ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            

  

Seyrani Şiirleri


Acep güzel sana neyledim bilmem

Acep güzel sana neyledim bilmem
Sensin bu dertlere daldıran beni
Gözüm yaşlı kaldı ağlarım gülmem
Yok elimden tutup kaldıran beni

Yâr zülfünden bana gelen kokunun
Sebep ne ki hatırıma dokunun
Bu âlemde yine mihnet okunun
Sensin nişanına aldıran beni

Biz âşıka sultanlığın hanlığın
Ne dostluğun belli ne düşmanlığın
Değil midir senin kalpazanlığın
Böyle mihenklere çaldıran beni

Mimar olan elin çekmez yapıdan
Biçâre Seyranî geçmez kapıdan
Aşkın gemisine edip kapıdan
Sensin deryalara saldıran beni...>>


Açıl ey gonca-i bağ-ı letafet

Açıl ey gonca-i bağ-ı letafet
Bülbülü zar eden sen değil misin
Meseldir arife tarif ne hacet
Beni naçar eden sen değil misin

Göz halkeden etmiş baktırmak için
Ağlatıp gözyaşı aktırmak için
Karanlıkta şem'e baktırmak için
Nurunu nâr eden sen değil misin

Seyranî maksudun çifte ben iken
İki beş yüz bir hesapta bin iken
Meydan-ı muhabbet arştan gen iken
Başıma dar eden sen değil misin...>>


Açmayınca gözün arıya özün

Açmayınca gözün arıya özün
Teslim rıza sözün edemez çiçek
Örümcek çulhanın dokunmuş bezin
Biçmek elimizden gelmez ki biçek

Sırat kıldan ince kılıçtan keskin
Seçmeyince gönlüm edemem teskin
Hakkın rahmetinden bu gönül miskin
Geçip yol vermez ki sıratı geçek

Arz boşlukta güneş için dolanır
Güneşe bakılmaz gözler sulanır
Karışırsa pekmez süte bulanır
Seçmek elimizden gelmez ki seçek

Göğsün nişan almış gönül tirine
Deli gönül nişan diker pirine
Seyranî seyretsin hangi birine
Her üstat oynatır bir türlü köçek...>>


Âdem bu demden imiş

Âdem bu demden imiş
Bu dem Âdemden imiş
Âdemden evvel bu dem
Hak bilir kimde imiş

Lafzan ismi müsemma
Manen ilmi muamma
Ademden olmuş Havva
İsa Meryem'dem imiş

Bir deryada bir balık
Var bilmez aşinalık
Tab'ında var hastalık
Keder keremden imiş

Terazinin kolu var
Ağzı yoktur dili var
Veznecinin eli var
Kantar dirhemden imiş...>>


Âdem tabiatlı melek sıfatlı

Âdem tabiatlı melek sıfatlı
Şah olursan sana geda bulunur
Her kim güler yüzlü ve dili tatlı
Olsa anda lütf-ı Huda bulunur

Pehlivanlık edüp nefsin yıkarsan
İmânın nurundan şem'in yakarsan
Musa gibi Tur-ı aşka çıkarsan
Sana gökten inen nida bulunur

"Kaalu bela" ikrarını güdersen
Anda olan borcu bunda ödersen
İsmail-veş canın teslim edersen
Sana gökten inen gıda bulunur

İkrar kapısında taşrada durdum
Seyranî sen andan ne haber duydun
Denizde mermer taş içinde kurdun
Ağzında yeşil ot gıda bulunur...>>


Afitap cemalin görelden beri

Afitap cemalin görelden beri
Arttı derûnumda hicran sevdiğim
Layık mı gezeyim böyle serseri
Yok mudur lütfunla ihsan sevdiğim

Biçare gönlümün nevası yoktur
Açılmış bir gül-i ranası yoktur
Derd-i derunumun devası yoktur
Sen eyle derdime derman sevdiğim

