstrümanın çalabileceği en yüksek 
frekanstan daha yüksek frekansları kaydedebilen bir cihaz olmalı.Kısa bir 
frekans aralığı, bir alçak geçiren süzgeç olarak işlev görür ve yüksek frekans 
harmonilerini kaydetmez. Bu da sesin dolgunluğunu(sonority) yok eder.Pratikte, 
insan kulağının duyabildiği frekans aralığına(20Hz - 20KHz) sahip cihazlar 
gerekir.Genellik 20 Khz'in üstüne çıkmalıdır çünkü cihazlar kesme(cut off) 
frekansının altında sesi bozarlar.   Harmonikler ve Nota Bütünleri
 Yukarıdaki notaların frekans dizisini analiz edersek, müzisyenler harmonik 
frekanslar arasında bazı benzerlikler ve nota bütünü oluşturan notaları 
bulurlar.Harmonik frekanslar, temel frekansların çeşitlerin içerir.Böylece, 
32,7 Hz'deki C notası için harmonik frekanslar aşağıdaki gibi olur:
 
  
  
    | Harmonik | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |  
    | Frekans | 32,7 | 65,4 | 98,1 | 130,8 | 163.5 | 196,2 | 228,9 | 261,6 |  
    | Nota | C | C | G | C | E | G | B b | C |  Burada bir nota bütünün neden mükemmel (C-E-G-C) ya da yedinci (C-E-G-Bb) 
olarak bilindiğini görüyoruz:Nota bütünü içindeki notaların frekansları , temel 
(C notasının) frekansının harmonikleri olarak dizilmişlerdir. İşte sihir 
buradadır.   Sonuç
 Daha fazla detaya inmeden, sesi ve akustiği, fizik, insan açısından ve teknik 
açıdan inceledik.En iyi kriterin kulağınız olduğunu söylemeliyiz. Bazı 
matematiksel formüller ve ölçme cihazlar, neden bazı kaydedilmiş seslerin garip 
olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor fakat 60'larda Beatles'ın mı yoksa Rolling 
Stones'un mu daha iyi müzik yaptığını açıklayamazlar. Bibliyografi
 Brüel & Kjaer: , akustik ve titreşim 
ölçüm cihazları yapan bir Danimarkalı şirkettir.Şirket, elliyldan fazladır 
içinde bu makalede de yayınlanan şekilleri içeren ücretsiz kitaplar 
yayınlamaktadır.Bu kitapları PDF formatında şu adresten bulabilirsiniz: 
http://www.bksv.com/bksv/2148.htm 
            
            
 |