O
Od: Ateş.
Oğramak: Uğramak.
Oğru: Hırsız, uğursuz.
Oğrun: Gizli.
Ohullar: Okurlar.
Ohumak: Okumak.
Ohur: Okur.
Oladım: Olaydım, olsaydım.
Olam: Olayım.
Olannar: Olanlar.
Olar: Olur.
Olasan: Olasın.
Olcağ: Olucak, olunca.
Olcah: Olacak, olunca.
Ollam: Olurum.
Olmuşam: Olmuşum.
Olmuyum: Olmayayım.
Olum: Olayım.
Onın: Onun.
Otağ: Büyük ve süslü çadır.
Oyanıban: Uyanarak
Oyanmak: Uyanmak.
Oyatmak: Uyandırmak.
Oymak: Oymalı, bezeli, süslü, kümü küme.
Oynayıban: Oynayarak
Oyunbaz: Oyuncu, aldatıcı.
Oyunnu: Oyunlu, tutumlu, davranışlı.
Ö
Ögünden: Önünden.
Öğmek: Övmek.
Öldi: Öldü.
Ölke: Ülke.
Öllem: Ölürüm.
Ölüm: Öleyim.
Ölümnen: Ölümden.
Ölüptür: Ölmüştür.
Ömür başa varmak: Ömrün sona ermesi, bitmesi.
Ömür başa yetmek: Ömrün sona ermesi, bitmesi.
Ömür malı: Ömür varı, tüm yaşam.
Örük: Saç örgüsü, bir örgü saç.
Öz: Kendi, zat.
Öz-elinnen: Kendi elinle
Özge yarnan: Özge yarla, başka sevgiliyle.
Özge: 1. Başka 2. Başkası.
Özgelernen: Özgelerle, başkalarıyla.
Öz-özüme: Kendi kendime.
Özüm: Kendim, ben.
Özüme: Kendime.
Özün: Kendin, sen.
Özünü: Kendini, kendisini.
|