Kadrini bilesin bağrı yanığın
Uyma hiç sözüne her münafığın
Gönlünün tahtında her bir âşığın
Sensin hükmeyleyen sultan sevdiğim

İnsaf et halime yandım derdine
Aşkım galip zemherinin berdine
Merhem eyle Seyranî'nin derdine
Enva-ı ilaçla Lokman sevdiğim...>>


Ağlıyor gönlümüz ey melek sıfat

Ağlıyor gönlümüz ey melek sıfat
Bizi gayri güldür ferahyap eyle
Cerrahın abından sun ab-ı hayat
Lütf u kereminden feyziyap eyle

Okur taliplerin aşk kitabından
Ver saki ruhlara sen şarabından
Lütf-ı miftahınla kendi babından
Âlemin matlubun feth-i bab eyle

Bir aşktır serptiğin layıklarına
Hararetler verme yanıklarına
Güler yüz gösterip âşıklarına
Aziz başın için bir cevap eyle

Seyranî seyreder sağ ve solların
Bab-ı vuslat için bekler yolların
Yeter ağlattığın güldür kulların
Gani dualarım müstecap eyle...>>


Aheng-i aşkımdır inleyen defte

Aheng-i aşkımdır inleyen defte
Boğuluyor kalb-i yâre geçince
Her katre bir inci olur sedefte
Zehir olur tab'ı mara geçince

Tedbir-i Lokmana bağlanma âşık
Belki islah etmiş yârân-ı sadık
Tedbirin takdire gelmez muvafık
Merhemin eline yâre geçince

Arttırır kadrini verd-i aşkımın
Feryad-ı bülbüldür vird-i aşkımın
Neylesin Lokmanı derd-i aşkımın
Destine kudretten çare geçince

Seyranî unsurun bir pak-i tiynet
Olmasa cevher-i ruhunda himmet
Kokar mıydı sana verd-i hakikat
Gülün buyi kalmaz hara geçince...>>


Ahval-i âlemden yâr sorsa bana

Ahval-i âlemden yâr sorsa bana
Müptelayım canım gibi tenime
Muhabbet bir yana ben de bir yana
Güzel sevmek zarar değil dinime

Üftadeyim bülbül gibi güle ben
Çevrilirim turna gibi göle ben
Yârin ismin aldım dilden dile ben
Sürüklerim gömmek için sineme

Seyranî mürşidim severim gayet
Bu sevgi benimçün büyük ibadet
Tamu'da yanmaya etmem kasavet
Yanarım gafletle geçen günüme...>>


Akan su serinden ola gör agâh

Akan su serinden ola gör agâh
Serden agâh olan geda olur şah
Değirmenin çarhı zikr-i illallah
Hu ismin zikreder döne döne taş

Bir ekmenin olur bir de biçmesi
Bir konmanın olur bir de göçmesi
Her kimin var ise yiyip içmesi
Değirmenden alsın dersin karındaş

Yaratmış Seyranî Hak ağzında dil
Dilini söyledip durma Hakkı bil
İsm-i cismin ateş ab u türap bil
Can Ruhulkudüsten çekmez ayrı baş...>>


Akıl ermez kulak duymaz göz görmez

Akıl ermez kulak duymaz göz görmez
Şükret kula haktan ihsan var iken ,
Göz görmüş olduğun sanma öz görmez
Sen küfre yâr olma iman var iken

Cihan cihanla cihan canla bulunmaz
Haksız bir yerinden boşalıp dolmaz
Milletler muhtelif müttehit olmaz
Tevrat Zebur İncil Kuran var iken

Seyrimiz Seyranî zahirde sair
Olsa da batında Mevlaya dair
Ümidin keserim ehl-i kebair
Şefi-i Rahmet-i Rahman var iken...>>


Aklın hallolunmaz birçok müşkülü

Aklın hallolunmaz birçok müşkülü
Ermemesi evla imiş ermeden
El uzatıp bağda biten her gülü
Dermemesi evla imiş dermeden

