C
Caba: Fazladan, üstelik, bir şey ödemeden alman şey .
Cad: Darı ekmeği.
Cah etmek: İtibar etmek.
Cah: Makam, itibar.
Cahallığ: Gençlik çağı.
Caht: Bile bile inkar etme.
Cam: Kadeh, bardak, şişe ve toprak cinsinden şarap kadehi.
Can ürekten: Candan yürekten, içtenlikle, severekten.
Canal: Canan, sevgili.
Canan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın.
Canın: Canımın.
Canpolat Dev: Bir masal yaratığı.
Cansız at: Tabut, salaca.
Car: Çarşaf, komşu, yardımcı, medet eden.
Cayız: Caiz, olabilir, yakışık alan.
Cazu: 1. Cadı, oyunbaz. 2. Çok güzel.
Cecim: Cicim, örtü ya da perde olarak kullanılan ince kilim.
Cefa: Büyük sıkıntı, üzgü.
Cefakar: 1.Cefalı. 2.Cefa eden.
Cehl: Cahillik, ilimden mahrum olmak, tecrübesizlik.
Cellat amanı: Ölüm cezasına çarptırılmışlara, ölüm yargısının uygulanmasından önce, son isteği için tanınan süre.
Cem olmak: Toplanmak.
Cemal: Yüz güzelliği.
Cemalınnan: Cemalinden, yüz güzelliğinden, yüzünün güzelliğinden.
Ceran: Sevimli, uzun boylu.
Cevahir: Cevherler , çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler. Çok kıymetli maden veya taşlar. Çok kıymetli söz veya faydalı yazılar.
Cevahir: Şah Abbas'ın soylu hizmetçisi.
Cevli cevran eylemek: Dolaşmak.
Cevr etmek: Eza, cefa, eziyet, zulüm, sitem etmek. Tarikat adamının ruhen ilerlemesine mani olan şey.
Cevr: Eziyet.
Ceyran: Ceylan.
Cığa: Yeşil.
Cığalı koşma: Cinaslı koşma, sorguculu koşma.
Cığa tel: Erkek yabanördeğinin kuyruğunun üstündeki kıvrık yeşil tüyler ve yeşil kanat telekleri.
Cinas: Çok anlamlı bir sözcüğün, her kezinde başka bir anlamını öngörerek yapılan bir söz oyunu sanatı. Değişik cinas biçimleri vardır. [Tam cinas, birleşik cinas (benzeşmeli cinas, farklı cinas), basit cinas, eksik cinas...] Eski Edebiyat'ın bu yaygın söz oyunu sanatından Halk Edebiyatı da nasiplenmiştir. Özellikle manilerde cinasa çok rastlanır.
Cılga: İnce yol.
Cidar: Duvar.
Cim: Osmanlı alfabesinin altıncı harfi olup ''ebced'' hesabında üç sayısının karşılığıdır.
Civan: Genç. Genç ve yakışıklı olan.
Coşarsız: Coşarsınız.
Cur'a: Yudum.
Cuş eylemek: Coşmak, kaynamak.
Cüda: Ayrılık, ayrılmış.
Cünun: Değişik.
Cürmümü: Suçumu.
|