Kimi şahlık ister kimi vezirlik
Kimisi kâhyalık kimi kizirlik
Hasis adam ile cennete birlik
Girmemesi şayan olur girmeden

Çıkrığa sezadır iplik bükmesi
İğneye layıktır libas dikmesi
Ehl-i kemal ile cefa çekmesi
Yeğdir cahil ile safa sürmeden

Özümle müşterek olmuş gözüm bu
Göz kulak kapusu olmuş özüm bu
Seyranî'yim eğri doğru sözüm bu
Borç vermek hayırlı zekât vermeden...>>


Âlemde bir devir dönüyor amma

Âlemde bir devir dönüyor amma
Devr-i İngiliz mi Firenk mi bilmem
Halli âsân değil müşkül muamma
Zulm-i zalim göğe direk mi bilmem

Üzerimden güneş doğup aşıyor
Eriyip kar gibi bahtım üşüyor
Gönül tandırında bir aş pişiyor
Yanan ciğer midir yürek mi bilmem

Aşkımın sönmüyor eyvah közleri
Ne gecesi belli ne gündüzleri
Dinleyene Seyranî'nin sözleri
Gerek değil midir gerek mi bilmem...>>


Âlem-i ervahda ruhlara Mevla

Âlem-i ervahda ruhlara Mevla
Ten mülkün vermedi ahd ü amansız
İkrar-ı ezelde duranlar hâlâ
Mü'min-i kâmildir seksiz gümansız

Cahilin rüyası hayra yorulmaz
Tecellinin cilvesinden sorulmaz
Eğri okla doğru nişan vurulmaz
Doğru ok atılmaz eğri kemansız

Bir içim su içmedin mi elimden
Duymadın mı bir nasihat dilimden
İkrar silahların çektin belimden
Canıma kastettin behey imansız

Kim gülü dikenden ayırıp seçer
Herkes amelinin mahsulün biçer
Gam yeme Seyranî bu gün de geçer
Yüce dağın başı olmaz dumansız...>>


Âlem-i manada elhamdülillah

Âlem-i manada elhamdülillah
Bir ma-i carinin gözünden içtim
Aşk badesin içen geda olur şah
Ben mey-i vahdetin gözünden içtim

Nârı nurdan nuru nârdan seçmedim
Ağyar benden ben ağyardan geçmedim
Üzümden yapılmış bade içmedim
Verd-i bezm-i vahdet özünden içtim

Bir yüsre bağıdır başı usretin
Dermanı vuslattır derd-i hasretin
Gözü muhteliftir ma-i vahdetin
Sarp inişle yokuş düzünden içtim

Bildim hakikati kalktım uykudan
Hu ismi zatından zat ismi hudan
Sorsunlar Seyranî içtiğim sudan
Ben lisan-ı Hakkın sözünden içtim...>>


Allahın emrine muti'im dersen

Allahın emrine muti'im dersen
Resulün emrine itaat eyle
Helal haram demez bulduğun yersen
Müminlik sözünden feragat eyle

Zahm-i aşka gelip merhem sarmaya
Ferhat olup bir gün bağrın yarmaya
Kudretin yok ise Beyt'e varmaya
Gönül Beytullah'tır ziyaret eyle

Kulun rızkın verir Hazret-i Bari
Açılan gülleri incitmez harı
Kötülük değildir er kişi kârı
Kemlik edenlere inayet eyle

Daralup kendini sıkma Seyranî
Rıza-yı Bâriden çıkma Seyranî
Gönül Beytullah'tır yıkma Seyranî
Elinden gelirse imaret eyle...>>


Ana kız karındaş hem kız evladı

Ana kız karındaş hem kız evladı
Evde bulunsa da elden sayılır -
Leyla'nın Mecnun'u ŞirinFerhat'ı
Yad yabancı dağda belden sayılır

Dağda eniş yokuş düzden gayrisi
Yılda kış bahar yaz güzden gayrisi
Kezzaplarda iki sözden gayrisi
Havadan sayılır yelden sayılır

Vali hâkim dahi doğmuş anadan
Kısmet toplamaya gezer her nadan
Bir susuz derede bir fırtınadan
Uğrayıp geçici selden sayılır

Ömrün var gecesi hem gündüzleri
Tükenir mi eniş yokuş düzleri
Seyranî'nin kaba değil sözleri
Haddeden çekilmiş telden sayılır...>>


Ara bul şem'anı yak da

Ara bul şem'anı yak da
Su gibi engine ak da
Ne tırnak idim ayakta
Ne taç gibi serde idim

Ne martıyım bahra daldım
Ne gemi ummana saldım
Ne er gibi avrat aldım
Ne zen gibi erde idim

Mahremiyim Hak razının
Ma'kesiyim avazının
Âlem-i ervah sazının
Kolunda bir perde idim

Seyranî kader göçünde
Ne bir iki ne üçünde
Alem-i ervah içinde
Himmetli bir pirde idim...>>


Asıl sermayemiz bir avuç toprak

Asıl sermayemiz bir avuç toprak
Aşinasın sen bu sırra sevdiğim
Pervane şem'inin nuruna müştak
Bile bile Yanar nâre sevdiğim

Lisan-ı hal ile cümle dillere
Kelam verip talim eder ellere
Tanrım emretmese idi güllere
Müsehhir olur mu hare sevdiğim

Kala yapılır mı burçsuz bedensiz
Halkolunmamış hiçbir mahluk tensiz
Dertli Seyranî'nin derdine sensiz
Hak bilir bulunmaz çare sevdiğim...>>


Asırda acaip işler çoğaldı

Asırda acaip işler çoğaldı
Bilmem bu işleri kimler ediyor
Dünyayı hep rezil köpekler aldı
Gelen ümeraya karşı gidiyor

Biraz bahsedeyim ehl-i zamandan
Yahşiler aşağı düştü yamandan
Aralık itleri olmuş kumandan
Uyuz it kurtlara kumand-ediyor

Buğday unu beğenmiyor enikler
İplikten aşağı düştü ipekler
Hep sedire geçti itler köpekler
Hanedan ayakta hizmet ediyor

Koltuk kılı farkolmuyor sakaldan
Tüccarlar aşağı indi bakkaldan
Aslanlara çoban düşmüş çakaldan
Şimdi aslanları çakal güdüyor

Mekteple medrese ortadan kalktı
Meyhane kerhane meydana çıktı
Ar namus denen şey ortadan kalktı
Şimdi kişi bildiğine gidiyor

Sarhoşlar çoğaldı kalmadı ayık
Bu asra böylece haller de layık
Müzevvirin adı muhbir-i sadık
Şimdi kişi bildiğine gidiyor

İsimlerin tebdil etsem satılmaz
Cisimlerin tahvil etsem zat olmaz
Altın eğer vursan eşek at olmaz
Şimdi kişi bildiğine gidiyor

Şahinler yurdunu tuttu yarasa
Baklava yerine geçti pırasa
Şimdi rağbet deyyus ile terese
Zamane bunlara rağbet ediyor

Boy kürkünü beğenmiyor köçekler
Babasına akl öğretir çocuklar .
Yumurtadan burnu çıkan cücükler
Horoz oldum diye cık cık ediyor

Küçükler büyüğe çorap giydirir
Tatlıyı insana acı yedirir
Seyranî zamane böyle dedirir
Şimdi kişi bildiğine gidiyor...>>


Âşıkların kalbi kenz-i Rahmandır

Âşıkların kalbi kenz-i Rahmandır
Kalb-i âşık evvel sani değildir
Bu sim anlayan ehl-i irfandır
Bilmeyen ma'rifetkânı değildir

Şeddadin cenneti şehr-i Aden'de
Anılmaz her kale şehr-i Vidin'de
Her nakkaşın adı diyar-ı Çin'de
Şöhret bulan Behzad mani değildir

Aç kolların kadir Mevlam doklayan
Kul kalbine nazar edip yoklayan
Âşıklarda minnet gülün koklayan
Payıtaht-ı aşkın hanı değildir

Analara hastır çiçek deşirmek
Ariflere mahsus çiğ söz pişirmek
Âşık Seyranî'yi gözden düşürmek
Merhamet ehlinin şanı değildir...>>


Aşk u sevda ile mecnun gezerken

Aşk u sevda ile mecnun gezerken
Ben bir güzel sevdim Müslüman deyu
Muhabbetin deryasında yüzerken
Şimdi bir su vermez al iç kan deyu

Şimdi ellerile alup satmakta
Gülüp oynamakta yatıp kalkmakta
Benim ciğerime ateş atmakta
Alış tutuş mahşeredek yan deyu

Madenine göre altun gümüşler
Ağacına göre elvan yemişler
Mühür kimde ise ana demişler
Âlemde Seyranî Süleyman deyu...>>


Aşkım bülbülüne şevkim bağında

Aşkım bülbülüne şevkim bağında
Gül açar dikenli çalım kalmadı
Gül gibi bitmişken aşkın dağında
Bülbül konmak için dalım kalmadı

Çerağım sönmeden pervanem ulaş
Ölmeden etrafım bir daha dolaş
Kuru kovan oldum kudretten telaş
Düştü arım çecim balım kalmadı

Balmumun yandırıp bezire kadar
Aradım beşirden nezire kadar
Yokladım kizirden vezire kadar
Bana zulmetmedik zalim kalmadı

Aşık Seyranî'yim dinle sözlerim
Yâkub'um elbette Yusuf özlerim
Servetperestlerden korktu gözlerim
Anadan üryanım malım kalmadı...>>


Ateş vapurunu icat edenler

Ateş vapurunu icat edenler
Yelken açıp yelin kadrin ne bilsin
Süleyman'dır kuşun dilin söyleyen
Her Süleyman dilin kadrin ne bilsin

Hayvanlarda çeşit çeşit fırkalar
Kimi düzden aşar kimi yorgalar
Necasete müştak olan kargalar
Has bahçede gülün kadrin ne bilsin

Seyranî Babanın beli büküldü
Ağzının içinde dişi söküldü
Davut Nebi sadasından çekildi
Saz çalmayan telin kadrin ne bilsin...>>


Baksam yüzüne bende olan göz tükenir mi

Baksam yüzüne bende olan göz tükenir mi
Ya sende olan böyle güler yüz tükenir mi
Vasfınla senin dilde olan söz tükenir mi
Bir yılda bahar kış ile hiç yaz tükenir mi
Bir mah gibi bir gün gece gündüz tükenir mı
Âlemde ölüm var ise öksüz tükenir mi


Geçmiş deve vardır yük ile ince elekten
Lazım bir elek pak edici halkı kepekten
Her âdeme efdal diyemem gökte melekten
Mümtaz diyemem her meleği kadr-i felekten
Bir mah gibi bir gün gece gündüz tükenir m
Alemde ölüm var ise öksüz tükenir mi

Kör körlüğe razı olarak gözsüz olur mu
Gündüz gecesiz ya gece gündüzsüz olur mu
Hüsnünde solar fasl-ı bahar güzsüz olur mu
Bir mah gibi bir gün gece gündüz tükenir mi
Âlemde ölüm var ise öksüz tükenir mi

Rabbim bana ver bir dem-i devran-ı tecelli
Baykuş gibi kaldım yine zulmette temelli
Bu derd-i elimin ne ise çare-i halli
Âid sana Seyranî'ye ver nur-ı teselli
Bir mah gibi bir gün gece gündüz tükenir mi
Âlemde ölüm var ise öksüz tükenir mi...>>


Bu bölümde toplam 139 adet Seyrani şiiri bulunmaktadır.

1 2 3 4 5 6

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com